Dilimde kırbaç lekesi
Avuçlarımda masum bir maktul
Meşrebimden vazgeçemem
Ne kadar kanasa da özlemlerim...

Bu mektuplar kuş olsa canım
Kuş olup burnuna konsa
Kuş olup saçlarında sarhoş olsalar
Her uçtuklarında bir kanat bıraksalar dilinin altına
Sen o mektupların kaygısız rüzgarı olsan
Günlerin nefes alan yerlerinden essen
Sessizliğimin canına okusan
Yüreğimin buruk tadını silkelesen
Bu mektuplar sen olsa
Yüzün olsa
Ağzın olsa
İncecik boynun olsa

İşte bak
Yine o avlumdaki yaralı ağacım
Bak işte bütün dallarım güz ölüsü
Öpmedin ki kabuğumdan
Dokunmadın ki kan yeşili yapraklarıma
Uyumadın ki tükenen gölgemde
Şimdi bilmem ki ben ne ağacıyım
Kimdir meyvem
Hangi ormandayım

İşte böyle bir türkü damağımda sallanan
Daha anımsayamadığım bir sürü sen varsın ceplerimde
Şimdi gideyim
Kadehim bir kolumdan çekiştirip durur
Hınzırdır iki cümle bir şey yazdırtmaz bana
Ama sen yine de dediğim gibi
Kuş ol bu cümlelerden
Odam ol
Yatağım ol
Zehrim ol
Bedenim ol

Ne diyordum ?
Dilimde kırbaç lekesi
Bin kefen bile örtemez pişmanlıklarımı...



Oktay Coşar