3
Yorum
1
Beğeni
4,0
Puan
763
Okunma
her sabır taşlı yolu
son diye/..
soluğumda tutuyordum..
acul kaygılarda bozuldu dengem..
anka kanadında idi gün bitimi..
yetişti,
iyi saatlerin meleği;
vedaya sarılı ukde çiçeğinden,
kopardı ruhhalimi/
tümcelerimi kucaklıyordu çatalağız belleği
naçizaneme kırılsa da pür gamdan silüeti
anlatmalıydım giz süren yılan hikâyeyi...
o gün dü..
yetimlere itilip,dördüncüye sığınmış
iliklenmiş endişeye,güz kurusu perşembe;
’’ihtimal ki son buluşma diye yazmamıştı/turuncuya
ölümün sesi düşüyordu ıslak kaldırıma
gecenin yaşlı çığlığının ellerinde terk etti sahili’’...
bu..
intihal değil/
silik bir tahrif izi karası
o giderken
donmuş yürek kopyası/dır..
yaramı kanırtan günlerin heyelanında kalmış bir yıldı geçen/aradan
sevdanın ipeksi kanatları tutmuştu yalnızlığımdan/bıkmadan..
biliyordum..
hiç sevmemişti aslında..
varsıl bir gölge oturuyordu gönül tahtında..
parlak bir gecenin düş göçüğünde bulduğum altın kalemi verecektim..
tahmin edememiş..
hatta unutmuş beni..
irkilmişti gördüğünde..
öte bir yabancınındı uzanan eli
belki de zararlı biri..
istemiyorum.! dedi..
titriyordu üzüntüm ve mavi damlalı kalem..
dişleriyle çiğnedi iyi niyetimi,
gözlerimden mil gibi çekti aldı görüntüsünü...
5.0
60% (3)
4.0
20% (1)