0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1319
Okunma

sakin sessiz bir gecede haydarpaşa’dan trene binecektik seninle dost
martılara simidi unufaltıp savuracaktık oysa
gülhane’de güneşin ıssız ışığında sarmaş dolaş gezecektik seninle dost
beyaz köpürükler aktıran vapurda bağıracaktık oysa
bir samyeli rüzgarı gibi kanat çırpıp gittin be dost
bir eşşiz gölge gibi beni yalnız bıraktın be dost
ekmeğimi bandıracağım tek kalp sendin be dost
kin güdüyor sanki istanbul bana bu yorgun yolculuğunda
içimdeki kanatları birer birer çırptılar be dost sen gittiğinde
gecelerdeki tik tak sesleri de gelmiyor saat oklarından
bir yıldız var parlayan bir de nimet yuvası var beni anlayan
bir kalemim var beni soran bir de yırtık defterim var beni sen sanan..
sopasıyla rol veren meddah yok mu bana da rol verip ona gtmeme izin versin
mürekkebi tükenmiş bir kalem de yollasınlar şiir içeren mektubumla
mazilerden kalan bir anım var da onunla
sihirli değnek veren bir solak el yok mu beni de surlar diyarı diyarbakır’a göndersin.
şair hukukçu(yunus tapancı)