5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1516
Okunma

Bir yudum aşk sürdün dudaklarıma
Bir yudum sensizlikti yuttuğum, zehir zemberek hayatın kuytularında
Kimliksizdi yaşam benim için
Ve sen düştün bir gece usuma, baktım şöyle bir fotoğraflarına
Aşka susamışlığıma davetti sanki
Öylesine davetkârdı ki duruşun
Öylesine susuz.
Ve öylesine hasretti dudakların sevilmeye hele o beyaz gerdanın.!
Yıllanmış şarap tadında idin be kadın…
O an seni içmek geldi içimden
İçip kendimden geçmek istiyordum
Ne çok ta susuzmuşum oysa şarap tadına,
Susuzluğum şarap tadına değildi
Sana imiş be kadın.!!!
Bir fal ile başladı senli ömrün güncesi
Sanki yokmuşçasına yaşamışım senden öncesi
Üç asırlık bir ölüm orucu idi bende yaşam
Yaşamaksa yaşıyormuşum soluksuz, nefessiz
En önemlisi de sensiz…
Papatya falımı idi ne idi baktığın bilmiyorum ama
Farkında olmadan çat kapı girdin apansız dünyama.
Sol yanımın sancısı oluşunu anımsıyorum dün gibi taze
Gönül bu ya seni içiyorum her gece
Ne anason kokulu rakımdın ne kıytırık bir şarap
Ne de sensiz geçen yıllarıma meze.
Sende dönmekte idi başım sende olmuştum sarhoş
Aşk bu ya;
Bakar mı idi kara/kaşına, kara kışına, boranına rüzgârına
Âdemi cennetten eden de sen değil mi idin be kadın…
Ve bir gün;
Beni sudum sana bir serçenin susuzluğunda
İşte o an öylesine içtik ki aşkı
Sen kadın, susuz çöller kadar yangındın benim kadar aşka
Okyanuslar gibi aktık yaktık bütün gemileri
Bir düş başlattık…
Ben adı mavi düşüm dedim.
Sen ne dedin bilmiyorum ama ben mavimi çok seviyorum…
Şimdi;
Yeni bir düş başlattım yokluğunda, seni çok özlüyorum
Afyon yutmuş sensizliğimin kuytusunda seni içiyorum her gece…
VE SEN KADIN;
BİR BİLSEN SENİ NE ÇOK SEVİYORUM.
SEN KADIN.!!!
BEN SENSİZLİĞİMDE ÖLÜYORUM……..
İbrahim ALTIKULAÇ
“Senin uğruna”
5.0
100% (5)