Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
şahamettin
şahamettin

*)(*AşkCana Minnet İmiş*)(*

Yorum

*)(*AşkCana Minnet İmiş*)(*

31

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

3501

Okunma

*)(*AşkCana Minnet İmiş*)(*

*)(*AşkCana Minnet İmiş*)(*

Beni ," üstat" olarak kabul edip, sitemiz için ’" büyük kazanç" gören değerli arkadaşlarıma teşekkür ediyorum . Şüphesiz, bu payeler yamuk burnum, tüysüz kaşlarım için verilmemiştir.

Ömrünü edebiyata vakfetmiş, alanında uzmanı olmuş, üstelik fiili olarak da uygulamış, şiire ekol önerebilmiş biri olarak her daim sitemizin vitrin olarak mükemmel bir site olduğunu her fırsatta dile getirmişimdir.Sanatı üretenin ,tüketenden daha çok sanatı sevdiğinin bilincinde olarak, bu siteyi çok sevdim.

Saygı duyduğum, sanatına hayran olduğum, az sayıdaki değerli şairlerimizin şiir sanatının inceliklerini taşıyan şiirlerinin sürekli göz ardı edilmesi üzüntü vericidir.

Sİtemiz vitririne taşınan şiirler yüzde doksan beş oranında II. Yeni tarzıdır.Bu tarza karşı olmamakla birlikte bu orantısızlık diğerlerini ve beni de rencide etmektedir.

Seçilen şiirlerin " estetik ve sanat değeri nedir ?" sorularına cevap verilememektedir.

Ülkemizin bu en güzel sanat vitrininde şiir sanatının hangi değerlerini taşıdığının izah edilemediği ürünlerin sürekli sergilenmesi ironi yaratmaktadır.

Konunun uzmanı kabul edilmem ve ekol önerebilen biri olarak kendi şiirlerimin bile seçilemeyişini kendime ve bana üstad diye hitap eden kişlere ifade edememekteyim.

Kimseyi kırmamak adına üzerime düşen sorumlulukları ifa etmek ama seçkiye de girmemek için şiirlerimin ilk gün bir kaç mısraını sonraki günlerde de geri kalanını asmak suretiyle şiirlerimi seçkiden çekmek zorunda kalıyorum.

Tüm değerli arkadaşlarıma ve Özleşim camiasına saygılarımla.

)( Özleşim tarzıyla yazılmıştır)(*

Ahbab ile muhabbet hazlara lezzet imiş.
Mağrur olana rağbet şeytana hürmet imiş.
Yâr gülse yüzü döktük kibre de düştük lakin?
Gün düşse yere gökten, aşk cana feryat imiş.

Yıldız mı saya durduk sahnede gözler döküp?
Eller ile yârenler meşkine hayret kalan...
Aşkmış âleme cennet, meşk cana minnet imiş!

Heyhat ki, İsa olsak, cansıza can sağlasak
Göz körse, günü tutsak, şavkımız zulmet imiş.

Bin dalda eli açmış gül dere bağdan çınar.
Kısmet ki bu cihandan derdiği zahmet imiş.

İlm etti, cilalanmış ruhları çözmek kasıt.
Gel gör ki bu keşiften vardığı cinnet imiş.

Güz geçti, kışa düştük, yolları kurtlar kapar.
Her pençe cana değmiş, ahvali berbat imiş!

Bir dost kazığı tat bak, yâr cana rahmet imiş!

(zulmet: karanlık, sıkıntı
meşk: uzatmak,uzun yazı yazmak, aşkla vakti geçirmek)

Ocak 2009.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
*)(*aşkcana minnet imiş*)(* Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz *)(*aşkcana minnet imiş*)(* şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
*)(*AşkCana Minnet İmiş*)(* şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
NARİN/ELMAS
NARİN/ELMAS, @narin-elmas
13.2.2009 23:05:22
Bir dost kazığı tat bak, yâr cana rahmet imiş!
harikasınız okurken bile benim aklım karışıyor.bu kadar emek harcamanız gerçekten yürek ve emek ister.yüreğinize sağlık.kutluyorummmmm.
Bayram KAYA 1
Bayram KAYA 1, @bayram-kaya-1
8.2.2009 23:32:03
Şiirin yazımı, yazım tekniği ve fikir ortaya konuşu, tartışılmaz birinci sınıf bir emek ve bilirlik benim nazarımda.

örneğin: giriş bendi gibi şu bentte;

""Heyhat ki, İsa olsak, cansıza can sağlasak
Göz körse, günü tutsak, şavkımız zulmet imiş.""

Harkulade bir anlatım zenginliği ve felsefe gücü var etmektedir. Şair gerçekten özgün ve özel, orjinal fraktaller var etmektedir.

Belkide hakkım olmayaraktan dileğim olacak...

Bana göre, bir tutkun okuru olaraktan, çalışmanın felsefik tutumlamasını kaçırmaktayım, esere o alan ve boyutta değerler, düşünsel bir açılım getiremez oluşum, tek sıkıntım. Dizeler üzerinde fikir yürütmeyeceğim. Ama ilahi baz bir açılımla mı, yada dostluk muhabbet tarz bir açılımla mı, yoksa erdemsi eksikleri ikame mi? gibi bu tür bir sistematik felsefeyi ben yorumlayamadım.

Örneğin şu güzel veciz ve aforizmatik kurguyu, başın ve bitişin bentlerine düz okuma ile oturturken, felsefe sisitematiği bağlamında zayıf anlamalara kaydım.

""İlm etti, cilalanmış ruhları çözmek kasıt.
Gel gör ki bu keşiften vardığı cinnet imiş.""

Güçlü kalemi ve güçlü çalışmasını takdirle tebrik ederim.

Selamlarımla...



Bayram Ali Bülbül
Bayram Ali Bülbül, @bayramalibulbul
6.2.2009 15:04:34
HOCAM BEN GÖNÜL KORDELAMI HEM BEYAZINI HEM KIRMIZISINI TAKIYORUM
İŞTE SANAT İŞTE ŞİİR DİYE BAKIYORUM
TEBRİKLER
SELAMLAR
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
3.2.2009 22:31:47



Sevgili Elif

özleşimle ilgili bana yöneltmiş olduğunuz soruları her ne kadar şahamettin hocam açıklamışsa da bende cevaplamak
isterim…



her şey aşağıdaki linkte bulunan foruma yazdığım yoruma cevap yazan TunçAY’ın bana “yazınıza yorum yazılmıştır”
mesajı ile başladı…


lütfen linki inceleyiniz..

http://forum.edebiyatdefteri.com/forum-icerik/1717/


benim foruma yazdığım bu yazıya TunçAY’ın cevabıyla başlayan yazışmalara şahamettin hocamın ikinci daveti ve edebiyatımıza farklı çalışmalarımla katkıda bulunmak istediğimden bu çağrıya evet dememle başladı serüven …




“ kendimiz olduğumuz zaman ...
bir değil birçok yeni akımlar ortaya çıkacaktır..

kendi tarzımızı ortaya koymalıyız...kendimiz olmalıyız...

son dönemde yazılan birçok şiir etkilenmiş şiirdir....
orijinal şiire rastlamak pek mümkün değil gibi...

orijinali de fark etmek kapasite gerektirmektedir....sabiha küçüktüfekçi “



Sayın TunçAY

kendimiz olmak o kadar da zor değil...
işe önce kendimizden birey olarak başlamalıyız...
kendimize özgü bireyler olabilmek... sorunların kaynağı burası..

bu yönümüzü aşmadan ülkeye ve dünyaya açılmak
ne sanatta ne bilimde mümkün değil...

bunun için farkı farkedecek kapasitesi yüksek özgür orijinal düşünebilen birey sayısının artması ve bu beyinlerin topluma yön veren ortamlarda örnek teşkil etmesi gerekir..

insanlar kendilerine benzeyenleri severler genelde..
farklı düşünen beyinler toplumda yadırganır çoğunlukla..tepki görür...ayrıca bu tepkileri karşılayabilecek gücünün de olması lazım..bir taraftan çalışmasını yapacak ..diğer taraftan var olma mücadelesi verecek engellere yok edicilere karşı...
desteklenmesi gerekirken ...zor iş...

onun için kolay benzer şeyler hep ortalarda dolaşıyor..alkış ve övgü alıyor..rağbet görüyor..hal böyle olunca hep eskilerle yola devam ...ve hep dışarılardan ithal...oysa insanımızın kapasitesi o kadar yüksek ki fark edemeden geçip gidiyor ömürler...

her birimiz orijinal farklı dünyayız esasında ..
ah bir farkına varabilsek...!
kendimizi bir keşfedebilsek...

saygılarımla.. ...



ve devam eden yazışmalar....
.
.

……………

“ BİR EDEBİ TOPLULUK KURALARIM ORTAK PAYDALAR VE YENİ Fİ,KİRLER VE ŞEKİL ANLAYIŞI ORTAYA KOYALIM VE BİR DERĞİ ÇIKARALIM….şahamettin “




yazışmaların sebep olduğu bu çağrıya ilk ve tek cevap sadece benden gelmiştir…
aslında düşündürücü bir durumdur ne yazık ki edebiyat adına…


hocama yazdığım msj dan :

Tarih:24 Nisan 2008 Perşembe 15:18:48

………………..
hocam o zaman biz bir ikili olarak yola çıkıyoruz...hayırlı uğurlu olsun...saygılar...selamlar..(başaracağız...Allah ın izni ile....
inşallah...)
(sonra nasılsa çoğalacaktır...)




“bir garip şiir “ hocamın şiirlerinin yayın tarihinden çok öncedir…özleşim biçimindedir…


link:

http://www.edebiyatdefteri.com/siir/97279/bir-garip-siir-----------(----kimse-yok-mu.--)



şahamettin hocama sürpriz olarak yazıp yolladığım daha sonra yayınladığım ilk özleşim şiir “vah dedi bilen “ şiiridir..


link:

http://www.edebiyatdefteri.com/siir/117428/vah---!-dedi-bilen
1428/vah---!-dedi-bilen


Güzel Eylem/e şiiri bestesiyle birlikte özleşim akımına ithaf edilen özel bir özleşim şiiridir..yani ilk şiir değildir..

link:

http://www.edebiyatdefteri.com/siir/109172/guzel--eylem---(e)----(-ozlesim-).html



hocam özleşim kuralları ile ilgili bilgileri bana daha sonra ulaştırmıştır.…

özleşimi ilk defa yazan birisinin “vah dedi bilen “ .. Güzel Eylem/e gibi şiirleri kısa sürede yazması mümkün değildir…

emek isteyen şiirlerdir…. sen ben değil ” biz” kavramıyla yola çıktık …öyle olsaydı bugünlere gelemezdik..bilgiye..emeğe

hizmete her zaman saygı duyarım..dolayısıyla hocama da…yola çıkış amacım bellidir..hocama yolladığım msj dan

anlaşılacağı gibi…



Tarih:19 Nisan 2008 Cumartesi 10:56:17
RE:RE:RE:Şahamettin


değerli hocam

insanlık makamında olmamız ve bizi yaradanın sunduklarını değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum...kendimi keşfetmek yenilikler - farklılıklar paylaşmak .. insanlığa yararlı olmak en büyük idealim..ve ilerleyen zaman içinde farklı katkılarda da bulunacağımı düşünüyorum..her türlü yeniliğe açığım..
ve hep birlikte başaracağız ...inşallah...
....selamlar..





hocamın sayfasında ki bu yorumlarda düşüncelerimize açık örnektir…

SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ
20.04.2008 15:44:41

şahamettin hocam

yeni akımda daima ,
birimiz hepimiz hepimiz birimiz için ...
.hep birlikte başaracağız inşallah...
teşekkürler gönül güzelliklerinize ve bizimle paylaşan herkese...saygılar..


şahamettin
18.04.2008 20:41:41
Sabiha Hanım oluşumun fikir sahibi olarak, tevazu göstermektedir.
Oluşumu benim üzerime yıkarak sorumluluklarını azaltma ihtimalini umarım
düşünmüyordur.

Fikir sahipleri başkalarını öne çıkararak sorumluluklarından kurtulamazlar.
Şimdiden kendilerine bu zor süreçte başarılar dilerim.





önemli olan edebiyatımıza insanlık sanatına hizmettir….atalarımız eserlerine isim dahi yazmamıştır….

kaldı ki gerçek sanatçı bizleri var edip güzelliklerle donatandır…hiç bir şey sebepsiz ve tesadüf değildir…

bizler güneşten ışığını alan bir ay gibiyiz… bizleri yaratmaya ve güzelliklerle donatmaya değer bulduğu için yaradan a

ne kadar şükretsek azdır …


bizlerin yanında olan olmayan olumlu olumsuz eleştiren her zaman yolumuza ışık olan siz çok değerli sanatçı

katkılarıyla özleşimi bugünlere taşıyan şiir dostlarımıza gönül dolusu teşekkürler…


sevgim saygım her daim sizlere…hepinize… ….




maviemek
maviemek, @maviemek20
3.2.2009 13:50:13
bu siirde bu sözler yüregime dokundu her cümlesi her harfi canözümde okundu firtinanin kopmasi andan daha yakindi ah sancilar içinde kiyametim kopuyor lütfen kabul edin sevgi selam ve saygilarimla tebrikler


S. Edip
S. Edip, @s-edip
3.2.2009 04:14:47

"Ahbab ile muhabbet hazlara lezzet imiş.
Mağrur olana rağbet iblise hürmet imiş.
Yâr gülse yüzü döktük kibre de düştük lakin?
Gün düşse yere gökten, aşk cana feryat imiş.

Yıldız mı saya durduk sahnede gözler döküp?
Eller ile yârenler meşkine hayret kalan...
Aşkmış âleme cennet, meşk cana minnet imiş!

Heyhat ki, İsa olsak, cansıza can sağlasak
Göz körse, günü tutsak, şavkımız zulmet imiş.

Bin dalda eli açmış gül dere bağdan çınar.
Kısmet ki bu cihandan derdiği zahmet imiş.

İlm etti, cilalanmış ruhları çözmek kasıt.
Gel gör ki bu keşiften vardığı cinnet imiş.

Güz geçti, kışa düştük, yolları kurtlar kapar.
Her pençe cana değmiş, ahvali berbat imiş!

Bir dost kazığı tat bak, yâr cana rahmet imiş!"

Öz şiirimizin,
öz rayihasının,
öz güzelliğinde,
Öze can katan öz şahsuvarlığın,
Göz kamaştıran yakamozlarını gündüzleyin kar mevsiminde,
gönül sadedinde,
Hoş yürekliler yaylasına efsunlayan,
dizeleri dize getiren bir ahengin,
Sınır tanımayan dik durmaklığının,
Gönül almaklığıydı....

Değerli hocamın "seçki" konusundaki değerlendirmelerine
bütün içtenliğimle katılıyorum.

Duygulular yaylasının mümbit notalarında durarak
En taze içtenlikte ve en taze derinlikte şiir fısıltılarını içine çekerek,
Yüreğinde damıtıp cemreli baharlara müjde sadedinde fısıldayan bir ahenktesiniz...

Ve şairlik dizelerinizin her yerinde...
Selam, saygı ve Edip'çe tebriklerimle
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
2.2.2009 15:45:53


"
''Solmasın bahçende güller
...............................Güller bahçende solmasın''

Ekolünüzün muhteşem örnekleri...Evet Şahamettin bey,ömrümde böyle muhteşem eser okumadım.Yapmayınız...Bu resmen mezâlimdir...

''Özleşozan neşeli havalar çaldı söyledi...görelim ne söyledi:''

Cidden artık iyiden iyiye merak etmeye başladım...Cidden amacınız bir akım yaratmak mıdır yoksa yakında Dede Korkut da Özleşkorkut mu olacaktır?..


Sizin ekol dediğiniz şey eklektir efendim...Eklek...Ekol değildir...Ve ayrıca size Şair adı vereceğimi söylediğimde Cumhuriyet Şairi dedim,Habibi demedim.Tekrar ediyorum dikkatli okuyunuz yazdıklarımı...

''1) Özleşim :yeni sanal edebi akım ismi ''

Bakınız bu sizin terimler sözlüğünüzün ilk maddesi...''sanal''...bunları yazan sizlersiniz ben değilim...
Gerçekliğin sanal ile aynı cümlede nasıl bir tahayyülü vardır ben açıkcası anlam veremiyorum..."



sevgili Verda

sizinle ilgili düşüncelerimi zaten biliyorsunuz…site adına edebiyat adına önemlisiniz değerli şair dost...

yazışmalarda aşağıdaki ifadeler yer almış…
ikili olaylarda olayı ancak o ikili çözer buna inanırım..
üçüncü.. dördüncü...şahıs olmayı hiç sevmem ...lakin ifade ettiğiniz kısımlarda bana ait çalışmalar var… dolayısıyla olaya açıklık getirmem kaçınılmaz hal almıştır...



Solmasın bahçende güller
...............................Güller bahçende solmasın

Şen şakrak ötsün bülbül
.............................Bülbül şen şakrak ötsün

Kalmasın ah sende dilber
..............................Dilber sende ah kalmasın

Vazgeçsen nazdan bir gül
..............................Gül bir nazdan vazgeçsen


Endamın üstünde gözler
Mah yüzün dillerde dilber
Susmasın çalsın ki neyler


Leylak mor açsın sümbül “




1.bu özleşim şiir ters ekolu olma özelliği taşır..

tersinden de anlamlı olabilmektedir...

2. iki farklı özleşim ölçüsü ile yazılmıştır...

010 001 00 ... 00 001 010
0 00 00 00 ... 0 00 00 00

3.farklı bir biçim uygulanmıştır...vs..

0=kapalı hece
1=açık hece




tamamen orijinal ordan buradan araklanmamış üstünde çalışılmış
görüldüğü gibi örneksiz oluşturulmuş bir şiir …

özleşim ‘i kolay algılanabilir hale getirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla yapmış olduğum amacı da emeği de küçümsenemeyecek kadar büyük bir çalışmadır edebiyat adına .. sanat adına...
bir deneme yazmanızı rica edeceğim beni daha iyi anlamanız için …

bugün hepimiz belirli seviyelere gelmişsek eğer unutulmamalıdır ki herşey bir " ali bak " ile başladı ....
ondan da önce aslında " ikra " ile .... ne müthiş ne büyük kelimedir o her şeyi içinde barındıran...

şiirlerimize baktığımızda görmeliyiz unutmamalıyız hep o müthiş cümlelerin aslında "ali bak " olduğunu ..

ve unutmamalıyız o " ali bak " cümlesinin bir gün müthiş şiirlere yazılara vs ..dönüşeceğini...
kurdele şiirin en güzel olduğu anlamını da taşımaz ..kurdele herşey değil elbette...sadece okuyucu sayısını etkiler o kadar..
seçki kurulu sitede önemli ...güç vermek adına ...sanata güç katmak sanatla hayatı güzelleştirmek adına...



görmesini bilirsek eğer…

tohumdadır ağaç
ve
ağaçtadır tohum

küçüktedir büyük
ve
küçüldükçe büyür insan



bakmak ile görmek arasında çok büyük fark vardır bildiğiniz gibi...özü anlamak ...güzel görmek.. güzele niyet edebilmek..ve güzelliklerle güzel yaşayabilmek bütün mesele...


en başından beri özleşim’in hedef belli….

amacı: bize ait sanat kültür tüm değerlerimizi geçmişten alıp günümüzle harmanlayıp modernleştirerek geleceğe evrensel boyutta taşımak…

dedekorkut da özel olarak bu akımda geçmişimizi temsilen yerini alacak

özleşozan da .. geçmişimizi hatırlamak adına yaratıcı düşüncelerin ürünü olarak elbet…


divan edebiyatında ezberlenmek zorunda kalınan zorluğu sebebiyle herkes tarafından pek kullanılamayan aruz kalıpları


serbestleşerek hece ile birleşerek “ özleşim akımını “ oluşturmuşlardır …
böylece divan edebiyatı da daha iyi algılanacaktır..
hece şiirleri de ..serbest şiirlerde..

özleşim edebi yönden kişileri bilgilenmeye yöneltir…
bu ise edebiyatta bilinçli çalışmalar adına bir kazançtır…

“Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.”

—“Sanat güzelliğin ifadesidir… Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakş ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık… olur.”

—“Sanatkar, toplumda uzun mücadele ve gayretlerden sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır.”

—“Türk milletinin tarihi bir vasfı da güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin güzel sanatlara sevgisini mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür ” …….M.K. ATATÜRK


aruz...hece…serbest şiir edebiyatımızın temelidir..
özleşim hepsini kucaklayan bağrında barındıran bir çalışmadır…
hepsi bizim zenginliklerimizdir …


dolayısıyla özleşim edebiyatta bütünleştirici yeni bir soluk yeni bir hareket yeni bir akımdır…

özleşim bu sitede "yeni edebi akım" forumdaki yazışmalar sırasında oluşan bir akım...


hem de dünyanın ilk sanal ortamda doğan edebi akımı …
sanalda doğan… sanalda büyüyen…gelişerek devam eden..
edebiyatımız adına bundan gurur duyuyoruz…


lütfen linki inceleyiniz..

http://forum.edebiyatdefteri.com/forum-icerik/1717/


benim foruma yazdığım bu yazıya TunçAY’ın cevabıyla başlayan yazışmalara şahamettin hocamın ikinci daveti ve edebiyatımıza farklı çalışmalarımla katkıda bulunmak istediğimden bu çağrıya evet dememle başladı serüven …


“ kendimiz olduğumuz zaman ...
bir değil birçok yeni akımlar ortaya çıkacaktır..

kendi tarzımızı ortaya koymalıyız...kendimiz olmalıyız...

son dönemde yazılan birçok şiir etkilenmiş şiirdir....
orijinal şiire rastlamak pek mümkün değil gibi...

orijinali de fark etmek kapasite gerektirmektedir....sabiha küçüktüfekçi “



Sayın TunçAY

kendimiz olmak o kadar da zor değil...
işe önce kendimizden birey olarak başlamalıyız...
kendimize özgü bireyler olabilmek... sorunların kaynağı burası..

bu yönümüzü aşmadan ülkeye ve dünyaya açılmak
ne sanatta ne bilimde mümkün değil...

bunun için farkı farkedecek kapasitesi yüksek özgür orijinal düşünebilen birey sayısının artması ve bu beyinlerin topluma yön veren ortamlarda örnek teşkil etmesi gerekir..

insanlar kendilerine benzeyenleri severler genelde..
farklı düşünen beyinler toplumda yadırganır çoğunlukla..tepki görür...ayrıca bu tepkileri karşılayabilecek gücünün de olması lazım..bir taraftan çalışmasını yapacak ..diğer taraftan var olma mücadelesi verecek engellere yok edicilere karşı...
desteklenmesi gerekirken ...zor iş...

onun için kolay benzer şeyler hep ortalarda dolaşıyor..alkış ve övgü alıyor..rağbet görüyor..hal böyle olunca hep eskilerle yola devam ...ve hep dışarılardan ithal...oysa insanımızın kapasitesi o kadar yüksek ki fark edemeden geçip gidiyor ömürler...

her birimiz orijinal farklı dünyayız esasında ..
ah bir farkına varabilsek...!
kendimizi bir keşfedebilsek...

saygılarımla.. ...



ve devam eden yazışmalar....
.
.



“ BİR EDEBİ TOPLULUK KURALARIM ORTAK PAYDALAR VE YENİ Fİ,KİRLER VE ŞEKİL ANLAYIŞI ORTAYA KOYALIM VE BİR DERĞİ ÇIKARALIM….şahamettin “



herkese yapılan bu çağrıya ilk ve tek cevap sadece benden gelmiştir…
aslında düşündürücü bir durumdur ne yazık ki edebiyat adına…


edebiyat defteri bizim doğum sitemiz..ve sevgili Ansızın bizim için çok özel bir değer taşımaktadır…herkesten çok daha fazla edebiyata katkılarıyla…

siz değerli dostlarımız olumlu olumsuz eleştirilerinizle yolumuzu aydınlatan ışık oldunuz…

ve bizim de çalışmalarımızla edebiyata edebi.. yaratıcı.. düşüncelere katkılarımız göz ardı edilmemelidir…

ve sevgili verda sizin de desteklerinizi unutmayız…

teşekkürler yürekten …



güzel eylem/e özleşim hareketine ithafen yazılmış…
özleşimin musikiye yatkınlığına vurgu amaçlı doğaçlama olarak tarafımdan bestelenmiştir …bu anlamda da yapısı itibariyle özleşim müzikal kaliteye sahip ilk akımdır…

özleşimin tüm çalışmalarıyla edebiyata katkısı ileride daha iyi algılanacaktır…




şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:


özleşim tarihe damgasını vurmuştur ...tarihi ifadesiyle




“ edebiyatta bir rönesanstır özleşim "




sevgim saygım selamlarımla….












verda
verda, @verda
1.2.2009 21:35:49
Şahamettin bey,siz uzmansınız ya şöyle anlatayım size ve elbette uzmanlığınızı hangi üniversiteden aldığınızı da öğrenmek isterim...Neyse bu sonra ki konu...

Gelelim asıl konuya...Beni düelloya davet edebilmeniz için sizinle aynı denklikte olmamız gerekir...Ki değiliz.Öncelikle üslûp farkımız vardır...

Sadece şunu diyeyim. Sözünü ettiğiniz lehçeler ayrışması ile bilgileri gözden geçirin. Sizin anlatamadığınız şey Azerî Lehçesinin oluşumuysa bu lehçe de zaten o yıllarda şekilenmişti.

Buna rağmen duraklama döneminde de hatta gerileme dönemlerinde de Azerî sahasının Osmanlı hükümranlığında olduğunu unutmayın.
Hele bir öğretmen bunu diyorsa hayret ve ibretle karşılarım.Türk Edebiyatı’nın en güçlü kollarından biri olarak addedilen Azerî Edebiyatı, Fars Edebiyatı ile hep içli dışlı olmuştur. Azerî sahası hiçbir zaman edebi anlamda Osmanlı hükümranlığında olmamıştır. Edebiyatı ve Türk Edebiyatı tarihini bu kadar iyi biliyorsunuz... bilgilerinize bazı şeyler daha ekleyeyim, ben..
not düşün; Azeri edebiyatı, bugünkü azat Azerbaycan’da değil, iran hakimiyetindeki Güney Azerbaycan’da yaşama imkanı bulmuştur, burada gelişmiş ve burada zirveye ulaşmıştır. Ve Azeri edebiyatı hiçbir zaman Osmanlı ile bir ilişki içerisinde bulunmamıştır. Kasr-ı Şirin ile az olan bağlar tamamen kopmuştur.

Azeri Edebiyatının en çok etkilendiği kaynak Fars edebiyatıdır, sonra da Mahtumkulu ile hayat bulan yine Türk Edebiyatının yine güçlü kollarından olan Türkmen Edebiyatı’dır.
Fars edebiyatıdır ki, Azeri edebiyatının en güçlü ürünleri güney azerbaycan’dan çıkmıştır. Uzak döneme dair küçük bir örnek, Hatayî yalnızca Azeri edebiyatının değil fars edebiyarının da bir şairi’dir.
Nesimi aynı kezâ… hatta yakın dönemden bir örnek vermek isterim ki bu iletişimin hâlâ devam ettiğine yönelik kayıt olsun; Muhammet Hüseyin Şehriyâr.. hem yakın dönem Azeri edebiyatının en önemli şairlerindendir, hem de yakın dönem fars edebiyatının en önemli şairlerindendir… Ki Fars Edebiyatı yalnızca Azerî edebiyatını değil, Müslüman Hint edebiyatını da etkilemiştir. Yine yakın döneme dair Pakistanın fikir babası olarak kabul edilen Muhammet İkbal de bu etki ile günümüze kadar ulaşan bir ışıktır.

Bilgilerinizi yeniden gözden geçiriniz…


Ve ilim irfan erkânı düello yapmazlar efendim...Bu söz son derece yanlıştır...(burada Puşkin aramıyoruz)
Ve yazdıklarımı dikkatle okumadığınız kanısına varmaya başladım açıkcası...

'' Habibi Özleşimi buldu.'' gibi bir söylemim var mı dikkatle ve tekrar okuyunuz...Habibi örneği bana
'' Divan ve halk şiirini bir birine karıştırıyorsunuz.'' demenize karşılık verdiğim bir cevaptır...Umarım şimdi daha iyi anlarsınız ne demek istediğimi...


''Solmasın bahçende güller
...............................Güller bahçende solmasın''

Ekolünüzün muhteşem örnekleri...Evet Şahamettin bey,ömrümde böyle muhteşem eser okumadım.Yapmayınız...Bu resmen mezâlimdir...

''Özleşozan neşeli havalar çaldı söyledi...görelim ne söyledi:''

Cidden artık iyiden iyiye merak etmeye başladım...Cidden amacınız bir akım yaratmak mıdır yoksa yakında Dede Korkut da Özleşkorkut mu olacaktır?..


Sizin ekol dediğiniz şey eklektir efendim...Eklek...Ekol değildir...Ve ayrıca size Şair adı vereceğimi söylediğimde Cumhuriyet Şairi dedim,Habibi demedim.Tekrar ediyorum dikkatli okuyunuz yazdıklarımı...

''1) Özleşim :yeni sanal edebi akım ismi ''

Bakınız bu sizin terimler sözlüğünüzün ilk maddesi...''sanal''...bunları yazan sizlersiniz ben değilim...
Gerçekliğin sanal ile aynı cümlede nasıl bir tahayyülü vardır ben açıkcası anlam veremiyorum...

Demişsiniz ki:

''Yani bisikletin yapımından hareketle motosiklet yapıyoruz. Birileri de motosiklete bakıp arabA yapamaz mı ?''


Kendi içinizde tutarsızsınız..Su 99 derece ısınır..bu nicel bir birikimdir..yani reformdur..su 100 derece olursa kaynar..bu niteliksel bir değişimdir..bu da devrimdir..bir sanat akımının akım olabilmesi için niteliksel değişime zaruriyeti söz konusudur..aksi takdirde yapılanlar nicel birikime ek ilavelerden başka bir
anlam taşımaz.ve sizin asıl yanıldığınız temel nokta işte budur...


''Sorun köklerini geçmişten almaksa bu suçu işliyoruz. Divan şiiri tahsilini yapmışsanız şiirlerimizden bir şey anlamamanıza üzüntü duydum. Bu sizce çelişki değil mi ?''

demişsiniz Şahamettin bey fakat bence şaşırmamanız gerekirdi...Şiir örnekleriniz ortadadır velhasıl...


Ve nedense birden ''biz zaten eskilerden yararlanıyoruz'' demeye başladınız ki...Bir çok üyeniz ve kurucu kişiler siz de dahil hep ''yeni'' olduğunuzu ve bir ''ekol önerdiğinizi'' iddia ettiz...Yoksa tüm o bilgilere ulaşmam mı gerekiyor?..
Bence gerekmiyor...Sebebi size verdiğim cevapların saatine bakınca anlaşılır...

Buyurun eğitime de değinin isterseniz...Çok şükür bu konuda da edecek kelâmımız olur...Fakat sizden daha sakin bir tavırla hareket etmenizi istemek durumundayım.Kezâ ilk cevabınız da kullandığınız kelimelerden bazıları hüsrandır...


''Kurulla ilgili polemik yapmak istemiyorum. Bir şeyi asla boşuna söylemeyeceğime inanın.''

Yapılanın polemik mi yoksa başka şey mi olduğu aşikârdır efendim.Bu sebeple daha fazla sayfanızda kurula yer vermeyiniz.
Ya da hikaye bölümünden o bölümü çıkarınız ki inandırıcılık kazansın sözleriniz...


Daha fazla konuşmak gerekiyor ise buyurun forum sayfası açın efendim...Neyi tartışmamız gerekirse tartışırız...Doğrunun yanındayız her daim...


Saygılarımla










verda tarafından 2/1/2009 9:40:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
verda
verda, @verda
1.2.2009 16:30:23
Şahamettin bey,bu uzun cevap için bu kadar beklemenize gerek yoktu bence...
Bilgi ve birikiminizi pekâla dün bu yorumu okuduğunuz vakitte de yazabilirdiniz...

Şimdi gelelim bana cevaben yazmış olduklarınıza...

''Bu uzun paragftan anladığım aruz ölçüsünü, özleşimle; Divan şiirinin konu kaynaklarıyla _mit ,esatir, destan, menkıbe, veli menkıbeleri vb - özleşimin konu kaynaklarını bir birine karıştırmışsınız.''

Siz yenilikten bahsediyorsunuz Şahamettin bey,daha önceleri de defaatle bunu dile getirdiniz...Kökleri geçmişe uzanan şey nasıl yeni olur?Öncelikle ben sizden bunun izahını isteyeyim...
Şahsımın ''yeni'' şiirler yazması geleneği bilmediği anlamına gelmez.


Kaldı ki,bahsettiğiniz Divân,Aruz,Esatir,Ustûre başlıca eğitim alanlarım olup yıllarca Arap Edebiyatı'nda Aruz ve Divân şiirleri konusunda çalışma ve eğitimim mevcuttur...Bunu size özelden verebileceğim isim ve fakülte isimleri net açıklar...

Tarihleri sınırlı tutma sebebim gayet açıktır...Yeterli bilgi sahibi insanların da bunu anlayacağından eminim.
Fakat bir yanlış anlama var ise hemen konuya kısaca değineyim...

Lehçeler arası ortaya çıkan ayrışma neticesi ile şiir dilinde de bir duraklama meydana gelmiş...
Ama elbette ben size Nesîmi'yi,Fuzulî'yi bu işe karıştırın demiyorum.Hatta ve hatta Kadı Burhaneddin'i bile karıştırmayalım...
Fakat duraklama dönemi içersinde dilin savrulmuşluğu elbette ki bazı şiir ve Şairlerin sizin bahsettiğiniz ''ekol'' ya
da adı her ne ise çok örneklerle bezenmiştir...Kültürel etkileşimin de etkisi ile durum eskiye nazaran daha vahim hale gelmiştir...

Ve demişsiniz ki:

''Divan ve halk şiirini bir birine karıştırıyorsunuz''

Çok şükür neyi nasıl yazdığımın farkındayım Şahamettin bey...Edebiyat sadece Edebiyat Öğretmenliği ile sınırlı kalsaydı benim gibi binlerce Edebiyat eğitimi yapmış insanlar edebiyat yoksunu olarak ortalarda dolaşıyor olurdu.Ama durum sizin de bildiğiniz gibi söyleminizin tam aksidir...
Siyer yazar ve Halk Edebiyatı örneklerini sadece Türk Dilinde örnekleyerek konuya bu açılımı getirmek çok büyük
tutarsızlıktır...Siz şimdi çıkıp bana Habibi'nin Halk Şairliği'nden de yol almadığını iddia edersiniz ve ben o zaman size sadece başarılar dilemekle yetinirim...



Yine devam edelim sözlerinizle isterseniz...

''Konunun uzmanı kabul edilmem ve ekol önerebilen biri olarak kendi şiirlerimin bile seçilemeyişini kendime ve bana üstad diye hitap eden kişlere ifade edememekteyim.''


Uzmanlık...Peki siz uzman olun Şahamettin bey ve biz bu uzmanlığınızdan yararlanıp feyz alalım...Lüften bana izah ediniz ekol adı altında sunduğunuz şiirlerden ne alıyor insanlar?..Ya da şöyle sorayım,ulvî değerleri var da acaba ben körüm de bu sebeple mi göremiyorum?..Ki hiç şiirden anlamam ben...Şiir bilgim sıfırdır...Şiirin duygusu ve kafiyesinden de anlamam...
İzah edin bana lütfen...olur mu?..


Bir de bir söyleminiz var ki inanın okuduğum vakit eyvahlar olsun dedim...

''Verda hanım o kadar aptal mıyız ?''

Çok pardon ama size kim aptal dedi?..Ben mi?..Yakıştıramadım size...Edip ve Uzman kişiliğinize...Destûr alayım efendim...


''Secici kurulun tarafsız olabilmesi şiirin her tarzına vakıf olabilmesi ile ilgilidir. Hece , aruz, A.İlhan,
O. Veli tarzı serbest şiirlerin çok nadir seçilmesi çok manidardır.''


Seçici kurul şiirin her tarzına vakıftır!..Siz çok iyi bilirsiniz Şahamettin bey bunu!..
Ne demek istediğimi de gayet iyi bilirsiniz...O sebeple daha fazla kelâm etmeyeyim bu konuda ...Yoksa durum farklı bir noktaya gelir ve bu şahsıma yakışmaz...Kaldı ki,durum şiir muhabbetinden çıkar başka bir yol alır...
Kurul şikayetinizi taraftar toplar gibi sayfanızda yapmak yerine yönetime bildiriniz...Kurulu rencide etmek kimsenin
aslî görevi değildir!..



Açıkca seçimden rencide olduğunu dile getirip sonra bu söylemize ters düşen beyânlar sunan sizsiniz efendim...Ben değilim.
Şiir ve ekolünüz hakkında Cumhuriyet dönemi şairlerinden bir isim var...Size bu ismi özelden açıklayacağım...Ekol dediğiniz şiir tarzını yıllarca evvel dile getirmiş olan Şairi yani Şahamettin bey...

Şimdilik size ve çalışma arkadaşlarınıza başarılar dilerim...Bu sizi ya da şiirinizi rencide edilmek için yazılmış bir cevap değildir...Bu sadece gördüğüm yanlışı ifade etmem zorunluluğumdur.


Sonsuz saygılarımla









verda tarafından 2/1/2009 5:16:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
şahamettin
şahamettin, @sahamettin
1.2.2009 15:22:39
'Sİtemiz vitririne taşınan şiirler yüzde doksan beş oranında II. Yeni tarzıdır.Bu tarza karşı olmamakla birlikte
bu orantısızlık diğerlerini ve beni de rencide etmektedir.
Bu cümleden II.Yeniye karşı olduğum değil karşı olmadığım anlaşılmaz mı sevgili Verda. Şiirimizin her stili kültürümüzün bir parçasıdır. Kolumu sevip bacağımı sevmediğimi nasıl söyleyebilirim. O yüzden şu cümleniz
"II.Yeni tarzınının sizi rencide etmesine bir anlam veremedim açıkcası" benim anlattığım değil anlamayı istediğiniz manadır.


" Arap Edebiyatının Aruz'un oluşum safhalarında,Fars ve Türk Edebiyatı’nın Aruz’u sindirebilmek için çok defa işlenmiş ve bir türlü kabul görmemiş olan çalışmalarından ibaret olduğu kanısına varmama neden olmuştur...
x. ve XV.yüzyıl şairleri özellikle incelendiği vakit gerekli bilgiler elde edilecektir.İran yani Fars mitolojisinde dahi bu anlatımlar vücud bulmuştur...Elbette ki bu yazılı olmaksızın sözlü geleneğin süregelmesi neticesi ortaya çıkmıştır.Ustûrelerde tarihi ve doku farklılığı sizin ''ekol'' çalışmalarınız içinde de vardır bence...ve fakat bu elbette sadece benim şahsî görüşüm olmayıp,Arap Edebiyatı ile de alâkalı bir gerçekliktir...

Örnekler taranır ve tasnif edilip bir araştırma yapılır ise amaç daha net ortaya çıkacaktır...Yeni olduğunu iddia ettiğiniz bu ekol çok zaman önceleri Azerî edebiyatında çokca dile getirilmiştir.Ama siz derseniz ki;biz bunu Türk Edebiyatı'nda ilk ortaya atanız o zaman ben de size tekrar iyi tahliller yapılması gerektiğini söylemek durumunda kalırım."

Bu uzun paragftan anladığım aruz ölçüsünü, özleşimle; Divan şiirinin konu kaynaklarıyla _mit ,esatir, destan, menkıbe, veli menkıbeleri vb - özleşimin konu kaynaklarını bir birine karıştırmışsınız.

Özleşim ölçüsünün oluşumunu aruzun oluşumuyla bir tutuğunuz anlaşılıyor. Biz aruzdan ve heceden bağımsız bir ölçü oluşturduğumuzu nerde iddia etmişiz ki ? Zaten aruzun temel hareket noktasından esinlendiğimizi, heceyle bağdaştırdığımızı söylüyoruz hep. Yani bisikletin yapımından hareketle motosiklet yapıyoruz. Birileri de motosiklete bakıp arabA yapamaz mı ?

Bunu kabul etmemize rağmen aruzun arapça kelimelerini, gramer ve ses kaidelerine aldırmıyoruz. Biz Türki aruz ile hecceden müteşekkil bir ölçü ortaya koyduk. Buna keşif de denilebilir, esinlenme de . Bu, olaya nereden bakmak istediğinize bağlıdır.

" x. ve XV.yüzyıl şairleri özellikle incelendiği vakit gerekli bilgiler elde edilecektir.İran yani Fars mitolojisinde dahi bu anlatımlar vücud bulmuştur.."

neden XV yy la sınırladınız. SÖZÜNÜ ETTİĞİNİZ konu kaynakları 20. yy kadar uzanıyor. Konu anlayışımızda bunları keşfettik iddiamız mı var. İslami dönem edebiyatının konu kaynakları olan mit ,esatir, destan, menkıbe, veli menkıbeleri, Arap, acem Türk halk hikayeleri vb biz nerede BULDUK diye ima etmişiz hiç anlamadım. Bunları motif olarak kullanmak amaçlarımızla bizzat örtüşür. Fakat kullanma heveslisi de sayılmayız. Ama Grek, Roma kültürlerinin yerine tercih ederiz.

Bunları kullanmayın mı demek istiyorsunuz ? Fakat geçmiş kültürüyle güncel hayat arasında bağlar tesis etmek amacıyla oluşan bir topluluğa bunu öneremezsiniz.

"Yeni olduğunu iddia ettiğiniz bu ekol çok zaman önceleri Azerî edebiyatında çokca dile getirilmiştir"

Verda hanım neler yazmışssınız böyle: İslami devrin konu kaynaklarını Azeriler, Araplar, Acemler, Eyyubiler, Babürlüler, Emeviler, Abbasiler, Secuklular, Osmanlılar vb kullanmıştır. Anlatamdığınız şu galiba :" Eskiden beri işlenen konuları Özleşimciler biz bulduk diye iddia etmesin " Öyle bir iddiamız zaten olamaz. Aşk olsun Verda hanım o kadar aptal mıyız ?
Anlaşılıyor ki Özleşimin misyonunu hiç okumamışsınız. Bizim tam derdimiz de budur. Eskiden kullanılan bu gün unutturulan- Bakın siz bile nekadar tereddüt yaşamışssınız ki bu da ne denli haklı olduğumuzu ortaya koymaktadır- konulardan ziyade konulara bakış açısını, teknik, sanat, biçim, nazım türü vb anlayışını güncellemek, bunların çagdaş varvasyonlarını üretmektir.

Yani biz yüzde yüz icatlar peşinde değiliz. " Kaynağını mazisinden alan geleceğiz " ilkesiyle hareket etmeye çalışıyoruz. Bunları çagdaş anlayışla yeniden ele alıyoruz. Çağımıza yeni bir içerik bakış açısı, serbet şiir ve batı şiiri anlayışalrından esinlenmiş yöntemlerele yeniden şekillendiriyoruz. Buna gericilik de , esinlenme de
keşif de, özenme de diyebilirsiniz . Bu nerden baktığınıza bağlıdır. Verilecek anlamlandırmalara aldırmadan biz bu işleri başarmaya bakıyoruz.

Tasnife , araştırmaya ne gerek var gidip bir kere Özleşim kurallar bölümünü okuduğunuzda bunların zaten bizim gayelerimizin özü olduğunu analayacaksınız.

Biz icatlar değil gelişim peşindeyiz. Oluşan ilkler de bu amaçların sentezlemesi sonucu doğal oluşumlardır.
Bilirsiniz ki fikri gelişimler eylemleri değişitirir ve keşifleri oluşturur. Hiç bir keşif de önceki keşiflerden bağımsız olamaz. Teker bulunmadan araba, elektirik bulunmadan ampulun bulunamayacağı gibi.

İşte Özleşim tam olarak bunun arayışındadır. Kendi düşün yapısı üzerinde aşama gösteremeyen milletler gelişemez. İthal kültür, ithal bilime gebe kalır. Batı uygarlığı tüm uygarlıklardan esinlenmiş ama kendi gelişimini kendi düşün ve inanç dünyasında sağladıgı reformlarla başarmıştır. Bizde bunu başarmak için kendi kültürmüzde reform yapabilmeliyiz.Batının bilgisini kendi dokumuza uygun geliştirmeyi başarmalıyız.
Denizli horozu en iyi şekilde denizli horozu gibi ötebilir değil mi ? Onun için tüm teknikleri kendi doğamıza uygun olanda uygulamayı becermemiz şarttır.

Klasik şiirimiz bizim genlerimizdir. Kendi kültür genlerinden arınan her kültür yok olmuştur. Babil, sümer, mısır gibi...Bunların yükselişleri kendi kültürlerini geliştirmeleriyle, YOK OLUŞLARI DA gelişimlerini değişimlere adapte edememeleriyle ilgilidir. Buna biyolojide doğal seleksiyon denilir.


"Divânlar,kasideler,tuyuglar elbette daha geniş bir perspektifte incelenmelidir...Ve elbetteki Azerî Edebiyatı'nın köklü bir sözlü edebiyata dayanması sebebiyle bu Halk Edebiyatını da fazlası ile etkilemiştir.
Aşıklar(saz şairleri) ve kalem şuarası(halk şairleri) eski geleneğin yerini heceye bırakmasıyla daha farklı eserler vermişlerdir...Eski edebiyat şekli ile oluşturulan manzumeler de bunlara örnek teşkil edebilirler"

Edebiyat fakültelerinin bunları araştırmaktan başka ne işi olabilir ki ? Azeri ve Anadolu halkı hiç bir zaman heceden kopmadı. Hece anonim veya ozan geleneğinde hiç bırakılmadı.
Sizi rencide etmemek için şu kadar söyleyeyim. Divan ve halk şiirini bir birine karıştırıyorsunuz.

" Özleşim şiirlerinde yer bulan kelimelere de bakıldığı vakit aslında kelimelerin kök itibari ile kullanılması gerektiği gibi kullanılmamış olduğunu görürüz."

Şunu mu kastettiniz : Divar= duvar, çiharşenbe = çarşamba, İlla= ille, merdiban = merdiven, derd = derd
Bunları elbette dilimize yerleşmiş haliyle yazacağız. Yoksa yazım ve imle hatalarından mı söz ettiniz. İnanın ki Özleşim anlayışı şairlerine hatalı yazın demediği gibi aksine hataya düşmemeyi tembihliyor."

"Şiirlerde kafiyelerin yetersizliği ayrı bir konudur elbette.Teknik olarak bu konuya daha fazla değinmek istemiyorum açıkcası."
Bu konuya değinmenize çok şaşırdım . Sizin kaifyeli şiirinizi görmedim. Fakat Ozan geleneğinin bakış açısından özellikle benim bazı şiirlerimde edindiğim tavır açısından haklılığı olan bir yaklaşımdır.

YAZDIĞINIZ BU ELEŞTİRİLERDE EN SOMUT , ELLE TUTULUR , KANITLANABİLİR VE GEÇERLİ OLABİLECEK en nesnel eleştiri budur. Diğerleri ya yanlış bilgilenmeye , ya yanlış anlamaya, ya da eksik bilgiye dayalıydı.

Bazı şiirlerimde Ozan geleneği anlayışına dayanmadan kafiye kullandığım doğrudur. Bazı arkadaşlarımda da bu yanlışlara görülebilir. Ama bazı arkadaşlarımızda bu konuda çok titiz davranmaktadır.

Açıkça ben kafiyede çoğu zaman ses benzerliğini yeterli görmüşümdür.Ozan geleneğine birebir uyan sadece bir kaç heceli şiirim vardır.Bazan da tam uyarım. Söz gelimi bu şiir da bu açıdan hata yoktur.

Bazı aydın ve divan şairlerimizin tutumunu kabullendiğim doğrudur.

" Ak tolgalı beyler beyi haykırdı ilerle
Bir yaz günü geçtik Tuna dan kafilelerle. ( Y. Kemal, Bin Atlı ) iler- kafile= iler(i) ler-le , kafile-ler le

Örnekleri yüzlerce verebilirim.

Ama Özleşimin kafiye örgüsü, kafiye anlayışı , şekil , şematik ve nazım birimi açısndan ozan şiirinden farklı olduğunu da kavramış, görmüş olmalıydınız. Yani bu serbet şiirde ölçü ve kafiye neden kullan mıyorsun gibi bir sorgulama kadar hatalıdır.

"Şiir insanlara öz verebildiği müddetçe şiir olabilmiştir...Bazı şiirler dışında,Özleşim şiirlerinin
aritmetik göstergesi tutumu ise ayrıca şahsım adına düşündürücüdür..."

İnsanlara öz vermekten kastınızı izah edin ki özleşim şiirlerinin neden insanlara öz vermediğini anlamış olalım . Burasını çok iyi ve kendi anlayışınızla örtüşerek açıklamanızı rica edeyim. Ama isterseniz bu konuda sizinle tartışmaya girmeyelim. Özden ne anladığınızı ben çok iyi biliyorum. Yazacaklarınız kendi anlayışınızı reddetmek olacaktır.

ARİTMETİK GÖSTERGE DERKEN GALİBA RAKAMSAL BAZDAKİ ÖLÇÜ SEMBOLLERİNİ KASTETTİNİZ. İçerik ve şiirle direkt alakası olmayan bu konuda tartışma gereksiz . Sembollerin şu veya bu şekilde gösterilmesinin hiç bir önemi yoktur.Kasıt başka bir şeyse açılımını yapınız lütfen.

ESAS KONUYA GELİNCE

Konuyla ilgili forumlarda bu görüşlerim defalarca kez yazılmıştır.

Şiirlerin seçkiden çekilmesinin suç olduğuna dikkat etmedim. Bu site kurallarına aykırıysa dikkate alırım.
Değilse neden rahatsız olurlar ki ? Konu şahsımla ilgilidir.

Tutumum kişseldir Kimseye siz de çekin denmemiştir. Ve denmeyecektir.

"sanat anlayışı bizim dışımızdakileri görmemek ve sanatı sadece kendi ölçülerimiz doğrultusunda değerlendirmek ise sizinle bu konuda elbette aynı düşünceye sahip olamam..."

Tepkimin nedenini bana aksettirmişsiniz. Bu konuda kimseyi üzmek istemem . Ama şunu yazabileyim
" Şiirde anlama, ahenge, duyguya yer vermeyip ölçüye, kurallara ( yazım , imla noktalama dahil) sanatsallığa karşı çıkan şiirleri başarılı bulurken, şiirde tüm bunlara sahip çıkan şiir anlayışları görmezlikten gelinince doğrusu mu yapılmış oluyor.

Şu da olabilir : Denilir ki bu site II. Yeni anlayışının sitesidir ve bu tarz şiirleri ödüllendirmek amacıyla kurulmuştur. Bakın o zaman kimse küsmeyecek, darılmayacak, tepki vermeyecektir.

Bakın Heceye gönül verenler atölyesi heceli şiir yarışması yapıyor anlamı şudur. Seçilecek olan ayın şiiri
hece ölçüsünün kurallarına uygun şiir olacaktır.

Kimse de buna içerlememekte kızmamaktadır.

Seçici kurulun tarafsız ve güvenilir şairlerden seçilmesi ayrı bir şey, sürekli aynı tutumu sergilemesi ayrı bir şeydir. Sözünü ettiğimiz konu kişilerin kimlikleri karakterleri vb değil, tutumlarıdır.

Secici kurulun tarafsız olabilmesi şiirin her tarzına vakıf olabilmesi ile ilgilidir. Hece , aruz, A.İlhan,
O. Veli tarzı serbest şiirlerin çok nadir seçilmesi çok manidardır.

Maksadım bağcıyı dövmek değil üzümün adil paylaştırılmasıdır.

Üzüm yetiştirenler üzüm yiyenlerden siteyi daha çok seviyor demektir. Sadece yemek için gelenlerin üzüm kalmayınca gideceğinin bilnmesi gerekir..

Üretenler asmasını bırakıp gitmeyi pek istemezler.

SEVGİLERİM
verda
verda, @verda
31.1.2009 23:15:24
Sn.Şahamettin bey,şiirinizden çok şiirin hikayesi dikkat çekmektedir takdir edersiniz ki...
Bu sebeple benim de bir kaç kelâmım olacak bu konuda...

Demişsiniz ki:


''Saygı duyduğum, sanatına hayran olduğum, az sayıdaki değerli şairlerimizin şiir sanatının inceliklerini taşıyan
şiirlerinin sürekli göz ardı edilmesi üzüntü vericidir.''

Seçki kurulu ne hikmetse bu sayfada hedef olmuş...bu son derece yanlıştır...bir istek veya bir şikayet var ise
bu yönetime bildirilir...diğer seçenek ise forum sayfası açmaktır...
Aslında yönetim hergün bir başka üyeyi kurula alsa da sitede ne kadar şaheser var ortaya çıksa...hep beraber
okuyup feyz alsak fena olmaz,değil mi?..



Yine demişsiniz ki:

''Sİtemiz vitririne taşınan şiirler yüzde doksan beş oranında II. Yeni tarzıdır.Bu tarza karşı olmamakla birlikte
bu orantısızlık diğerlerini ve beni de rencide etmektedir.
Seçilen şiirlerin " estetik ve sanat değeri nedir ?" sorularına cevap verilememektedir.''


II.Yeni tarzınının sizi rencide etmesine bir anlam veremedim açıkcası...Sitenin geneline baktığınız vakit
hakim olan yeni bu durumda daha çok gündemde olacaktır.bu elbette ki en doğal olanıdır.
sizin bahsettiğiniz ''estetik ve sanat değeri'' elbette tartışılabilir...Fakat eğer ki
sanat anlayışı bizim dışımızdakileri görmemek ve sanatı sadece kendi ölçülerimiz doğrultusunda değerlendirmek ise
sizinle bu konuda elbette aynı düşünceye sahip olamam...


Yine demişsiniz ki:



''Ülkemizin bu en güzel sanat vitrininde şiir sanatının hangi değerlerini taşıdığının izah edilemediği ürünlerin
sürekli sergilenmesi ironi yaratmaktadır.
Konunun uzmanı kabul edilmem ve ekol önerebilen biri olarak kendi şiirlerimin bile seçilemeyişini kendime ve bana üstad
diye hitap eden kişlere ifade edememekteyim.''


Bahse konu olan ekol atölyeniz şahsım tarafından incelenmiştir.Ve gördüğüm o ki;Arap Edebiyatının Aruz'un
oluşum safhalarında,Fars ve Türk Edebiyatı’nın Aruz’u sindirebilmek için çok defa işlenmiş ve bir türlü
kabul görmemiş olan çalışmalarından ibaret olduğu kanısına varmama neden olmuştur...

x. ve XV.yüzyıl şairleri özellikle incelendiği vakit gerekli bilgiler elde edilecektir.İran yani Fars mitolojisinde dahi
bu anlatımlar vücud bulmuştur...Elbette ki bu yazılı olmaksızın sözlü geleneğin süregelmesi neticesi ortaya çıkmıştır.
Ustûrelerde tarihi ve doku farklılığı sizin ''ekol'' çalışmalarınız içinde de vardır bence...ve fakat bu elbette
sadece benim şahsî görüşüm olmayıp,Arap Edebiyatı ile de alâkalı bir gerçekliktir...

Örnekler taranır ve tasnif edilip bir araştırma yapılır ise amaç daha net ortaya çıkacaktır...Yeni olduğunu iddia ettiğiniz bu ekol çok zaman önceleri Azerî edebiyatında çokca dile getirilmiştir.Ama siz derseniz ki;biz bunu Türk Edebiyatı'nda ilk ortaya atanız o zaman ben de size tekrar iyi tahliller yapılması gerektiğini söylemek durumunda kalırım...
Divânlar,kasideler,tuyuglar elbette daha geniş bir perspektifte incelenmelidir...Ve elbetteki Azerî Edebiyatı'nın köklü bir sözlü edebiyata dayanması sebebiyle bu Halk Edebiyatını da fazlası ile etkilemiştir.
Aşıklar(saz şairleri) ve kalem şuarası(halk şairleri) eski geleneğin yerini heceye bırakmasıyla daha farklı eserler
vermişlerdir...Eski edebiyat şekli ile oluşturulan manzumeler de bunlara örnek teşkil edebilirler...

Özleşim şiirlerinde yer bulan kelimelere de bakıldığı vakit aslında kelimelerin kök itibari ile kullanılması gerektiği
gibi kullanılmamış olduğunu görürüz.Şiirlerde kafiyelerin yetersizliği ayrı bir konudur elbette.Teknik olarak bu konuya
daha fazla değinmek istemiyorum açıkcası.
Şiir insanlara öz verebildiği müddetçe şiir olabilmiştir...Bazı şiirler dışında,Özleşim şiirlerinin
aritmetik göstergesi tutumu ise ayrıca şahsım adına düşündürücüdür...



Yine sizin söyleminize istinaden devam edeceğim sözlerime.Çok ilginç bulduğum sözleriniz şöyledir:

''Kimseyi kırmamak adına üzerime düşen sorumlulukları ifa etmek ama seçkiye de girmemek için şiirlerimin ilk gün bir
kaç mısraını sonraki günlerde de geri kalanını asmak suretiyle şiirlerimi seçkiden çekmek zorunda kalıyorum.''


Seçkiye lâyık olmak...Cidden artık tüm sitenin bir seçki karmaşası içinde olduğunu,şiirin yakasına takılan beyaz veya
kırmızı kurdelanın sanki Türk Şiiri etiketi olduğu gibi bir düşünce içinde olan insanları görmek beni çok şaşırtıyor.
Seçkiye girip girmemek sizin değil elbette ki kurulun tercihi olmalıdır.Siz bu tutum ve davranışlarınızla aslında
büyük bir yanlış yaptığınız düşünmek bile şahsım adına üzücüdür...
Ve en çok öğrenmek istediğim ve cevap vermenizi beklediğim şey ise;neden bir forum açmadığınızdır...
Forum açmış olsaydınız bu konular daha dikkatli ve özenli bir şekilde görüşülüp tartışılırdı...Sayfanızda bu konuya
değinmeniz genel itibari ile Özleşim taraftarı insanların görüşlerini almak ve diğer düşüncelere yolu kapatmaktır
kanısındayım...En azından tek taraftarlık bir trübün maçına dönebilir bu durum.




Sözün ahvâl-i özeti şudur ki:


Edebiyat Defteri bünyesinde kurulda olan kişilerin Edebiyat bilgisi ve tarafsızlığı göz önünde tutularak seçildiği
görüşündeyim...Ve bu görüşümü değiştirecek her hangi bir gelişme olmadı...
Sizin de en azından o diğer üyeler kadar kurula saygılı olmanız gerektiği kanısındayım Şahamettin bey...
Ve belki daha fazlasını...




Saygılarımla

ELIF TÜRK
ELIF TÜRK, @elifturk
31.1.2009 20:11:30
Basli basina bir zeneat bu dizeler..
Zerafeti ile bir beyefendinin hiciv´de dahi ne denli asil olabileceginin delili..


Saygi ve hürmetlerimle Elifleyin..


ELIF TÜRK tarafından 1/31/2009 8:51:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
siyahtakibeyaz
siyahtakibeyaz, @siyahtakibeyaz
31.1.2009 19:29:18

Güz geçti, kışa düştük, yolları kurtlar kapar.
Her pençe cana değmiş, ahvali berbat imiş!

ve ardından da bir bahar...

yüreğinize sağlık efendim... hoşluğu damakta kalan mısralar...

Orhan Üregül
Orhan Üregül, @orhanuregul
31.1.2009 18:02:58
KAPASİTE GEREKTİREN Bİ ŞİİR İDİ.İSTİDATINIZIN DAİMİYETİNİ TEMENNİ EDERİM...saygılarımla
Âlimoğlu
Âlimoğlu, @âlimoglu
31.1.2009 17:02:28
Sn. Kuzucular
Bir usta kalemden çıkmış, MUHTEŞEM bir şiirdi. Kutlarım ALKIŞLARLA gönülden.

Güz geçti, kışa düştük, yolları kurtlar kapar.
Her pençe cana değmiş, ahvali berbat imiş!

Bir dost kazığı tat bak, yâr cana rahmet imiş!

Gönlünüzden ilham, artsın, eksilmesin.
Sevgiler...
_____________Âlimoğlu___________
fertom
fertom, @fertom
31.1.2009 12:12:08
Şahamettin Bey'in endişelerine, tespitlerine katılıyorum. Tabii ki bu demek değildir ki serbest şiirler estetik ve sanat değeri bakımından yoksundur. Edebiyatın hemen hemen her dalını eğer yapabiliyorsak, değerlendirebiliyorsak sanat değeriyle değenlendirmeliyiz. Sitemize gelince yoğunluk ve çoğunluk Şahamettin Bey'in belirttiği gibi serbest yani yeni tarzıdır. Hal böyle olunca haliyle seçkilerde de oran bozulmuş oluyor.
Bence site yönetimi ve kurulları şiir ekleme menüsünü ikiye ayırmalı:
1- Serbest Şiirler
2- Ölçülü Şiirler

Böylece güne iki şiir seçilebilir. Serbest ve ölçülü şiirlerde uygulanan edebi sanatlar okuyucuya ve diğer şair arkadaşlara yol gösterici olabilir. Tereddütü olanların, bilgisi olmayanların bir şekilde bilgilendirilmesi yapılabilir.

Şahamettin Bey;
Eserlerinizi, Özleşim tarzınızı, edebiyata kattığınız değerleri açıkça ve elimden geldiğince takip ediyorum. Anlayabildiğim kadarıyla, bilgimin beni yanıltmadığı durumlarda, beynimin kıvrımlarımda oluşan duygularımı zaten sizlerle arkadaşça paylaşıyorum. Seçkiye girme, çekme ya da muaf olma kararınızı tamamen öz benliğinizle aldığınıza inanıyor ve saygıyla karşılıyorum.

Şiirinize gelince; zaten açıklamalarınızla örtüşen gayet başarılı özleşim tarzıyla örülen ve gerektiği şekilde mesajları veren harika bir eser olmuş.

Tebrikler saygılar.
gül peri
gül peri, @gulperi
30.1.2009 22:42:47
Yıldız mı saya durduk sahnede gözler döküp,
Eller ile yârenler meşkine hayret kalan...
Aşkmış âleme cennet, meşk cana minnet imiş!


Çağlayan duygu seliniz dizelere ,ahenkli ve heceye uygun olarak
inci gibi dizilmiş.
Zevkle ve beğenerek okudum.
Şiirden önceki duygu ve düşüncelerinize aynen katılıyorum.
Bu güzel şiirinizi canı gönülden kutluyorum.Selam saygılar efendim.
Babacan24
Babacan24, @babacan24
30.1.2009 22:16:40
yüreğinize sağlık çok anlamlı bir çalışma kutluyorum saygılar gönderiyorum
rıfati
rıfati, @rifati
30.1.2009 11:40:29
Değerli hocamın sayfasını ziyarettte gecikmişim...önce özür borcumu ödeyeyim..
bu şiir şirden öte bir şey...bir edebi eser niteliğinde... zaten özleşimce diye değerli dostumun kurculuğunu yaptığı ekolün tarzında yazılması bile başlı başına bir bilgi ve emek ister...

çok güzel çok beğendim...

heleki son dize;

atasözü olacak kalitede bir dize...

Bir dost kazığı tat bak, yâr cana rahmet imiş!

dah ne denilebilir ki?.

Gönül dolusu sevgilerimle tebriklerimi iletiyorum.
Ramazan GÜNGÖR
Ramazan GÜNGÖR, @ramazangungor
29.1.2009 18:03:07
ne kadar şiir tarzlarından anlamasakta bu şiirin çok güzel olduğunu anlayabiliriz
söylenmiş güzel sözlere layık birisiniz
saygılar sunarım
yunusi
yunusi, @yunusi
29.1.2009 09:48:35
Ahbab ile muhabbet hazlara hikmet imiş.
Mağrur olana rağbet şeytana şefkat imiş.
Yâr gülse yüzü dökmüş kibre mi düştük böyle?
Gün düşse yere gökten, aşk cana feryat imiş.

Yıldız mı saya durduk sahnede gözler döküp,
Eller ile yârenler meşkine hayret kalan...
Aşkmış âleme cennet, meşk cana minnet imiş!

Heyhat ki İsa olsak cansıza can sağlasak
Göz körse günü tutsak şavkımız zahmet imiş.


topluluğumuzun kurucusu ve üstatdı olarak sizin şirlerde mükemmellikten başka ne aranabilir...
şiire güzellik ve haz katan tüm öğeleri bulmak mümkünken ben:

"Mağrur olana rağbet şeytana şefkat imiş" mısrasına hayran kaldım....ne güzel söyleyiş...

ben bu mısraya "mısrayı berceste" diyorum....öyle inanıyorum ki bu mısra ileride şiirin önüne geçecek,
bir atasözü gibi dillerde dolaşacak....
bana göre bu tek mısra bile sayfalar dolusu şiire bedel....

ahenk, hissediş ve söyleyiş mükemmeldi.....bize alkışlamak kalmış....

tüm gönül kurdelalarımı taktım gitti...

kutlarım efendim....selamlar....

Not: Murat Beyin gönderdiği özleşim albümü elime geçti....ilgilenmenizden dolayı teşekkür ederim...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
28.1.2009 22:42:42

yine harika bir özleşim ...ne deseniz yerden göğe haklısınız....
gökkuşağından kurdeler bırakırken kutluyorum değerli hocam...

özleşim hakkında yazmak istiyorum bu açıklamalarınızdan sonra müsadenizle.....




peki bunları biliyor muydunuz ....?



1. özleşim in dünyanın ilk sanal edebi akımı olduğunu..

2.özleşim in ilk defa bu sitede forumdaki yazışmalar sırasında doğduğunu...

3.benim de şahamettin hocamla biraraya gelmeden özleşim tarzı şiir çalışmalarım olduğunu daha hocam

çalışmaları ile bilgi vermeden ona özleşim tarzı şiir yazıp yolladığımı ...

4." bir garip şiir " adlı şiirimin özleşim biçiminde ve bir araya gelmeden çok önce yazılmış olduğunu..

5. özleşim in dünyanın logosu olan ilk akım olduğunu..

6.dünyanın ilk edebi formülünün özleşim çalışmaları sırasında oluşturulduğunu...

7.özleşim in dünyanın ilk edebi terimler sözlüğüne sahip akım olduğunu...

8.özleşim in en çok nazım şekli bulunan bir akım olduğunu...

9.özleşim in kısa sürede taraftar bulup çalışmalarladesteklenen ilk akım olduğunu...

10.özleşimin sitedeki atölye çalışmalarına vesile olduğunu ...vs...vs...



sahi bunları biliyor muydunuz...? sizce tüm bunlar tesadüf mü dersiniz ...?


ne dersiniz değerli dostlar....


sevgim saygım sonsuz kere...hepinize...






geceyedair
geceyedair, @geceyedair
28.1.2009 19:13:13
uzun uzun sözler edilir bu şiire
sayfalar doldrulur belki de
ama anlaşılmaktadır hr şey
özlü ve sade
ruhuna afiyet sevgili kardeşim
bilgeperi
bilgeperi, @bilgeperi
28.1.2009 16:50:02
doğru ya da yanlış, aşk ile yürürüz kendimize...

şiir anlamlı olmuş, hikaye bölümünde paylaştıklarınıza da katılıyorum...

saygılar...



ismailkoray
ismailkoray, @ismailkoray
28.1.2009 15:25:22
Hikaye bölümünde yazılanlara da, şiirinizdeki yorumlara da katılmamak mümkün değil...

Şiire gelince yine anlamlı yine okunası güzellikte.
Tebrikler,sevgiler...
Salih Keteci
Salih Keteci, @salihketeci
28.1.2009 15:00:21
Şiirin hikâyesinde izah ettiğiniz duygularınıza aynen katılıyorum.
Öncelikle bu siteye ve bu siteyi hazırlayıp Edebiyat dünyasına kazandıranlara çok teşekkür ederim.
Bu site ile tanışıp şiirler yazmaya başladıktan sonra siz değerli uzman kişilerden çok şeyler öğrendiğimi ifade etmeliyim.
Seçki alan şiirler konusunuda , bende sizin gibi bir türlü anlayabilmiş değilim.
Ama bence en büyük seçki şiirlerimizi takip eden değerli Şair arkadaşların yorum yapmasa bile okumaları en büyük seçki olduğuna inananlardanım.
Şiirlerinizi yarım değil de tam olarak asarsanız en azından benim gibi siteye çok az zaman bulup ta girenler için hiç değilse tamamını birden okumalarını sağlamış olursunuz. Naçizane böyle düşünüyorum.
Her şey gönlünüzce olsun.Benden bir harf fazla bilen herkes hocamdır.
Selam ve sevgiler gönderiyorum Hocam.
MEZARKABUL55
MEZARKABUL55, @mezarkabul55
28.1.2009 14:53:23
Sayın hocam
İçinde sanat değeri taşıyan şiirler ne yazık ki geri planda kalabiliyor.İkinci yeni tarzı biraz da Orhan Veli'ye ve aynı edebi tavrı taşıyanlara karşı bir hareket olarak çıkmıştı.Allah korusun ya ikinci yeni tarzı değil de birinci yeni tarzı olsa o zaman ne yapardık:)
Bir şiiri değerli yapan başlıca unsurlar nelerdir?
Belki bazı şeyler buna göre değerlendirilse bir takım seçimler de daha farklı ve yerinde olacak.
Bir şiir;
İçindeki ahenk,ritm,şairin şiirinde yansıttığı sanat anlayışı ile,
İmgeler ve imgelerde yansıtılan duygulardaki mantık,duygu ve bunların ortak yaşantımıza yansıması ile,
Şairin şiirinde dili nasıl kullandığı ile,
Şairin şiir içindeki özgünlüğü ile,
Ve tabi ki şairin şiirinin etkileyiciliği ile ele alınıp değerlendirilmezse yapılan her değerlendirme emek ve sanat ürünü eserlerin üzerini örtecek değerlendirmeler olarak kalacaktır.
Aslında hepimizin temennisi en güzeli yakalayıp orda hep beraber buluşmak ama henüz buna hazır değiliz galiba.Zihniyetiyle,duygusuyla,biçimiyle nice güzelliklerde buluşmayı diliyorum hepimiz için.
Bütün bunları paylaştıktan sonra şiirinize değinmeden sayfadan gitmek bence yerinde olmayacak...Özleşim şekli ile yazılmış anlam derinliği oldukça sağlam bir şiir olmuş yine şiiriniz
"Ahbab ile muhabbet hazlara hikmet imiş
Mağrur olana rağbet şeytana şefkat imiş."Hem özleşim ile yazılıp hemde içinden kıssadan hisse çıkarılabilecek derinlikte dizeler var şiirde.
"Aşkmış âleme cennet, meşk cana minet imiş!"
Şiir son sözü ile de büyük manaları özleşimce söylemiş olmanın heybetiyle karşımızda.Aşkın,sevginin ve hoşgörünün hayatımızda kapladığı alana ve öneme işaret ediyor.
Ne mutlu derya da bir damla olmak için ömür tüketene.Ne mutlu mananın özüne gönül verene.Sağladığınız beyin doygunluğu için sonsuz teşekkürler hocam.
hattab
hattab, @hattab
28.1.2009 14:11:54
selam üzerinize olsun.

Belirtmiş olduğunuz hususlar tarafımdan da dikkatle izlenmektedir.Ancak; burada bahsini etmiş olduğunuz gerçeklerin"değerlendirme hususu"bence fazla önemi olmamamkla birlikte asıl gerçeğin yani; değerlendirmenin anlayan,akleden,süzen,yorumlayan vasıfları vitrinde duran esere karşı samimiyeti önemsemek gerekli.Sizin sayfanız ile ilk kez karşılaşıyorum ve bir üstadın kaleminden döküldüğünü gün gibi aşikar nidası ile görüyorum.Eserlerinizi çekme kararınızı saygı ile eserlerinizi çekmenizi ise teessür ile karşıladığımı bilmenizi isterim.

Saygılarımla....
hattab
hattab, @hattab
28.1.2009 14:11:40
selam üzerinize olsun.

Belirtmiş olduğunuz hususlar tarafımdan da dikkatle izlenmektedir.Ancak; burada bahsini etmiş olduğunuz gerçeklerin"değerlendirme hususu"bence fazla önemi olmamamkla birlikte asıl gerçeğin yani; değerlendirmenin anlayan,akleden,süzen,yorumlayan vasıfları vitrinde duran esere karşı samimiyeti önemsemek gerekli.Sizin sayfanız ile ilk kez karşılaşıyorum ve bir üstadın kaleminden döküldüğünü gün gibi aşikar nidası ile görüyorum.Eserlerinizi çekme kararınızı saygı ile eserlerinizi çekmenizi ise teessür ile karşıladığımı bilmenizi isterim.

Saygılarımla....
murat alpanik
murat alpanik, @muratalpanik
28.1.2009 13:58:05
Degerli üstadım; gönül telini titreten bir eser olmuş.Tebrik ediyorum.Özleşim tarzını ilk kez duyuyorum. Ben Sınıf ögretmenligi mezunuyum , yan alanım edebiyattı. Şiirlerimi ORTAOKULDAN BERİ yazmaktayım. Benim naçizane olarak fikrim; edebiyat bölümlerinde DERSLER TEORİ VE UYGULAMALAR OLARAK ikiye ayrılmalı ve her ögrenci her edebi türde eser vermelidir.Tabi bizdeki edebiyat zenginligi kadar, edebiyat sevgisi aşılanmadıgı için ,okumadıgımız için ne yazık ki yerimizde sayıyoruz.Ben en çok ögrencilerime okuma sevgisi aşılamaya çalışıyorum. Fakat her insanın edebiyatla ilgilenmesi, çok güzel bir olay olmasına karşın; gerektigi gibi degerlendirilememektedir. Sitemiz çok güzel ama ne kıstaslarda beyaz kurdela dagıtılıyor anlamış degilim.Çalışmalarınızı ilgi ile takip edecegim.
Şiirlerime degerli yorumlarınızı aktarırsanız çok memnun olurum. DünİLK DEFA yeni bir tarz denedim.Manzum hikaye türünde yazdım.<ACI BÖBER> olan bu şirimi degerlendirirseniz çok mutlu olurum.
Degerli yorumlarınızı bekliyorum.
kardelen26
kardelen26, @kardelen26
28.1.2009 13:15:30
Değerli hocam, Önemli olan şiirlerin okuyana vermiş olduğu o güzel duyguları okuyanın idrak etmesidir. Bir an da olsa kendini şairin yerine koyup duyguları tadabiliyorsa ki böyle olmalıdır. En büyük mutluluk şair için budur. Duygularına ortak bulma, yaren bulma sevinci inanın başka birşey istemez. Tabi dediğiniz gibi birde duygularını yoruma döküp şairi taltif etmesi en büyük seçkidir. Kutluyorum duygularınızı, aydınlatıcı bilgilerinizi. Bu yolda yılmadan devam ediniz ki, sizleri takip edecek olanlar bu ekolde güzel eserler versinler. Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL