4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1187
Okunma

diyelim topladım bavulumu
son bir bakış çakarak vedasız attım kendimi istasyona
üzülmediğim doğrudur
içimdeki komedyadan anlıyorum
ağızı bir karış açık çocukların kahkasının gerçeğinde
bir zamanlar mahlasımdı çatık kaşlarım
şimdi nedense kulaklarıma değiyor
dudaklarım..
diyelim ki
tok sesli bir kavalla
tuttum gönlümün elinden yürüdüm
hicretim umrunda olmadı portakal çiçeklerinin
gitsem mi kalsam mı ikileminin abuk sabuk saflığında
hırçın bir heybetle anasına avradına deyipte
dilimi kaydırmadan
ve patlayan ciğerimden yükselen
son bir ’la havle’nin sabrında
derin bir nefes çektim çaktırmadan
gittiğim her yere
doyumsuz nefsimle mülâkat kaçınılmaz bir cendere
hesaplarımı kefalete yatırarak
karanlık odalarda milim milim sorgulanıyorum
sonrada diyorum ki
ölüm ölümde
hırlamaya ne hacet canım
incelen en sakat yerime neşteri indiriyorum
’ulan dibine vurduğum dünya’
anlatsam beni kimse anlamaz
ellerim marmara kokuyor görmüyor musun
gözlerim kaç vapur kaçırdı bosporusta
hiç öğrenemeyeceğim biliyor musun
kaç balık doğdu uzağımda
ve kaç kına yaktılar gözlerinde kızkulesinin
uluorta..
doğu batı güneyini bilemem
öyle bir hercümercinde
surlarına yanağını dayamış
koskocaman bir kusurum
bir kez daha ikrar ettim
kuzeyin benim istanbul
diyelim ki
yokluğunla akdenizin acı tuzunda
pişti gururum..
Faruk CİVELEK
5.0
100% (2)