20
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1705
Okunma
//’huzursuz bulut benim/ ne vakit yağmur olsam gitmeye duruyorum’//
sabah dumanlı bulut
akşama yağmur vurdu
seni hangi deniz fırlattı
yalnızlığın yanına
mevsimler geçerken
tut bakalım kuş sürülerini
sedir üstü düş
konuştun kendi şehrine
gök eflatun
eylül
gözlerin gitme vakti
kaç çocuk maviye baktı
ve yeşile
sallanan çayırların esintisiyle
el sıkışıp oynadı
sonra yırtıldı gökyüzü
mavi bir sürgüden
sen naif
ruhu mor
beklerken güneşi mabedin önünde
eridin
nereden bulursun şimdi
ağlamadan yağan bir yağmurun izini
bu gece pencereden bakan sen
sokak lambalarına
aşk mı dedin
unutulur mu?
erirken içinde kâğıt gemiler
incinir her düş pulsuz zarflarda
yangın törenleri
hep akşam
vurgun yer
yine buluta sarılı gözlerin
içindeki acının
aya benzemez dökülüşü
göğsünde kış
takla atar güvercin ölüsü
buzdan rüyada
demir atmış yelkensin
sustu bütün gitarlar
bakışların cam kırığı
canımın içi
ateşle yoğrulan menevişli deniz yok
hüzünlü konuğuz
yelkovan kenarı
vakit tamamsa
salkımlar eğik
soluk sarının altında
serilir karanlığa bir beden
tebessüm eder toprağa yüzü
Aysu
5.0
100% (29)