6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
994
Okunma
/alınlarından vuruldular
kalemden düşen sözdü mermi/
iki, eşittir bir
olamadık ki biz
şimdi
kalemlerle özlem dokuyor kalbimiz…
eli yüzü leke/siz insanlar
temizlenmiyor/ temize çekilemiyorlar
Tanrı adına seçilenlerin kiri çıkmıyor üzerlerinden
tarihler biçim değiştiremiyor
zaman aşımına uğramıyorlar
hayâlkârım hürriyetin geleceğinden
“elleri var özgürlüğün”
feleğini şaşmış
ıssızlığınla kederli
o gün /de doğup, bitmeyen gecenin
harlı gözlerinde kan
sıkıyor boğazını sarmaşığı
sarı bozkıra vuruyor sır
kamaşıyor gözü
ve bozuluyor sukûnetin hükmü
çıkıyor açığa izler
çığlığı boğulanların hâtıralarıyla
zangırdıyor toprak
ve sonra
durup durup saplanıyor yüreğimize
içimizdeki hançer
saçılıyor ortaya
kaybolmuş zamanların kokusu
düşmüyor karanfillerden çiy…
karanlığı aydınlık bilenlerin
beyinlerinde tutuşan kin
can yakan, can alan cellât a t e ş/ ten kalan
şifâ bulunmaz hiçlik!
/acının elleriyle tutulmuş yollar
sevincin sesini duyamıyor yanık yürekler/
gündüz yoksulluğu
arkada kalanlara miras
ezgileri daim hicaz
döner durur /demlenir
aynı acı suda söz...
sürer sonbahar sayıklamaları dilde
bahar uyanmayacak belli
hep aynı mevsimdeyiz tarihte
tükenmeyen anızda
yeşillik kalır mı ki ?
ışık sızmaz, umut yok
cana gelmeyecek bahar
hiçbir göze sığmıyor kocaman ölülerimiz
/şiir mahzun
şair, koca çınarların gölgesinden yoksun/
Sıvas’ın boğazına
dolanmış yağlı urgan
derisinde kara is
dağılmıyor sıkıntı bulutları
taş çatladı sabırdan
/bin kez secdeye dursalar
silinmez günahlar
insan denmez mahlûkattan/
uzaklarda idi ateş
yaktı tamam yakınları
buza kesti Anadolu
çözülmüyor çözülemez…
kazınmış bir kez taşına
akan kan aynı yerde
silinmez/ silemezler
unutmaz ki tarih aklı!
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı,şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Oktay Rifat