4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1773
Okunma
Talebe Feylezofu saygıyla selamladı,
FEYLEZOF
ey dost bugün bizim için bir yolculuk var,
uzun ama kısa
zahir ama batini
açık ama kapalı ,karanlık ama aydınlık
ey dost benle gel ,az konuş,iyi dinle
korkma ,
bilki korku iblistendir,
Talebe
ey U stam her şey dediğin gibi
olsun,bilirim ki her sözünde bir hikmet,her hikmetinde
bir mesihi vardır,
Feylezof öğrencisiyle yola koyuldu,
karşıda heybetli ,ulu devasa bir çınar ağacı gördüler,
başı göğe değiyordu,güneşe ve aydınlığa çok yakındı,
yaprakları zümrüt gibi yemyeşil parıldıyor,diri ve
sağlıkıl gözüküyordu,
Feylezof
BU ulu çınara bakan ğöğe yükselişi, görür,
kuvetini ve heybetini görür,
asıl heybet onu tutan kökleridir,kökleri olmazsa
bu çınar bir hiçtir, bu kökler karanlıkta bilinmezliktedir,
aydınlığa gidişi bu karanlıkta gömülü kökler
sağlar onu dik tutan kökleridir,
her başarının arkasında bir kök
her yenilginin altında köksüzlük vardır,
EY dost şu gördüğün dağın ardında biri yaşar,
yanından geçerken benim yaptığımı yap ,
o Yaratanın acısıdır,
yerde birisi yatıyor ,vücüudu yaralı bereli,
çirkin ,ucube bir varlık,
BAŞLARINI eğerek ,bakmadan ordan geçmeye başladı,
Ey FELYEZOF senmisin
evet benim,
beni nasıl tanıdın
yanımdan geçen insanlar, yanımdan geçerken,
ya tiksinerek bakar
ya korkar,
yada acır,
sen ise ,bana acı vermemek için
bakmadın ancak bunu
herkesin bahsettiği ancak
Feylezof YAPAR dedim,
gerçekten sen osun,
o onura sahipsin dedi,
ey Yaradanın acısı,
Tanrı seni yarattı ondan sonra
bu acı onu kemirir oldu ,
yaraladın onu
derinlerindeki acıyı deştin,
bu bahsettiğin iyi oldu,
halk nazarında değerim,
artıyorsa eksiğim artmış demek
bu halk ki kimleri kral ,padişah eyledi,
sonra tahtlarını başlarına geçeirdi,
kimlere Allame dedi ,sonra kafir ,zındık diye
rezil rüsvay etti,
bu halk ki başına bela getirenleri taçlandırdı,
kendini doğru yola çevirenleri öldürdü,
EY tanrının acısı ve talebem sakın ha
bana halk değer veriyor diye değer verme,
halk batıldır,batılda halktır,
ONLARIN taptığı benim bağlu olduğum
ŞEYHİ EKBERİN DEDİĞİ GİBİ
ayağımın altındadır,
söyle ey tanrıyı yaralayan
son sözün nedir,
büyüklüğün sözlerindeki
hikmettedir,
bana göre hale o sun yolun açık
bahtin iyi olsun diye
esenledi,
feylezof ve talebesi yola devam ettiler,
bir ağacın baında bir karga gördüler,
talebesine sence nasıl bir kuştur,
ne sesi ne ötüşü , ne yürüşü güzeldir,
pek mahbul değildir dedi,
bu karganın efsanesini bilirmisin dedi
USTAM Bİlmiyorum anlatırmısın,
ÜSTAT BEYDEBA ANLATIR
bu kuş diğer kuşlar gibiydi,
bri gün bir bülbül gördü ,
onun gibi ötmeye çabaladı durdu,
sonra bir kartal gördü onun gibi u
uçmaya çabaladı beceremedi ,
sukuşu gibi yürümek istedi,
sonrasında gördüğü karga oldu,
kendi yeteneklerini unuttu,
ne ötmesini ne uçmasını ,nede yürümeyi bilir
yollarıne devam
ettiler,
bu günkü yolculuk bu kadar, yeter dedi,
başladıkları yere döndüler,
talebesine zamanı sordu,
talebesi göğe ,güneşe baktı
güneş daha doğmamış,
yolculuğa hazırlandıkları vakitti
ama imkazdı
ögrenci çok şaşırmıştı,
ey talebem ,
la zamanh la mekan dedi,
talebe inanmak istemedi ayakkabılarına baktı
yıpranmayı görmek,için
ayakkabıda toz bile yoktu,
elbisesini kokladı
ter izi yoktu,
ne uzun yolculuk yapmış neler yaşamıştı,
FEYLEZOF
Ey TALEBEM ,DOSTUM ,YARENİM
NE zaman mutLaktır, nede başka şeyler,
mutlak olan senin sezginin yansıması mantıktır dedi
5.0
100% (5)