Önce okudum,sonra dinledim.. tekrar..tekrar.. sayfadan ayrılasım gelmedi.. Tebrik ve takdirlerimi arz ediyorum. Selâmetle...

Dinlemesi çok zevkliydi hocam.Saygılarımla...

ŞİİRE VEDA / 24

Sohbetin büyüsüyle, hayli geçmişti zaman
,,Yavaş yavaş gidelimˮ dedi şâirim Osman

Ahmed Paşa: ,,Gidelimˮ dedi bir adım atıp
Yürüyüşü arslana, benziyordu tıpa tıp

Kaldırımlar yağmurdan tamamen ıslanmıştı
Adeta demir gibi parkeler paslanmıştı

Onları uğurlamak için yürüdü Soner
Bahçenin kapısından çıktılar birer birer

Karşıya hep beraber, geçtiler karanlıkta
Pek kimse kalmamıştı bu tarihî sokakta

Sadece boza satan bir genç vardı karşıda
Boyu hayli uzundu; on beş vardı yaşı da

Karnı acıkan Soner gence doğru yürüdü
Bütün ahbablarını da peşinden sürüdü

O genç bağırıyordu: ,,Boza, boza!ˮ diyerek
Herkes ona yaklaştı bir ,,Merhaba!ˮ diyerek

Genç: ,,Efendim tazedir, isterseniz bir tadınˮ
Soner merakla sordu: ,,Nedir ki senin adın?ˮ

Genç başını kaldırıp: ,,Efendim, adım Enesˮ
Soner bozayı tattı: ,,Enes boza hımm enfesˮ

,,Nerelisin genç adam? Anlat bakalım bize!ˮ
Enes ,,Ben Sivaslıyım; Buyrun bu boza sizeˮ

Çamlıbel, bozasını alırken Soner sordu:
,,Hangi ilçesindensin?ˮ Genç adam biraz durdu:

,,Gemerekliyimˮ dedi, Enes sesizce Sonerʼe
Soner de ,,Ben de!ˮ dedi göğsünü gere gere

Dostları bozasını, kaşıklamıştı çoktan
İki kişi göründü sağdaki dar sokaktan

Şâirler ödemişti, Enesʼe ücretini
Soner de para için aradı ceketini

Abdest alırken gece cebinden düşmüş akçe
Gitse de bulamazdı; çünkü karanlık, bahçe

Bunu hiç diyemedi boza satan Enesʼe
Kayıp düşmüş işte cebten kadife kese

Sol cebinden çıkardı o güzel kalemini
Âh bir görmeliydiniz gözdeki elemini

Validen hediyeymiş, bu siyah dolmakalem
Ki onunla yaşamış; onunla yazmış herdem

Yegâne sırdaşıydı, âlemde bu lâl kalem
Yağmur misali indi, o gözlerindeki nem

Soner: ,,Al bu kalemi! Ücret olarak Enesˮ
,,Behemehâl bâhası bu beyaz bozaya besˮ

Genç, başını salladı ictinâb eder gibi
Zâtî işâret etti ,,Hadi al, al!ˮ der gibi

Sonunda, delikanlı almaya ikna oldu
Fakat onu verirken şâirin gözü doldu

Kemal sırtına vurdu iki büklüm Sonerʼin
Dünyada tek metası, kalemdi derbederin

Onu elinden aldı sonunda kahpe felek
Daha hafif kalırdı, rûhu alsaydı melek

Sağdaki dar sokaktan gelen meçhul adamlar
Onlara doğru geldi ve ,,Hayırlı akşamlarˮ

,,Aceba burda mıdır, şeb-i şiirin yeri?ˮ
Diye sordu gruba bu adamlardan biri

Soner ÇAĞATAY (14:03) / 30 Temmuz 2011 / Wuppertal / Almanya


Güzel bir anlatımdı dizelerinizi kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.

Abicim, ne güzeldi eser...Velakin, keşke yazı halinde olaydı. Böyle de güzel, ama yazıya yakışacak cinsten...

Seslendirme de işin cabası ya...

Bursa'nın hanlarını bilen bilir, içlerinden birinde çay yudumlayıp, nargile içenleri izlerken, o mistik kokuyu içine çekip, ezan vaktini beklemek gibiydi..


Hürmetle..

Şiir,edep ve veciz bir dille muhteşem fon eşliğinde üzerinde çok konuşulacak bir eser.Canı gönülden kutlarım şairim.Kalem eline,heceler diline yakışıyor maşallah.Yüreğin ve eserlerin daim olsun

batu_41 tarafından 7/30/2011 8:23:01 PM zamanında düzenlenmiştir.

güzel bir hikaye..kahramanları gerçek olan...