5
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1577
Okunma
kitlesel bir melodram bu
kenara atıyor kendini makamı çalıntı arsız örtüler
münzevi mor akşamlar yudum yudum
vurdum duymaz melankoli dolu önüm şiir diye
yaslanmış kemana yummuş gözlerini -sözümona usta-
kanaviçe örgüler şetteler yol kesiyor
her nağmede eski hazine izleri!
_yakana yapışır da zat öleli var bir otuz senesi!_
evet, eğleniyorum! seninle
yalancı gülümsemeler ardında
evet seni seviyorum şiir
evet bir tek sen kaldın avucumda
ve göz önünde tecavüzler sahnede
susmak belki de daha büyük bir facia
hep aşina bir şeyler düşerken şiir adına
o çift porsiyon mevsimlik safsataya...
gül çukuru mümtaz gamzeler diye başladım ben şiire
sardunya saçları pürmüz gibi yanardı mavilerimin
har evine yardım çağırır gibi dillenirdi imgeler
en zor yoldan tırmanmaktı dağa
ve bilirdi tüm şairler
tüm yolların sonu o bitmez aşk_şâhika_şiir
_ne gerek var kısa kulvar yalanlara_
hiç bir zirve doyurmaz oysa
daha büyük beklentili alkışlarla
susturulur elbet zamansız yalanlar
bir hata sadece kendini ele vermiş olmaz o vakit
tümden kirlenir bu ahval_i şerait
elbet kıvanca giden gam örselenir
zedelenir şiir!
sen, asil adam
uzat öpülecek alnını secdeme
kızmaktan çok anlamak gerekli
bunca hırs giyinirse o ahd_i âli seccade..
bir kere daha tokatladı şiir
şirke kanatlı sobeler serdin önüme
bir kere daha aldı altına hevesimi
o yalancı soneler!
nedendi bu baharı kış ortasında aramak
akıl kirini beyaza sermek hevesi
oysa ki;
her mahir hırsızı, daha mahir bir hafiye sobelerdi!
sen, elleri öpülecek adam...
merak etme usta
temizlenecek bu kadavralar
kelam kaleminse
şiir bizimdir
tek bir ZERREsi kalana kadar!..
ToprağınSesi
5.0
100% (5)