beyaz bayrak çekmiş makyajlı sözcükler
titrek nefeslere mahzen olur mu yine yeis
iki benzemez siluet gösterir mahrem aynalar
biri, iki uçu çentikli iğne, hoşçakal dikerken
diğeri, hâlâ ikimizden vuran dem
soğuk damgalarla aş eren ter

hadi anlat
kabuğundan ayrılmış dal nasıl yeşerirse
hadi, sök at bir çırpıda bu tiryakiliği kökünden!




yol kesmiş patikalar, barikat kurmuş ovalara
s i l m e doluyken ceplerin
baharatsız nidalar kurulmuş dilinin ardına
hadi, puslu camlarda kalsın adının demirden kiri
irkilme, zamanı naçar yanından döverken saatler!
ve bekle
söndürür ateşi aşina sufleler
yutar belki karanlık meşalenin nefesini
alır yine duman başına, nikotinli dağları
gözlerin ferine anlatmak en kolayı!
zılgıtı hayli gecelerde üşürken hercai menekşeler
bu yaz, nasılsa bir çırpıda geçer!




serilirken üzerime hasretin, yorgu(a)n gibi
unutma özürlüyüm desem olmaz mı?
anlamaz mı
yumruk yemiş gibi d/ağlar uzarım giderek
endamı küflü uykularla titrerken
benden bihaber olur içim!


kapat gözlerini Seyduna
duyma
nebulada yayılırken sağır gölgeler
zilhicce soğuğu üflesin Şahrud türküler...




uyu, tebessümün sahte pınarı
bir tas su umudu olamazsın
vur palanı dar gölgelere
çok aşkın az akan çeşmesi
azı tadan, çoktan payelidir nasılsa
bire sormalı ikinin sesini sevilerde!






dilemekle ummak kardeştir nasılsa özlemden
bölüşemediğince aşksa adın
neler doğurur diye bekle dur işte
um, ümit et
teyelle duaları takdimle aynadaki suretine
yat uyu zıbar ya da ertesi güne
mehter adımları sür
’kırılır elbet bir gün’e dek
duyuyor musun
pamuk tarlasına düşüyor granitler
ama elleme
azsın geç vaktin geçmemiş yarası bildiğince
tıka kulaklarını beyaza
elleme
müşrik imgelerle boğulsun pasaportsuz şiirler...




umutlar düş/erken uyluklarıma
unuturum belki karanlıkta doyan baykuşlar gibi
dikilirim yine
kutsalının yamacında
yavuklusu çağıran nefer gibi
saklanmak en iyi çareyken suçlara
en iyisi uyanık kalmak belki, geçmiş uykulara...


y a r ı n kalmışsa kayyuma!..




ToprağınSesi






.