2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2157
Okunma
Özleşim tarzıyla yazılmış olan bu şiirde Gül, Resul’ü, müslimi, İslam devletleri ve kültür gibi üç ayrı unsuru temsil eden bir semboldür. Şiir, gülün ömrü, tomurcuğu, yaprağı, duruşu, renkleri, açmış ve solmuş hali, rüzgarda salınışı, yapraklarının şekli, yeşil dalı, dudağa benzeyen yaprakları, kokusu, çürümesi, çürürken eğilmesi, dikeni, Elif harfine benzeyen yeşil dalı, arap harfleri ile "oku" yazısına benzeyen duruşu, rüzgarda salınışı, gül bahçesindeki asaleti, dikenin kama hançer ve kılıca benzeyen şekli, hüzünlü ve eğik duruşu vb ile insanla ilişkilendirilmiştir. Hüsnü taliller, telmihler, kinayeler, benzetmeler, ihamlar, tenasüpler, mecaz, teşbih ve istiarelerle İnsan, Peygamber, islam kültürü ,yaşam ve ölüm mücadelesi ve buna dair felsefi ve tasavvufi fikirlerle desteklenen şiir, hayat, amaç, aşk, dilek ve telmihlere ait duyguları ifade eder.
Gülün hallerine dair betimlemeleri, insan , islami devletler ve hayat mücadelesi şeklinde gül öznesinin duygu ve eylemlerine yükleyen bu şiirden haz alabilen herkesi gönülden kutluyorum.
Habib’im bir gülü vermez diye küsmüş yare gül
Ele gülmüş bana gülmez diye kaç bin pare gül.
Çiseler dökse gözünden bağa tek sır dememiş
O tomurcuk kederinden bulamaz tek çare gül
Nice bülbül sesi duymuş yüreğin mest edecek
Razı gelmez Habib’inden demeyen sazlara gül
Bade içmiş rüyasından o yârin Ay simadan
O hayalin hicabından yüze tülbent sara gül
Süsenin hançeri yarmış kanı her dem akıyor.
Ne haram eyledi bilmez yine düşmüş zara gül
Kimi kan der, kimi çiy der; utanıp döktüğü ter
Rüyadan yordu duyanlar kızarır ısrara gül
Deva bulsun yüreğinden onu el üste tutan
Yanağından koku kalmış Habib’im gül-zara gül
Bade içtin, name aldın, kokular açtı için
Yedi renk kaftanı giydin; niye bahtın kara gül?
Dudağın resmine dönmüş, Habib’im güldü deyip
Nazenin kaldı o yüzden, cemalinden hare gül
O tomurcuk gibi kalsam diyemem sevda büyük
Diyerek yüz dudağından açılır bağlara gül
Habib’imden reha bulsam diye feryat ederek
İki günden daha artık yanamazmış nara gül
Talibiz sam ve seherden rızkımız doğdu deyip
Gözü tandan saçarak kan dayanır her dara gül
Seda duydum Habib’imden diye yelden sakınır
Dalının üstüne hançer çekerek rüzgâra gül
"Oku" dermiş Habib’imden yele baygın bakarak
Namesinden reha sinmiş okuyor her pare gül
Elifin Kaf’la vav’ından kama çekmiş dikenin
"Oku" dermiş Resulümden, Şah’a vurmuş, Çar’a gül
Kılıcın Türk gibi tutmuş yatağan sallatıyor
Teni kandan sıvalanmış yüzü kat kat yara gül
Nice kanlar döküvermiş Habib’in emri sayıp
Nice Hanlıklara girmiş, yürümüş, hünkâra gül
Karabağ’dan gece geçmiş Çat’la Mısırdan bi haber
Bize şam’dan mı sorarmış bana her an kara gül
Neyi eksik imanımdan, niye gülmez ki Rahim?
Diye bir suç aranırken düşüyor efkâra gül
Yedi rengin kanı akmış dikenim battı sanıp
Bu vehimden düşüvermiş Habib’im kollara gül
Ganimet umdu ki gülşen, güle dostluk dolaşır.
Kokusundan kimi çalmış, kimi kapmış para gül
Niye vermek ile dostluk aranırmış bilecek
Kederin pay edecek dost bulamaz, git, ara gül
Lale, sümbül eteğinden çekişip yalvarıyor
Yele derviş gibi çılgın tutulur yekpare gül
Ala bir tennure giymiş elifin kemha yeşil
Semazen Mevlevi olmuş sesi ney rüzgâra gül
Habib’im gitti elimden, diye her an eleminden
Soluyor gül kederinden küsüyor gülzara gül
Bu tevekkül ile çökmüş kaderim böyle deyip
Başı eğmiş, dalı düşmüş, seni kim kurtara gül?
Güne beş kez yeri öpmüş, niyazın göstererek
Çöpe dönmüş bu oruçtan gidiyor Layhar’a gül
Hani handın, hani beydin? Sera ser kemha giyen...
Camekândan görünürdün niye soldun mora gül
Cihanın cilvesi buymuş diyecek dost arıyor
Habib’im tut yanağından düşüyor ağyara gül
Büzüşen boynunu bükmüş yere canlar akıyor
Bu cehennem azabından sana cennet vara gül
Dökülüp can damarından yere ölgün bakıyor.
Düşüyor can kanadından Habib’im taşlara gül
Bu nazımım nizamından sese destan dokunur
Avazımın icabından Habib’im kapkara gül
Nice güldün zamanından avazın denmeyecek
Saladan bir seda kaldın dizilen saflara gül
Güle göster cemalinden dualar eyleyerek
Şefaat et ya Habibim gülü ver dostlara gül!
( Bu şiir Özleşim ölçüsü ve ekolü ile yazılmış bir kasidedir.)
Habib:Sevgili
Susen: Kılıç benzeri yapraklı çiçek( Divan şiirinde gülzarın bekçisi )
Cemal: Yüz güzelliği
Reha: Koku, rayiha
Talip: Talep eden, isteyen, talebe
Layhar: İranda Şah iken, hanlığı bırakıp hamamın külhanında üzüm çöpü artığı ile beslenen evliya
Seraser: Padışahlara özel dikilen altın işlemeli kumaş
Kemha. Altın dokumalı ipek kumaş türü
Tennure. Mevlevilerin giydiği kaftan
Elif: Arapçanın ilk harfi, Mevlevilerin giydiği pantolon
5.0
100% (5)