düştün dün yine aklıma Talya
aradım sendromu kasvetli erkeklerin kollarında
’’sevinçli bir telaş içinde’’
dokundum bir kaçına usulca
biliyordum olamazdın
ve aldırmadım
-önüne baksana adam!
laflarına...




sesini gezdiriyorum boynumda tasmayla
rıhtım, kapalı çarşı, falez
dağıttım döktüm tüm birikintilerimi
ki; kendini çoktan kaybetmiş içim
pusulam yorgun, ben hiçim..





konuş aspendos
hani yanımdaki ala rüzgârlı konçerto
nereye sakladın da yok ettin
bak, rahvan rasatlar çiğniyorum şimdi
söylesene Akdeniz
sen kaç millik bir denizsin...



-ey asil yutan şehir, söyle
körpe umutlarımı kaça geri verirsin!




Ah Talya;

dokunmak var yine
zamanı doğru takdir eden saatler gibi
kurulup şöyle
ilişmek bir banka
tebessüme eşlik kahkahalarla
ve tırmanmak gamzelerinden dolunaya
kim bu deli acaba! bakışlar altında
tango adımlarla kalinka...




biliyorum sevmesen sen de
çağırmaz martıların telaşla
inatçısındır bilirim
gel desem çık ortaya
gelmezsin ucuz iki kelamla oltaya
arduvaz renkli çocuklar çizerim oysa
yeni kelimelerden incili duvaklar
örterim seni yine dudaktan halılarla
ah Talya...



ıslığımı yolluyorum yine sana
duymazsan duyma
ve ters çevireceğim birazdan tüm haritaları
altı(n) konya olacak bu kez
üstün açık!
sarı saçlarını da kesme sakın
dolayacağım ayaklarıma
olur ya yine şarampol’den yuvarlanırım huşûyla
sana hasret kuşaklardan şarkılar budarım ayaklarına
istersen meneviş renkli gökkuşağı bile alırım sana...




vesayeti eğrilse de
zamandır soyunan sadece tenden
göz gözü unutamıyor işte
çözülse de ellerin kementi bir birinden!



bu kadar hayale binmek yeterli
bekler sensizliğim
şimdi gitmek vakti



gidiyorum
vakit yetmez seni anmaya
yetmedi yine
unutma yeter sadece
an arada

An Talya!


k e n t i n e iyi bak!..





ToprağınSesi