9
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1907
Okunma

Bunlar, engerekler ve çiyanlardır
Bunlar, aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır
Tanı bunları, tanıda büyü...
Bu, namustur künyemize kazınmış
Bu da sabır, ağulardan süzülmüş
Sarıl bunlara sarılda büyü.
Ahmed ARİF
I
Bir yol misali uzuyordu acılar;
içimde ağrıyan bir sonbahar
günler geçiyor kurşun gibi
yalnız ve yenik...
yaralar birbirine karışırdı;
yalnız yaralar, kalabalık yaralara
insan tacirleri, kadın tacirleri
yeni sürgün yaralar pazarlardı...
Bakarım günlerin teninde herkes savrulmuş yollara
sesleri yankısız, soruları yanıtsız bırakılmış...
kime baksam vurulmuş içli bir aşk mevsiminde..
Benimse içimde ağır yaralı bir sonbahar.
Acı kusan şehrin sancılı varoşlarında
ağıtlar yakmaya geldim..
kusurlarınızı gömdüğünüz geceleri yakacağım
hepimiz yanacağız-
kimse kendini söndüremeyecek!
II
İnsandır:
ılık rüzgarları var
yeminli intikamları
ve ateşli silahları
İnsandır / isyandır
silaha uzanır sımsıcak elleri
ve şarjörüne yerleştirir kendini...
Herkes hüzünlerden payını alır
hayatın imbiğinden geçtikçe;
yollara daldırınca burkulur gözleri
boğulur özlemin soğuk sularında
asla kucaklaşamaz, kavuşulmaz kendiyle...
suçludur insan, hayatın cenderesinde mağluptur!
III
’Hiç bir ölü hayat sızdırmaz’
her şeyi unuttuk çünkü-
gülü dalında / külü ateşinde
dostlukları hatıra defterlerinde
rüyalarımızı başka uykularda
şairi suskularda
sevdaları hain pusularda
unuttuk!
acımasızca / pervasızca!
IV
Simsiyah kederler sızıyor kendini hedef alan hayatlardan
bense masmavi umutlar ekiyorum yarınlara..
suçluya yataklık eden bir gecede
şakaklarımda oynanır bir ’Rus-ruleti’
darp edilir kalbim / sesim tutuklanır
düşlerim kundaklanır...
Ellerim de yetişmiyor karmaşanın koynunda-
kıvrılmış uyuyan çocuklara.
Dağlara koşun... nehirlere çocuklar...
V
Sen git; beni bekleme
varsın eskisin yüzüm ayrılığın devrilen yıllarında
küflensin gülüşlerim
zemherilerde soğusun sesim
üşüsün şarkılarım
buz tutsun iklimsiz aşklarım...
/ Bir şiirdim yazıldım, derinleştim
neyi sevdiysem hep kaybettim.. /
Ben burada, yanıp yanıp kül kalsam
hayatın sırtında bir bıçak gibi paslansam
hep hüzün taşısam tek heceli sevdalara
ısrarla kendini kanatan anılara ağlasam ağlasam
ve hep mağlup kalsam.
VI
Aldırma!
rüzgarlarına, ağrılarına, tuzaklarına, infazlarına bu kentin;
atma yaralarının kabuklarını, biriktir...
yoksulluğun buğulanan camlarında
kana boğulmuş coğrafyalarda
sancılı, suçlu ve kemirilmiş
ve isyankar...
/ Atma yaralarının kabuklarını, biriktir;
bir mermi gibi isabet et kaybetmenin kalbine
beni tanımla, geceyi anla
ben hiç kimseyim... bak, binlerce hiç kimse!.. /
Eğik bir zaman ki, zulme boyun eğildi
kimse artık doğrulamaz!
şairsen mahpus yatacaksın
kelepçelenecek ellerin
küflü sözler iliştireceksin hayatına...
Öyle bir zaman ki:
toprak yağmurunu
ırmak sesini
rüzgar iklimini reddeder!..
(Birdal ERDOĞMUŞ)
5.0
100% (13)