Özleşim , şiir anlayışıyla yazılmış bu şiir yaklaşık YÜZ OTUZ YILDIR BU HALİYLE YAZILAN İLK KASİDEDİR.
Başka bir deyişle N. Kemal’in " Hürriyet Kasidesi" ’nden sonra yazılan ilk kasidedir. Kasideler 33, ila 99 beyitler arsında oluşan , övgü ve yerği şiirleriydi. Nesip( teşbib) , girüzğah,medhiye ,fahriye, dua gibi bölümlerden oluşurdu.Bazı kasidelerde aşağıdaki öenek te de görüldüğü gibi Tegazzül denilen kasidenin kafiye ve söylemine uygun bağımsız bir gazel bölümü olurdu.
Kasidelerin yazılış amacı, övgü ve yerğidir. Bu açıdan daha çok şairler kasideleri bu amaçla yazdılar.Bzaı kasideler medhiye bölümlerinde Allah,peygambere,dört halife ( cihar yar ı güzin ) ve evliyalar için yazılır ve buna görede Münacaat, naat gibi adlar alırdı. Medhiye konularına göre de , hicviyye( eleştiri ) medhiyye gibi şekildede adlandırılırdı. Nesip,teşbib bölümlerine göre de adlarndırılarak yazıldığı mevsime görede, bahariyye, şitaiyye( kış), iydiyye ( bayram ) gibi adlar almışlardır.
Bu kaside Özleşim tekniğiyle modernleştirilerek yepyeni bir bakışla yazılmışıtr.
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Böylesi bir emek, böylesi bir calisma, bilgi ve yürek harmani büyülüyor okurken ve tekrar dedirtiyor, yeniden haydi bir hada oku beni ve daynamayip dliyor gözler, yine bu harika ve egitici esere..
Saygiyla egiliyorum bu emegin karsisinda ve biliyorumki yillar sonrada ayni haz ile ve yeni nesilce okunuldugunda ayni hisleri uyandiracak okuruna..
Saygilar Elifleyin..
ELIF TÜRK tarafından 8/17/2008 12:12:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
ELIF TÜRK tarafından 8/17/2008 12:13:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
Keyifle okudum. Kurdele meselesi takdir edilmek önemli de olsa okur için -benim için önemsiz(Bunu bu site uygulaması için söylemiyorum) Kırmızısını ben ekliyerek İzninizle bir kopya alıyorum. Kaleminiz daim olsun.
Tebrik ediyorum güzel dizelerinizi beğeniyle okudum gönlünüze sağlık ilhamınız bol olsun,yüreğinizden sevinç yüzünüzden tebessüm eksilmesin,selam ve sevgiyle...
tebrikler üstat...bu devirde kaside..pes doğrusu... derslerde kaside türü işlerken gösterilebilecek güzel ve güncel bir örnek...mükemmel... içerik güzel.. Ancak; a) dua bölümünde mahlas kulansaydınız daha mı güzel oludu diye düşünüyorum.. b)utansın reddifi şiire çok hoş düşmüş de, kafiyeler zayıf geldi bana..zengin kafiyeyle süsleyebilseydiniz harikulade olacakmış..biliyorsunuz .divan şiirinde daha çok zengin kafiye kullanılmıştır... selam ve hürmetler...emeğinize saygılar...
SELAM SİNESİ DERYA ŞAİRİM.BU NE GÜZELLİK,BU NE GÜZEL KASİDE,..SİTEMİZDE ÇOK AZ-AZ BULUNAN JANRLAR GÖRDÜM VALLAHİ.ÇOK MÜKEMMEL YAZILMIŞ,YÜREKDEN KALEME ALINMIŞ,AĞ KAĞITA DÜZÜLMÜŞ SAF İNCİLER. SEVİYORUM BÖYLE KALEMLERİ.BU KALEM HİÇ ZAMAN AMA HİÇ ZAMAN SUSMASIN DİYE DUA EDİYORUM. SELAM VE SEVGİYLE KARDEŞIM...
Şahamettin Bey kasidenizi okudum.teknik açıdan değerlendirsek 1-nesip aşkla ilgili duygular anlatılırsa,teşbib bahar ve bayramlar ilgili duygular anlatılıyorsa kullanılır.sizikinki sadece teşbib. 2-önce tegazzül sonra fahriye bölümü olması gerekiyor.çünkü gazle methiyeyle aynı ölçü ve uyaktadır.
***Bu kLasik bir teknik incelemeydi(görebildiğim kadarıyla).
Kendi yorumuma gelince gerçekten divan edebiyatı emek ve azim isteyen birşey.Konusu itibariyle vurgulanmak istenen şey aşikar.fakat günümüz insanları kaside,gazel,mesnevi gibi türleri pek okumuyor.edebiyat dönemlerine de bakınca hep sadeleştirlime çabasında olunduğu görülmeyecek gibi değil.bu yüzden insanların bu türlerden kaçmasını doğal buluyorum.hiç biR teknik olmadan,sırf kulağa hoş geliyor diye kullanılmış anlamsız kelimelerle dolu,amaçsız,duygusuz ve emeksiz şiiirler okumaktansa kasideyi tercih ederim.çünkü insanları sorunlarını bayağı bir dille anlatıyorlar artık.kelimeler anlamsızlaşıyor daha doğrusu şair denen bozuntular daha kelimelere anlam yüklemeyi bile bilmiyorlar.sizi emeğinizden dolayı kutluyorum.başarılar diliyorum..saygılar
bir kasidede hem nesip hem teşbib bölümünün birden olmaması gerektiğini bilmeniz gerekirdi. Bu sadec e bilgilendirmek amaçlıdır. Tegazzül bölümü her kasidede olmaz. fahriye bölümünüm de yeri doğrudur ve kasidenin hiç bir bölümünde kafiye ve redif değişmemelidir. ( tabiki klasik kasidelerde ama tanzimatçılar kasidlerde kalsik kasidelerin kurallarına riayet etmemişler genelde medhiye bölümü olarak bırakmışlardır. ) saygılarımla
bir kasidede hem nesip hem teşbib bölümünün birden olmaması gerektiğini bilmeniz gerekirdi. Bu sadec e bilgilendirmek amaçlıdır. Tegazzül bölümü her kasidede olmaz. fahriye bölümünüm de yeri doğrudur ve kasidenin hiç bir bölümünde kafiye ve redif değişmemelidir. ( tabiki klasik kasidelerde ama tanzimatçılar kasidlerde kalsik kasidelerin kurallarına riayet etmemişler genelde medhiye bölümü olarak bırakmışlardır. ) saygılarımla
Şimdi bu şiire ikinci gelişim galiba.Uzatmayacağım ve örneklemeler vermeyeceğim hocam. Zaten verdiğiniz emek ortada gölgelemek gerekmiyor.Bende de seçkidir seçilmiştir bilmenizi isterim.Hem yeni nesile örnek verecek olsam bundan başlardım sanırım. Tebriklerim çokça . Saygılarımla NeNa
Demeyim kimseye kim özge yok gayri benden. Şiirim üste şirin var diyenler utansın .
......
Ne vakit hamd edeyim, Rabb’imin affı çoktur. Beni hep farzdan yarım, kaldıranlar utansın .
Yaradan bolca verir, ülkemin derdi bitmez Hüdânın emri sanar, müslümanlar utansın ."
Şiirime yorum yapan sevgili "Nightwalker"in dediği gibi hayatta hep geç kalmışlıkların yuvarladığı bir telaşeyle hocamın enfes şiirini yorumlama da ve tebrik etmede gecikmişlik diz boyu.
"Özleşim" lokomotifinden gerçek sanat değeri hassaslığında ve mayalanarak, emek verilerek meydana getirilmiş bir abide. Alanın da yaşayanlar arasında birinci, bir inci... İçeriği de güne, mevsime ve zamana uygun ve zenginliğiyle hazine eşdeğerinde..
Özleşim akımının güçlü temsilcisinin soluğunun, ceryandan daha etkili ve edebiyatımızda ışıltılı bir kehkeşan olması dileğimle...
Selam, saygı ve Edip'çe tebriklerimle...
S. Edip tarafından 7/2/2008 9:27:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
S. Edip tarafından 7/2/2008 6:12:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili şairim sakın dostlarım bana gücenmesinler! Bu yazacaklarımda hiç bir kinaye yoktur çünkü
yazmış olduğunuz bu tür şiir dalında o kadar ustasınız ki ben sizin çalışmalarınızı değerlendirip kurdela takabilecek bir mütehassısı tanımadım henüz. Eğer varsa bir kez daha sevinirim Yine de sayfanıza bu konuda gösterilecek bir ilgi olursa da yerinde olur ve en fazla gönül dostlarınız sevinir -ben de dahil olmak üzere- bu bir itibarın iadesidir. Ama bu türde yazılan şiirlere sizin beğeninizi içeren yorumlarınızı alacak arkadaşlar çok talihli kişiler olacaktır Diğer bir deyişle umarım böyle bir beğeninin kıymetini bilirler
Her ne kadar Üniversitede İktisat okusam da lisede edebiyat bölümü mezunuyum. Bugün yazıyor olmamın en büyük sebebi o yaşlarda mesnevi ve kasideleri imrenerek yüreğimle okumuş olmamdır. Etkisi altında kaldığım divan edebiyatındaki mesnevi ve kasidelerin içerisinde geçen bilmediğim Arapça ve Farsça sözcüklerin anlamlarını araştırarak Fuzulinin ne demek istediğini kendimce sayfa sayfa yorumlardım o yıllarda. Leyla ve Mecnun mesnevisini haftalarca hayranlıkla incelediğimi biliyorum. O günden bugüne dek duygusal izleri kalmıştır bende lakin günümüzde de bu tarzın yazılabileceğini hiç düşünmemiştim. Anlaşılır bir Türkçe ile toplumsal kavrayışı ile ve de duygusal yönü ile hem yakın hem uzak geçmişe çıktığım yolculuklardan yarınlara varışım gibiydi. Yeni kuşağın sizi okuyarak Edebiyatı seveceğini düşünüyorum. Bu "YAZ KASİDESİ" okullarda okutulacak kadar ustaca kaleme alınmış. Edebiyatımızda yeni bir başlangıç noktası gibi.
Tüm bunları yazdıktan sonra belirtmek isterim ki bu bir yorum değildir sadece beğenilerimin bir ifadesidir. Çünkü sizin gibi usta bir kaleme yorum yazacak donanıma sahip olmadığımı düşünüyorum.
Yorum yapan arkadaşların yorumlarınıda heyecanla okudum. Şiire gösterilen ilgi beni çok memnun etti.
Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin Tanır kasabasından olan Hayati Vasfi Taşyürek Kendinin kıymatından haberdar olmayan sıradan bir insanın kendisini üzecek bir davranışta bulunmasının karşısında dilinden şu beyit dökülüyor.
Tanır tanımazsa, tanıyan tanır İnsan ettiği sözden utanır.
Yaptığı halin ve söylediği sözün ne manaya geldiğinden bi haber olan birileri utanır mı bilmem ama bu hale muhatab olanların fazla incindiği ve ızdırab duyduğu kesin.
Yamuklukların ve hamlıkların gönül insanlarını nasıl rahatsız ettiğini tarif eden bir şiir.
HOCAM SİZE YAKIŞIR TARZDA BİLGİLENDİRMELER VE GÜZEL ÇALIŞMALARINIZ İÇİN TEBRİK EDERİM.HER NE KADAR OKULLAR OKUSAK BAZI SIRALARDAN GEÇERKEN BİR ÇOK ŞEYLER DE ÖĞRENSEK,SUYA YAZILMIŞ YAZI GİBİ SİLİNİP GİDİYOR.KENDİMİZİ YENİLEMEK İÇİN DE BAZEN ZAMAN OLMUYOR,BAZEN DE KENDİMİZİ ÇOK MECBUR HİSSETMİYORUZ.SİZLERİN BU ÇALIŞMALARINIZ ŞEVKİMİZİ ARTIRIYOR..SELAMLARIMLA..
öncelikle sayğılarım sunarım.yine bir harikaydınız . yorum yazarken bile size ne yazacağımı şaşırıyorum. size ulaşmak ne mümkün. yüreğinize sağlık.hürmetler.
sAYFAMA GELİP BEĞENİLERİNİ SUNAN TÜM ARKADAŞLARIMA GÖNÜLDEN TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM.
Bu şiire kurdela takılmadığı için hezeyanlarını dile getiren , bunu yorumlarında ,özelime olan mesajlarında,yada kendi yorumlarının altındaki cevap yaz butonunda dile getiren değerli dostlarıma düşündükleri güzel şeyler için çok teşekkür ederim.
Fakat şunu ifade etmek isterim ki , bu ve bundan önceki şiirlerimde dahil olmak üzere seçnlerin seçimleri veya bana şiirlerime reva gördükleri tercihleri beni asla ne üzmekte ne de sevindirmektedir.Nedeni burdaki seçicilerin şiirimi seçip seçmemleri benim açımdan hiç bir şeyi değiştirmez. Dostlarım bilmelidirler ki onların gönlüne seçilmek bu sitede bin kurdela almaktan daha değerlidir.Çünki sizler seçerken hiç bir hesabın,kitabın veya stratejik bir çıkarın peşinde olmadan sadece gönül gözünüzle seçiyorsunuz. Bu yüzden birinizden aldığım bir gönül kurdelası bin kırmızıya değer.
DOSTLARIM, EĞER VERİLSEYDİ BELKİ ÜÇ BEŞ KİŞİNİN HASEDİNİ ÇEKERDİM.
Verilmemişse ne güzel oldu işte şiirim ve ben gönlünüzde daha sağlam bir taht kurdum . Hem de hiç bir şaibeye mahal bırakmadan.
Benim için bu sitede en büyük kazanımlardan biri sizi tanımaktı.Bu yüzden bu siteyi kuran ve yöneten arkadaşlara teşekkür ediyorum.Size gerçek manada Hocam diyorum.Ben sizin gibi bir değeri kolay kolay hiçbirşeye değişmem.Şiir adına edebiyat adına çok teşekkürler.Şimdiye kadar astığım şiirler yerine sizin bu şiiriniz gibi bir şiirim olsa daha iyiydi.Ben bu sitede hiçbir şiiri bu kadar çok okumadım.Bu şiir benim için bir dönüm noktasıdır.Bu şiiri okuduktan sonra artık daha çok okuma araştırma ihtiyacı hissettim.Böylesi özgün bir çalışmayla karşılaşmak ne güzel.İnşallah sizi hakettiğiniz noktalarda göreceğiz.Çarli Çaplin kendisine benzeyenler yarışmasına katılmış ve sonuncu olmuştur.Necip Fazıl oğluna ödevlerinde yardım etmiş oğlu geçer notu zor almış oğlu eleştirmiş onu ve demiş ki seni herkes şair biliyor halbuki sen bana yardım ettin zor geçtim .Babası da Çarli Çaplinle ilgili örneği vermiş.Ben bu sitede üye olan kimseyle şükür bir problemim yok ve şükür ki bu sitede çok kaliteli insanlar var .O kadar güzel şiirlerle karşılaşıyorum ki okuyunca kendi yazdıklarım çok sığ geliyor işin doğrusu sizin bu şiirinizi okuduktan sonra artık şiir yazmaya iştiyakım kalmadı .Gerçekten gıpta ettim .Hocam sizden öğrenecek çok şeyimiz var daha .İyi ki varsınız.Şimdi sayfanızdan dünyaya sesleniyorum.Burada bir değer var kıymet var .Sahip çıkın üzmeyin kırmayın.Onun için önemli olan gönül kazanmak .Çünkü Şahamettin Kuzucular bir gönül eri.Benim için gerçekten bir gönül fatihi.Saygılarımla.....
Şimdi ve her zaman yanınızda olduğumuzu bilmeniz bizim için de yeterlidir hocam . Siz binlerce demet çiçeği yüreğimizden zaten aldınız .. Düşmanlar çatlasın .. İzinde izninizdeyiz. Hiç kuşkunuz olmasın. Varlığınız , herbir harfiniz yeter .Sayfalara düşen her hece , inanın birer değerdir . Alanlar , kabul görenler sağolsun .. Kabul görmeyenlerin inanın kayıpları çok olacaktır .. Efendim, o asil yüreğinizi saygıyla selamlıyorum . Şimdi ve her zaman neferiniz olduğumuzu bilmeniz yeterli olacaktır...
Benim için bu sitede en büyük kazanımlardan biri sizi tanımaktı.Bu yüzden bu siteyi kuran ve yöneten arkadaşlara teşekkür ediyorum.Size gerçek manada Hocam diyorum.Ben sizin gibi bir değeri kolay kolay hiçbirşeye değişmem.Şiir adına edebiyat adına çok teşekkürler.Şimdiye kadar astığım şiirler yerine sizin bu şiiriniz gibi bir şiirim olsa daha iyiydi.Ben bu sitede hiçbir şiiri bu kadar çok okumadım.Bu şiir benim için bir dönüm noktasıdır.Bu şiiri okuduktan sonra artık daha çok okuma araştırma ihtiyacı hissettim.Böylesi özgün bir çalışmayla karşılaşmak ne güzel.İnşallah sizi hakettiğiniz noktalarda göreceğiz.Çarli Çaplin kendisine benzeyenler yarışmasına katılmış ve sonuncu olmuştur.Necip Fazıl oğluna ödevlerinde yardım etmiş oğlu geçer notu zor almış oğlu eleştirmiş onu ve demiş ki seni herkes şair biliyor halbuki sen bana yardım ettin zor geçtim .Babası da Çarli Çaplinle ilgili örneği vermiş.Ben bu sitede üye olan kimseyle şükür bir problemim yok ve şükür ki bu sitede çok kaliteli insanlar var .O kadar güzel şiirlerle karşılaşıyorum ki okuyunca kendi yazdıklarım çok sığ geliyor işin doğrusu sizin bu şiirinizi okuduktan sonra artık şiir yazmaya iştiyakım kalmadı .Gerçekten gıpta ettim .Hocam sizden öğrenecek çok şeyimiz var daha .İyi ki varsınız.Şimdi sayfanızdan dünyaya sesleniyorum.Burada bir değer var kıymet var .Sahip çıkın üzmeyin kırmayın.Onun için önemli olan gönül kazanmak .Çünkü Şahamettin Kuzucular bir gönül eri.Benim için gerçekten bir gönül fatihi.Saygılarımla.....
Şimdi ve her zaman yanınızda olduğumuzu bilmeniz bizim için de yeterlidir hocam . Siz binlerce demet çiçeği yüreğimizden zaten aldınız .. Düşmanlar çatlasın .. İzinde izninizdeyiz. Hiç kuşkunuz olmasın. Varlığınız , herbir harfiniz yeter .Sayfalara düşen her hece , inanın birer değerdir . Alanlar , kabul görenler sağolsun .. Kabul görmeyenlerin inanın kayıpları çok olacaktır .. Efendim, o asil yüreğinizi saygıyla selamlıyorum . Şimdi ve her zaman neferiniz olduğumuzu bilmeniz yeterli olacaktır...
Divan edebiyatından ve kasideden pek anlamam ama sağolsun şahabettin hocam açıklayıcı bilgilerde de bulunmuş. okuduk bilgilendik kasidenin tınısında kaybolup gittik sevdim bu kasideyi.. yalnız bunu görmesi gerekenler görmedimi diyede soruyor insan kendine
Sevgili hocam değerli şairim şiir yazmanın kolay olmadığını cümle aleme ispatlayan bu edebi eserin ,her türlü övgüye layıktır.
Çok beğendim ve zevkle okudum.
Bu sitede yazanlardan belki de en özgün ve kendine has usluba sahip olanısın.
Ayrıca şiirlerine ve yorumlarına çok değer verdiğim Üstad bildiğim Sn Kardanadam Celal ÇALIK bey in şiirinle ilgili yorumlarına da sonuna kadar katılıyorum. O gerçekten bir ustadır bana göre ve yazdığı her şey çok önemlidir. Ondan bu övgüleri almak bile başlıbaşına bir maharettir...
Çok güzeldi okumaktan haz aldım.
ve.......... ve...... ve.. bu eserini ayakta alkışlıyorum.
Ellerin ve yüreğin dert görmesin. Tebrikler ve sevgiler.
rıfati tarafından 6/26/2008 9:40:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
bazı emekle yazılmış şiirlere kurdelayı kurul bazısına da okur takar hangisi önemli diye düşünmek anlamsız gelir elbette okurun ki değerlidir herzaman kurdelası olmayan bu şiir gibi
şair emeği kalemi ve yüreği kutluyorum siz yazın kurdelası bizden .. tebrik ve saygımla hep
Bu şiire alttaki yorumumu düzenleyerek yani şiiri içinden çıkararak tekrar ekleme ihtiyacı hissettim.Bu birkaç cümlelik kutlama mesajımla bu şiiri aslında yorumlayabildiğimi iddia etmiyorum.Zaten bu yorum bana aittir.Bunu altta da belirttim.Şahamettin Hocamın bu şiirle anlatmak istediği çok daha farklıdır muhakkak.Benim dar kafamdar düşüncem bu şiiri şerh edemez.Kaldı ki sitede hiçbirkalemden kendimi üstün tutmadım.Başka zaman bu şiirden çıkadığım anlamları eklemeyi düşünüyordum.Ama gerek yok çünkü bu işi iyi bilen arkadaşlar varken benim gibi cüce bir kalemin yorumu hiçtir.Şahamettin Hocam benim ağabeyimdir.Onu sever ve sayarım .Bu sitede varsam Şahamettin Hocam,Güler Turan Hanım için ve Sabiha Hanım için varım.Saygılarımla
Gül bülbüle dermandır bülbül güle hayrandır
(İnsandaki isteği öldüren nice nâdânlar var maalesef gülden anlamayan merkep huylular çok güle ot nazarıyla bakan anlayışsızlar çok maalesef Haziranın sıcağında solduruyorlar gülleri bülbülleri inletiyorlar kalplerini parçalıyorlar eee kafa var korkuluk gibi boş kafa var kainatı alır içine hoş...)
(Sahil güzellerin yüzmesini arzuluyor yel sen de esmeye başla artık terletenler utansın sen vazifeni yap )
(Yazın işaretidir dondurma kaymak insan sıcaktan bunalınca ihtiyaç duyar lakin öyle insanlarla olaylarla karşılaşırsınız ki siz de soğuk duş etkisi yapar .Yazın sıcağında zemheri yaşar gönlünüz halbuki yaz mesire zamanıdır tatil zamanıdır lakin böyle durumlarda derler ya sen en iyisi soğuk bir su iç diye gerek yok .Zaten olaylar ve ham ruhlu insanlar gönlüne kırağı düşürecekler karları yağdıracaklar dondurucu soğukta gönlündeki gülleri soğukla yakacaklardır.)
(Asıl utanması gerekenler utanmazlar .Dar kafaları yüzünden insana öyle işkence yaparlar ki sıcak kumların üstünde insanlarını derilerini yüze yüze yüzdürürler .Onlar insanı ata bağlı bir iple çeker sürüklerler.Kum üstünde yüzdürmek işkenceyi anlatmak için ne güzel tasvir .Fakat burada işkenceye maruz kalan gönül ki ne acı…)
(Burada biraz espri bir yaklaşımla dinime sövenin imanı olsa kendi göbeğine bakmaz diyet kitabı yazar şairlikten ahkam keser şiir nedir bilmez,Ay görmeden tasvirini yapar ,yahut gün görmemiş düşüncüler fikirlermiş gibi temcit pilavı misali ısıtıp ısıtıp aynı şeyleri söyler durur .Nasrettin Hocanın durmadan aynı nameyi tıngırdatması üzerine soranlar ben buldum aşıkların ozanların aradığını demesi ve cehli mürekkebe düşmüş cahillere ders vermesi gibi.Esasen kimi ak tenli gelir derken ay teni ay gibi görünür yahut ay gibi güzel gözükür veya kendini öyle bilir lakin işin aslı başkadır anlamı da çıkabilir.)
(Kavuşmaktan maksat suya kavuşmak ama deniz suyu içtikçe tuzundan ötürü daha susatır .Esasen okyanusu içsen sususluğun gitmez lakin bir bardak tatlı su susuzluğunu kesebilir.)
(Herkesin sevdiği istediği murad ettiği yanında lakin benim arzum isteyimi hiçe sayanlar beni köle ettiklerine utansınlar)
(Güneyin sıcakları çok etkileyicidir.Güneş temsil olarak en büyük hükümdardır .Güneşe muhtaçtır diğer hükümdarlar düşünün ki güneş sisteminde diğer gezegenlerde birer hükümdar olsa güneş hepsinden üstündür.Güneşin hükmü sistemdeki bütün kürelere hükümdar gibi geçer.)
(Haziran ayı yazın başlangıcı olarak yazılmıştır.Bu önceden belirlenmiş bir durum .Şimdi biri tutar Hazirana kış başlangıcı eder yahut kardeşim burası farklı yarımküre der güney yarımküreyi kasdedip burada haziran kış der .Yahut aslında kuzey denilen bu yarımküre güneydir der kimbilir.Ne de olsa güneyyarımkürede Haziran kıştır.)
(Burada kullanılan söz sanatı esasen dokundurma bir ironidir.Şair aslında tam tersi durumu çok güzel dil oyunuyla dile getirmiştir.Kasıt bellidir.Aslında tam tersi)
(Gözler hariç yutağa açılan beş delik boğaz olarak düşünülebileceği gibi bir evin horantası da düşünülebilir.Fakirin hakkının yendiği o kadar çok ortamlar durumlar var ki veya fakirliğe sebep olan bu mesele çok su götürür.)
(Senin hata yapmanı kollayan ve her an tetikte bekleyen bir sürü düşmanın var .Açığını yakalayıp denizin dalgasıyla seni yutup açığa almaya niyetli bir sürü düşman.Seni böyle çırılçıplak bırakan Senin iraden dışında gerçekleşen ve seni yöneten iktidarları da gözden kaçırma tetikte ol)
(Şimdi öyle garip acayip şeyler milletin gündemini işgal etti ki .Alimin ilminin bir önemi yok.Hatırlayın bu ülkede Ahmet Mete Işıkara depremle ilgili konuşurken millet ciddiyetle dinliyordu deprem uınutuldu adam seksi erkek ilan edildi .Yani dümbelek kültürü davul kültürü hakim ne alim ne sanatkar buülkede baş tacı değil.Asla davul çalanı veye dümbelek çalanı aşağılamam zaten esasen bu yazdıklarım kültürel yozlaşmanın ifadesidir.)
(Merkep yavrularını keyifli görmeden keyiflenmez çok komik gerçekten .Kimse kimseyi dinlemezse herkes bildiğini okursa bir orkestra maestrosuz neyse ortalık öyle olur ki at izi it izine karışır .Kim gerçekten işin ehli kim değil nasıl anlaşılır.)
(Yine güzel bir dokundurma ilm barda mı öğrenilir ki değil mi?Bar sarhoşların yuvasıdır .İlmin yuvası mekteptir.Tersinden okuyun bu beyiti aslında şair söz sanatı kullanarak lafı tersinden söyleyip ilmin alimin okumanın önemini vurguluyor.)
(Şiirle ilgili gerçekten ilmi platformda yapılması elzem çalışmalar var .Bu çalışmalar sayesinde şiir net olarak ele alınmalı has şiir nedir üzerinde durulmalı ve bu çalışmalar yine ilmi mercilerce topluma sunulmalıdır.Bu işler ayaküstü konuşulacak meseleler değildir.Herkesin öznel yargısı kendini bağlar .Esasen nesnel yargılara varılmalıdır.)
(Gerçekten beyan ilmi ki çok önemli bence bu asırda belağat ön plana çıkacak bu yüzden sözün tesiri büyük .Ama bu iş ciddiye alınmalı mesela bir şiire olmuş olmamış demek için bu işi iyi bilmeli veya bilen konuşmalı.Daha iki lafı bir araya getiremeyip oturup benim gibi yüksek perdeden ahkam kesme yanlışına düşülmemelidir.)
(Yani hurafeler maalesef bu toplumun yarası elbette duanın gücü vardır lakin para için kurulan bence bu şer şirketleri nasıl ki şifa dağıtma adına insanların umutlarını paralarını hatta yerine göre sağlıklarını ve de canlarını alabiliyorlar.Lütfen bu şiir işinde belağat işinde ehil olanlar gündeme gelsin.Bir tabir var adam olmayan yerde keçi Abdurrahman Çelebi görülür .İlla ehil gerek yine söz sanatı yine nefis bir beyit ve muhataplarına enfes bir darbe .Bu beyitler tersinden anlaşılmalı…)
(Yine tersinden okunması gereken bir beyit.Tabi mutlak varlık Allahtır .Çünkü Allah Sübhandır.Eksikten kusurdan münezzeh ve müberradır .O yüzden yaş ve kuru ne varsa yaratılmış her şeyi en iyi Hak bilir.Allah ÂlÎmdir .O yüzden alim kim cahil kim Allah bilir...)
(Mevla bilir her şeyi layıkıyla doğrusuyla kaderi yaratanda o her şeyin doğrusunu bilende o .O yüzden kaderi tenkit safdilliğin alametidir.Kader insanın yaptıkları ve ettikleriyle de ilgili ve çok geniş bir konudur.Bunu ilahiyatçılara bırakmak en elzemidir.)
(Güneşin başın üstüne gelmesi ne yakıcı bir azap ki ayağında ayın üzerinde işin zor nitekim şairsen damlada denizi görmeye mahkumsun.O yüzden her türlü eleştiriye hazır ol .Her türlü felakete hazır ol .Sırt üstü kuma da daldırabilirler belli olmaz bu işler )
(İsteklerimi açıklayamıyorum çünkü bendeki haller çok farklı neden çekindiği mi de söyleyemem derdim gizli benim beni inletenler dertlendirenler utansın ne deyim)
(gerçekten gül gibi güzel şiir gül gibi enfes beyitler )
(Şair bu devasa eser yanında kendini az bile övmüştür.Bu eser benim için yılın şiiri ve bu şiirden daha güzelini okumadım bu yıl )
(Gözlerinden akan yaşları durdurabşlsem yahut engel olabilsem yahut o yaşlara ortak olabilsem yahut aynı hicranı bende hissetsem ayaklarım yerden kesilir.Abı Kevser budur işte .Yeri gelir gözyaşalrı cehennemi söndürecek kadar güçlü olur.Nitekim Hak için çekilen ızdırap en büyük duadır.)
(Gözlerin yakıcı gönlümü yakıyor ışığı ruhumu aydınlatıyor lakin beni Senden ayıranlar döndürenler veya döndürmeye çalışanlar utansın)
( Güzelliğini anlatamam dilim lal bu hususta ama senin uğruna dövülemeyi çileyi göze alırım )
(Dudaklarının dem yerinden yani en güzel yerinden içemem aşk ile şevk ile istekle beni boynu bükük durduranlar var )
(Dudaklarından akmasın ziyan olmasın içtiğin aşk şarabı ben senin gül olduğun niyetiyle bağbanın oldum şimdi öpme demen reva mı bu cana .Ben mahlası mı bu rüyada gördüğü badeyle almaya çalışan bir şairim yani artık zamanıdır rüya da değil dudaklarıma kader gelen badeyi içmeyeyim mi?)
(Yine tersinden anşılması gereken bir beyit ne güzel zahmetli de olsa bu aşk şarabıdır bu zahmet ne büyük Rahmet vardır aslında gerçek şairde bu değil midir aşk şarabına susayan mecnun)
(sensin benim gülüm salınıp gel gülümün üstüne gülen yani benim gülümden üstün gül tutan utansın)
(Her vakit tövbe kapısı da hamd kapısı da açıktır gönlü açık olana şairde bunu demiş her vakit aç gönlünü yüceler yücesine)
(Evet sonuçta hayırda şerde Allahtan lakin Allah adalet eder insan zulmeder.Bu beyit gönüllere çakılmalıdır.)
Şahamettin Hocam bu güzel şiir benim için baş tacı her yönüyle örnek lütfen benim gönül hezeyanlarımı bu şiire açıklama olarak görmeyiniz.Benim bu açıklamalarım dar düşüncelerimden neş’et eden esintilerdir.Siz çok farklı anlamlarda kastetmiş olablirsiniz lakin ben bunları yazmak istedim.Size ancak talebe olunur diyorum ama ancak talebeliğinizi talep edebiliyorum .Sizi çok seven kardeşiniz Murat Canbolat…. Saygılarımla…..
Haziran 2008
muratcanbolat tarafından 6/25/2008 10:37:19 AM zamanında düzenlenmiştir.
demek isterler ki tanzimatçılar nesirde anlatımı bölüp içine - vay hayin düşman - babından araya girerek görüş beyan ederlerdi. Bende urası, fahriye burası gazeldir dediğimden bu öykünün bu sunumu şairenin hoşuna gitmemiştir.
diğer arkadaşlar alınmasınlar : Bu yazının şiir olmadğını ,aslında acemice yazılmış örneğin batı tarzını taklit eden ilk öykülerimizden olan Letaif- i rivayat serisinden bir öykü olduğunu tespit edebilen tek yorum olduğu için etkili yorum olarak seçilmeye hak kazanmıştır.
demek isterler ki tanzimatçılar nesirde anlatımı bölüp içine - vay hayin düşman - babından araya girerek görüş beyan ederlerdi. Bende urası, fahriye burası gazeldir dediğimden bu öykünün bu sunumu şairenin hoşuna gitmemiştir.
diğer arkadaşlar alınmasınlar : Bu yazının şiir olmadğını ,aslında acemice yazılmış örneğin batı tarzını taklit eden ilk öykülerimizden olan Letaif- i rivayat serisinden bir öykü olduğunu tespit edebilen tek yorum olduğu için etkili yorum olarak seçilmeye hak kazanmıştır.
Otuz yıldır yapılamayanı yapmak üstüne üstlük bunu özleşim kalıpları içerisinde yapmak benim bilgimi de fikrimi de sabrımı da aşan birşey.. Kaside konusunda bilgim; sadece, şiirin hikayesi bölümünde yaptığınız açıklamayı daha öncesinde de okumuş olmaktan öte değil.. Dolayısıyla şiiri teknik yönden incelemek çok zor benim için.. Ancak bir kaside yazmak, ilk olarak konuya hakimiyet gerektirir. Bilgi gerektirir yani.. Beceri gerektirir. İkincisi; bunu başarmanın yanısıra şair kasideyi özleşim kalıpları içerisinde sunmuştur ki; bu benim gözümde inanılmazdır.. Daha önce yazmaya çalıştığım iki özleşim tarzı şiiri yazarken bunu yapmanın ne kadar zor olduğunu,ne kadar beceri ve çaba gerektirdiğini görmüştüm.. Ancak şair ustalığını göstermiş ve ustalık sıfatının hakkını vermiştir.. "Yaz kasidesi", kelimenin tam anlamıyla edebi anlamda bir eserdir. Şiir yazmaya yeni başlayan ben,şiir yazdığımı sandığım sırada böylesi bir boyutu gördüğümde neyi yapıp neyi yapamadığım konusunda içsel bir sorgulamayı yapmaktan alamadım kendimi.. Hocam gönül seçkisi aldınız.. Varsın kurdelesiz olsun eseriniz.. Selam ve saygılarımla..
Bu bahar, şevki yârim, mahvedenler utansın . Gülümün rengi gülüm , solduranlar utansın . Haziran korku verir, bülbülün gönlü yangın . Güle bülbül kurutur, öttürenler utansın .
(İnsandaki isteği öldüren nice nâdânlar var maalesef gülden anlamayan merkep huylular çok güle ot nazarıyla bakan anlayışsızlar çok maalesef Haziranın sıcağında solduruyorlar gülleri bülbülleri inletiyorlar kalplerini parçalıyorlar eee kafa var korkuluk gibi boş kafa var kainatı alır içine hoş...)
Sahilin bağrı yanar ,"yüzse" der " ah güzeller" ! Yele der: "Esmeye dur", terletenler utansın . (Sahil güzellerin yüzmesini arzuluyor yel sen de esmeye başla artık terletenler utansın sen vazifeni yap )
Âdetin üzre bu yaz, geldi dondurma, kaymak . Bizi yaz ortası buz, kestirenler utansın .
(Yazın işaretidir dondurma kaymak insan sıcaktan bunalınca ihtiyaç duyar lakin öyle insanlarla olaylarla karşılaşırsınız ki siz de soğuk duş etkisi yapar .Yazın sıcağında zemheri yaşar gönlünüz halbuki yaz mesire zamanıdır tatil zamanıdır lakin böyle durumlarda derler ya sen en iyisi soğuk bir su iç diye gerek yok .Zaten olaylar ve ham ruhlu insanlar gönlüne kırağı düşürecekler karları yağdıracaklar dondurucu soğukta gönlündeki gülleri soğukla yakacaklardır.)
Hamağın içre yatıp, oynaşanlar utanmaz . Beni kum üste atıp, yüzdürenler utansın . (Asıl utanması gerekenler utanmazlar .Dar kafaları yüzünden insana öyle işkence yaparlar ki sıcak kumların üstünde insanlarını derilerini yüze yüze yüzdürürler .Onlar insanı ata bağlı bir iple çeker sürüklerler.Kum üstünde yüzdürmek işkenceyi anlatmak için ne güzel tasvir .Fakat burada işkenceye maruz kalan gönül ki ne acı…)
Kimi ak tenli gelir, ihtimal öpmesin Ay ? Göbeğin şalla kapar,açmayanlar utansın . (Burada biraz espri bir yaklaşımla dinime sövenin imanı olsa kendi göbeğine bakmaz diyet kitabı yazar şairlikten ahkam keser şiir nedir bilmez,Ay görmeden tasvirini yapar ,yahut gün görmemiş düşüncüler fikirlermiş gibi temcit pilavı misali ısıtıp ısıtıp aynı şeyleri söyler durur .Nasrettin Hocanın durmadan aynı nameyi tıngırdatması üzerine soranlar ben buldum aşıkların ozanların aradığını demesi ve cehli mürekkebe düşmüş cahillere ders vermesi gibi.Esasen kimi ak tenli gelir derken ay teni ay gibi görünür yahut ay gibi güzel gözükür veya kendini öyle bilir lakin işin aslı başkadır anlamı da çıkabilir.)
Gurubun kastı sudur, istemezdim ki yaksın . İçerim bağrı kanar, gezdirenler utansın . (Kavuşmaktan maksat suya kavuşmak ama deniz suyu içtikçe tuzundan ötürü daha susatır .Esasen okyanusu içsen sususluğun gitmez lakin bir bardak tatlı su susuzluğunu kesebilir.)
Âlemin sevdiceğin yan,yatıp yanda dursun . Beni hep böyle zebun, kaldıranlar utansın . (Herkesin sevdiği istediği murad ettiği yanında lakin benim arzum isteyimi hiçe sayanlar beni köle ettiklerine utansınlar)
Güneyin yangını zor, hep yakar yaz sıcaktan. Güneş’in hükmü yürür, çok hükümdar utansın . (Güneyin sıcakları çok etkileyicidir.Güneş temsil olarak en büyük hükümdardır .Güneşe muhtaçtır diğer hükümdarlar düşünün ki güneş sisteminde diğer gezegenlerde birer hükümdar olsa güneş hepsinden üstündür.Güneşin hükmü sistemdeki bütün kürelere hükümdar gibi geçer.)
( GÜRİZGÂH : asıl bölüm olan medhiyeye geçiş için uygun söz düşürme )
Haziran yaz başıdır, yaz diyen," Yazdı." dermiş ! Hükümet aff mı eder ? "Yaz" diyenler utansın . (Haziran ayı yazın başlangıcı olarak yazılmıştır.Bu önceden belirlenmiş bir durum .Şimdi biri tutar Hazirana kış başlangıcı eder yahut kardeşim burası farklı yarımküre der güney yarımküreyi kasdedip burada haziran kış der .Yahut aslında kuzey denilen bu yarımküre güneydir der kimbilir.Ne de olsa güneyyarımkürede Haziran kıştır.) ( MEDHİYE )
Halimiz pür neşeden, kimsenin derdi hiç yok ! Gariban kaldı diyen , sahtekârlar utansın . (Burada kullanılan söz sanatı esasen dokundurma bir ironidir.Şair aslında tam tersi durumu çok güzel dil oyunuyla dile getirmiştir.Kasıt bellidir.Aslında tam tersi)
Revadır hakkı bilen, beş boğaz başta kalsın . Fakirin hakkı geçen,teşkilatlar utansın . (Gözler hariç yutağa açılan beş delik boğaz olarak düşünülebileceği gibi bir evin horantası da düşünülebilir.Fakirin hakkının yendiği o kadar çok ortamlar durumlar var ki veya fakirliğe sebep olan bu mesele çok su götürür.)
Kıyılar dalga tutar, hopluyor, geç ki görsün ! Seni üryan bırakan, iktidarlar utansın . (Senin hata yapmanı kollayan ve her an tetikte bekleyen bir sürü düşmanın var .Açığını yakalayıp denizin dalgasıyla seni yutup açığa almaya niyetli bir sürü düşman.Seni böyle çırılçıplak bırakan Senin iraden dışında gerçekleşen ve seni yöneten iktidarları da gözden kaçırma tetikte ol)
Âlimin hükmü nedir? Dümbelek hiç mi bilmez ? Davulun fos mu çalar? Deldirenler utansın . (Şimdi öyle garip acayip şeyler milletin gündemini işgal etti ki .Alimin ilminin bir önemi yok.Hatırlayın bu ülkede Ahmet Mete Işıkara depremle ilgili konuşurken millet ciddiyetle dinliyordu deprem uınutuldu adam seksi erkek ilan edildi .Yani dümbelek kültürü davul kültürü hakim ne alim ne sanatkar buülkede baş tacı değil.Asla davul çalanı veye dümbelek çalanı aşağılamam zaten esasen bu yazdıklarım kültürel yozlaşmanın ifadesidir.)
Sıpalar oynamadan, merkebin keyfi gelmez ! Anıran dinlemeyen, bestekârlar utansın . (Merkep yavrularını keyifli görmeden keyiflenmez çok komik gerçekten .Kimse kimseyi dinlemezse herkes bildiğini okursa bir orkestra maestrosuz neyse ortalık öyle olur ki at izi it izine karışır .Kim gerçekten işin ehli kim değil nasıl anlaşılır.)
Âlimin en hasıdır, ihtisas barda görmüş ! Okuyanlar ne bilir, bilmeyenler utansın . (Yine güzel bir dokundurma ilm barda mı öğrenilir ki değil mi?Bar sarhoşların yuvasıdır .İlmin yuvası mekteptir.Tersinden okuyun bu beyiti aslında şair söz sanatı kullanarak lafı tersinden söyleyip ilmin alimin okumanın önemini vurguluyor.)
Şiirin kırk köşeden, dermenin vakti gelmiş . Şairin has olanın, bilmeyenler utansın .
(Şiirle ilgili gerçekten ilmi platformda yapılması elzem çalışmalar var .Bu çalışmalar sayesinde şiir net olarak ele alınmalı has şiir nedir üzerinde durulmalı ve bu çalışmalar yine ilmi mercilerce topluma sunulmalıdır.Bu işler ayaküstü konuşulacak meseleler değildir.Herkesin öznel yargısı kendini bağlar .Esasen nesnel yargılara varılmalıdır.)
Beyânın ilmi olup, " olmamıştır" de bitsin . İki laf bellemeyip, kıskananlar utansın .
(Gerçekten beyan ilmi ki çok önemli bence bu asırda belağat ön plana çıkacak bu yüzden sözün tesiri büyük .Ama bu iş ciddiye alınmalı mesela bir şiire olmuş olmamış demek için bu işi iyi bilmeli veya bilen konuşmalı.Daha iki lafı bir araya getiremeyip oturup benim gibi yüksek perdeden ahkam kesme yanlışına düşülmemelidir.)
Bilumum derde kadir, muskalar hiç mi bilmez ? Hekimin zulmu nedir? Kandıranlar utansın. (Yani hurafeler maalesef bu toplumun yarası elbette duanın gücü vardır lakin para için kurulan bence bu şer şirketleri nasıl ki şifa dağıtma adına insanların umutlarını paralarını hatta yerine göre sağlıklarını ve de canlarını alabiliyorlar.Lütfen bu şiir işinde belağat işinde ehil olanlar gündeme gelsin.Bir tabir var adam olmayan yerde keçi Abdurrahman Çelebi görülür .İlla ehil gerek yine söz sanatı yine nefis bir beyit ve muhataplarına enfes bir darbe .Bu beyitler tersinden anlaşılmalı…)
Hüda bilsin âlimin , hangi kuldan çıkarmış . Hüda’nın bildiği yok, zannedenler utansın . (Yine tersinden okunması gereken bir beyit.Tabi mutlak varlık Allahtır .Çünkü Allah Sübhandır.Eksikten kusurdan münezzeh ve müberradır .O yüzden yaş ve kuru ne varsa yaratılmış her şeyi en iyi Hak bilir.Allah ÂlÎmdir .O yüzden alim kim cahil kim Allah bilir...)
Kulunun sırrı nedir, Mevla’nın emri hikmet . Kaderin kesbine dur, dur diyenler utansın . (Mevla bilir her şeyi layıkıyla doğrusuyla kaderi yaratanda o her şeyin doğrusunu bilende o .O yüzden kaderi tenkit safdilliğin alametidir.Kader insanın yaptıkları ve ettikleriyle de ilgili ve çok geniş bir konudur.Bunu ilahiyatçılara bırakmak en elzemidir.)
Ayağın Ay öpe, dur ! Gün, başın üzre dursun . Seni sırt üste atıp, daldıranlar utansın . (Güneşin başın üstüne gelmesi ne yakıcı bir azap ki ayağında ayın üzerinde işin zor nitekim şairsen damlada denizi görmeye mahkumsun.O yüzden her türlü eleştiriye hazır ol .Her türlü felakete hazır ol .Sırt üstü kuma da daldırabilirler belli olmaz bu işler )
Merâmım şerh edemem, ahvalim laf mı dinler ? Hicâbım söyleyemem, inletenler utansın . (İsteklerimi açıklayamıyorum çünkü bendeki haller çok farklı neden çekindiği mi de söyleyemem derdim gizli benim beni inletenler dertlendirenler utansın ne deyim)
( FAHRİYE: ŞAİR KENDİNİ ÖVER )
Öveyim fahriyeden , çünki şart kendin övmek. Beni gülden nazenin, söyletenler utansın . (gerçekten gül gibi güzel şiir gül gibi enfes beyitler )
Demeyim kimseye kim özge yok gayri benden. Şiirim üste şirin var diyenler utansın . (Şair bu devasa eser yanında kendini az bile övmüştür.Bu eser benim için yılın şiiri ve bu şiirden daha güzelini okumadım bu yıl )
( TEGAZZÜL : aynı kafiye ve redifle yazılan gazel bölümü .)
Ayağım yer mi yürür, içse göz sularından . Ab ı kevser bu mudur? Yok diyenler utansın . (Gözlerinden akan yaşları durdurabşlsem yahut engel olabilsem yahut o yaşlara ortak olabilsem yahut aynı hicranı bende hissetsem ayaklarım yerden kesilir.Abı Kevser budur işte .Yeri gelir gözyaşalrı cehennemi söndürecek kadar güçlü olur.Nitekim Hak için çekilen ızdırap en büyük duadır.)
Cemalin şerh edemem, dillerim özge dönsün . Yüreğim elle devam, dövdürenler utansın . ( Güzelliğini anlatamam dilim lal bu hususta ama senin uğruna dövülemeyi çileyi göze alırım )
İçemem şevk ile yok, yâr lebin dem yerinden . Beni hep boynu bükük, durduranlar utansın . (Dudaklarının dem yerinden yani en güzel yerinden içemem aşk ile şevk ile istekle beni boynu bükük durduranlar var )
Badenin hükmü ziyan, akmasın leblerinden . Bu yazın öpme diyen, bağbanından utansın . (Dudaklarından akmasın ziyan olmasın içtiğin aşk şarabı ben senin gül olduğun niyetiyle bağbanın oldum şimdi öpme demen reva mı bu cana .Ben mahlası mı bu rüyada gördüğü badeyle almaya çalışan bir şairim yani artık zamanıdır rüya da değil dudaklarıma kader gelen badeyi içmeyeyim mi?)
Şarabın lezzeti yok, and içersem günahtır . İçerim zahmeti çok, sövdürenler utansın . (Yine tersinden anşılması gereken bir beyit ne güzel zahmetli de olsa bu aşk şarabıdır bu zahmet ne büyük Rahmet vardır aslında gerçek şairde bu değil midir aşk şarabına susayan mecnun)
Hele gel gel salınıp, gül gülüm , gonca sensin . Gülümün üste gülüp, gül diyenler utansın . (sensin benim gülüm salınıp gel gülümün üstüne gülen yani benim gülümden üstün gül tutan utansın)
( DUA : şair övdüğü kişiye veya Allah’a dua eder )
Ne vakit hamd edeyim, Rabb’imin affı çoktur. Beni hep farzdan yarım, kaldıranlar utansın . (Her vakit tövbe kapısı da hamd kapısı da açıktır gönlü açık olana şairde bunu demiş her vakit aç gönlünü yüceler yücesine )
Yaradan bolca verir, ülkemin derdi bitmez Hüdânın emri sanar, müslümanlar utansın . (Evet sonuçta hayırda şerde Allahtan lakin Allah adalet eder insan zulmeder.Bu beyit gönüllere çakılmalıdır.)
Şahamettin Hocam bu güzel şiir benim için baş tacı her yönüyle örnek lütfen benim gönül hezeyanlarımı bu şiire açıklama olarak görmeyiniz.Benim bu açıklamalarım dar düşüncelerimden neş’et eden esintilerdir.Siz çok farklı anlamlarda kastetmiş olablirsiniz lakin ben bunları yazmak istedim.Size ancak talebe olunur diyorum ama ancak talebeliğinizi talep edebiliyorum .Sizi çok seven kardeşiniz Murat Canbolat…. Saygılarımla…..
Ne vakit hamd edeyim, Rabb’imin affı çoktur. Beni hep farzdan yarım, kaldıranlar utansın .
Yaradan bolca verir, ülkemin derdi bitmez Hüdânın emri sanar, müslümanlar utansın .
Kaside,divan edebiyatı nazım şekillerinden olup,edebiyatımıza Arap Edebiyatından girmiştir.Klasik bir kasidede nesib-teşbib, tegazzül,girizgah,methiye-hiciv,fahriye ve dua bölümleri bulunur. Ancak bu bölümler her kasidede olmayabilir. Kaside,beyit esasına göre yazılır ve mısra örgüsü aa,ba,ca,da,ea...şeklindedir.Bu yönleriyle gazele benzeyen kaside,beyit sayısının fazla oluşu ve bölümlerinin bulunması dolayısıyla gazellerden ayrılır. Kasideler 'Birini övmek veya yermek için yazılan şiirlerdir.' şeklindeki tanım,bunun nazım şekli değil de nazım türü olduğunu iddia etmek olur.Oysa kaside adı şiirin nazım şekliyle alakalıdır. Bu açıdan bakıldığında kasideleri belirli bölümlerden oluşan ve gazellerden daha uzun yazılan belli bir kafiye örgüsü olan (aa ba ca da....)nazım şeklidir diye tanımlamak daha doğru olacaktır. Kasideyi övgü ve yergi şiiri olarak tanımlarsak övgü ve yerginin yapıldığı farklı nazım şekilleriyle yazılmış bütün şiirleri bu gruba dahil etmemiz gerekir.Mesela şair gazelinde bir kişiyi övdü ise onun da kaside olduğunu iddia etmemiz gerekir ki bu da doğru bir adlandırma olmaz.Aynı şekilde bütün hicviyeleri kaside olarak adlandırmamız gerekir.Mesela Ziya Paşanın meşhur terkib-bendini(Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenâdan başın alamaz bir dahi baran-ı beladan...) kaside olarak kabul etmemiz gerekir. Kasidelerde illa ki övgü veya yergi olacak şartı yoktur. Meselâ şair bahariyye içinde tamamen baharın güzelliklerinden bahsetmişse bunun içinde övgü ve yergi aramak abes olacaktır. Özellikle İstanbul'dan uzak kalan şairlerin divanlarındaki kasidelerde bir devlet büyüğünü övmekten ziyade bu tür övgü dışı konuların anlatıldığı eğer incelenirse görülecektir. Aynı hatalar gazel için de yapılmaktadır.Gazel kadın aşk şarap konulu şiirler demek değildir.Gazel de kaside gibi bir nazım şeklidir.
Kasideler,Türk edebiyatında 13. yüzyılda kullanılmaya başlanır. Nazım birimi beyittir. Beyit sayısı genellikle 33-99 arasında değişir.Ancak daha fazla beyitlerle yazılan kasideler bulunabildiği gibi 8 beyitten müteşekkil kasidelerin yazıldığı da görülmüştür. Kasidenin ilk beyitine matla denir. Şair kasidesi içinde matlayı tekrar ederse tecdid-i matla denir. Matlayı birden çok tekrar ederse bu zat-ül metali veya zül metalidir. Kasidenin son beyitine makta , şairin mahlasının bulunduğu beyite taç beyit denir. Kasidenin en güzel beyiti beyt-ül kasid olarak isimlendirilir.Kaside şairlerine kaside-gû (kaside söyleyen), kaside-sera ya da kaside-perdaz (kaside yazan) denir. Çok katı bir kalıpla yazılan kasideler, 6 bölümden oluşur.
Kasideler, sosyal ve kültür tarihi araştırmacısı için önemli bir belge ve bilgi kaynağı olarak değerlendirilebilirler. Resmî tarihi vesikalar kadar, edebî metinlerin de tarih araştırmacısı için önemli bir belge olduğunu ispatlayacak mühim kaynaklar arasındadır.
Kasideler, ideal devlet adamı profili çizme, sosyal ve ekonomik konularda devrin özelliklerini yansıtma, sosyal hayatın değişik sahnelerini anlatma, tarihî şahsiyetlerin biyografik bilgilerine katkıda bulunma, siyasal ve kültürel tarihin pek çok değişik safhası için yazılmış edebi eserlerdir.
Kasideler konularına göre isimlendirilir.
Tevhid: Allah'ın birliğini anlatan kısa gazel. Münacaat: Allah'a yalvarmak yakarmak için yazılır. Na'at : Peygamberi övmek için yazılır. Methiye : Bir devlet büyüğünü övmek için yazılan şiirlerdir. Mersiye : Ölüm temalı kasidelerdir. Hicviyye: Alay etmek amacında yazılan kasidelerdir. Şehrengiz:Bir şehrin güzelliklerini anlatan kasidelerdir. Cülusiye: Padişahın tahta geçişine sevinen kişiler için yazılan kasidelerdir http://tr.wikipedia.org/wiki/Kaside
harikasınız ...çok değerli çok özel tarihi değeri olan Özleşim kasideyi nakış nakış işlemişsiniz ..kutlarım yürekten emeklerinizi eşsiz güzelliklerinizi değerli hocam... sevgi saygı selamlarımla...
divandan tasavvufa bir yol gülün duldasında güneş alırken gözümüzü ellerimize güle rengini veren bülbülün kanı bulaştı. ve o kanlı ellerimizi kaldırıp semaya ya Resul Allah dedik.
Yolunuz şiir deryasında açık olara şairim. Açık ola şen ola.
yüreğinize sağlık efendim. güçlü kaleminizden yazılmış bu eseri okuyunca gıpta ettim yürekten kutladım aynı zamanda şevke de geldim. çalışmanın çabalamanın öğrenmenin sonu yok başta da olsak durmak yk Allah´ın izniyle. teşekkürler. Alah razı olsun.
Ne vakit hamd edeyim, Rabb’imin affı çoktur. Beni hep farzdan yarım, kaldıranlar utansın .
Yaradan bolca verir, ülkemin derdi bitmez Hüdânın emri sanar, müslümanlar utansın .
BAŞTAN AŞAĞI ŞEKİL VE İÇERİK YÖNÜNDEN DOLU DOLU YAZILMIŞ..HELE SON BEYİT Kİ,HER MÜSLÜMANIN MUTLAKA OKUYUP DÜŞÜNMESİ GEREKLİ...TEBRİK EDİYORUM TEK KELİMEYLE MÜKEMMEL
Değerli dostum Klasik Divan Edebiyatı ölçüleri çerçevesinde değerlendirmek gerekirse; iki yıldır şurada yapmış olduğum şiir yolculuğunda sizin gibi güçlü bir kaleme ilk kez rastlamanın sürpriz ve heyecanını yaşadım. Geçengün de bir şiirinizi okumuş ve şaşkınlığımı saklamamıştım. Sizin şiiriniz bu konuda karalama yapanlara bir ışık olacaktır güncel yorumlarıyla.
Aruz ile geleneksel halk edebiyatına dair başarılı şairler var elbet. Ama divan edebiyatı bağlamında şu sayfada okumuş ve paylaşmış olduğum bir şiir şölenidir. Aldığım hazzı nesirle hiç ifade etme kabiliyetine sahip değilim.
Dostlarım beni bilirler devamlı serbest çalışır ve sırf özendiğim için az da olsa hece vezninde karalamalarım mevcuttur ama gerçek şu ki; şiirin hangi tarzı olursa olsun büyük emek, fadakarlık, araştırma, aşk, meşk istiyor.
Sizi kendi adıma sitede bir kazanım olarak görüyor ve eserlerinizi bekliyorum
Yürekten kutluyorum. Şiiriniz bütün hatalardan arınarak mükemmeliyete yolculuk yapıyor
değerli şairim : Takdirinizin kıymetini Sayın Rıfatiden öğrenince tabi ki daha da iyi anladım. Herkes tarafından beğenilmenin hazzının yanısıera özellikle sizler gibi usta bir şairden almak övünç olsa gerek .
değerli şairim : Takdirinizin kıymetini Sayın Rıfatiden öğrenince tabi ki daha da iyi anladım. Herkes tarafından beğenilmenin hazzının yanısıera özellikle sizler gibi usta bir şairden almak övünç olsa gerek .
Yoğun bir emek ve bilgiyle yoğrulmuş şiir ötesi bir eser. Verilen açıklamalar doğrultusunda gayet başarılı bir konu sunumu dikkati çekiyor. Tebrik ve saygılarımla.
Demeyim kimseye kim özge yok gayri benden. Şiirim üste şirin var diyenler utansın . **********************************************
Şairin kendini övmesi kadar doğal birşey göremiyorum burada . Övülmeyi hakedecek güçlü kalemi ile sayfada boy göstermiş .. Toylar utansın .. Boy gösterip de haketmeyen , toylar utansın efendim .. Gerçek bir kaside'yi bu denli rahat bir anlatımla, zorlanmadan sayfaya düşürmek kolay olmasa gerek .
Özleşim'ce için kaynak niteliğinde , gerçek bir sanat eseri olmuş . Kutlamak , teşekkür etmek ise benim boynumun borcu bu durumda . Efendim , saygı ve tebriklerimle ... Kutluyor , kutluyorum...
Hayatım bounca hep yaşadım bunları. Meseleyi sayılmak olarak görünce belki de haklısınız. Şair sayılmıyoruz.
Olmakta görünce yine haklısınız .
Seçimler hakedene göre mi, seçilmesi gerekenlere göre mi yapılır ? Bu seçime göre seçim oluşur.
Bunları hiç önemsemiyor, sizlerde bana karşı bu duyguların uyanması münasebetiyle tarafıma eğer haksızlık yapılmışsa bana yapılan bu haksızlıkları sürdürmelerini rica ediyorum .
Değerli hocam , lütfen üzülmeyiniz asıl olan birileri, tarafından birilerinin iyi veya kötü sayılması değildir.
Hayatım bounca hep yaşadım bunları. Meseleyi sayılmak olarak görünce belki de haklısınız. Şair sayılmıyoruz.
Olmakta görünce yine haklısınız .
Seçimler hakedene göre mi, seçilmesi gerekenlere göre mi yapılır ? Bu seçime göre seçim oluşur.
Bunları hiç önemsemiyor, sizlerde bana karşı bu duyguların uyanması münasebetiyle tarafıma eğer haksızlık yapılmışsa bana yapılan bu haksızlıkları sürdürmelerini rica ediyorum .
Değerli hocam , lütfen üzülmeyiniz asıl olan birileri, tarafından birilerinin iyi veya kötü sayılması değildir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.