2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
826
Okunma
bir öykü ile başladı herşey
yada bir kaç satırla
ufak ufak alevlenen kıvılcımlar
şimdilerde birer alev topu sanki heryeri kavurup atan
nerdesin desem
nerelerdesin desem
seni görebildiğim tek yer alev topu
gideceğin her saniyeyi hesap ederek durmak
kaçamak cevapların sancısı
duraklayan cümleler
stop eden düşünceler
kara saplanan yüreğim
hayatın patınaj çekişi
yerinde sayışı
gözlerimin baktığı yerde kalışı
kalbimin gitme diye yalvarışı
işte bütün bunlar
gidiyorum dediğin anın zamanı
gelişinle gidiyor gibisin sanki
bir demlik su kaynayana kadar
yada kaynamış suya çayı demleyene kadar
bir bardak çay koyana kar
şekerini karıştırana kadar
gidiyorsun
gidiyorsunda bu adam
o çayı artık içermi demiyosun
geliyorsun güzevcinim
geliyorsun ve pencereme konuyorsun
hoş geldin diyene kadar
elimi kaldırana kadar
ürkek bir kuş gibi
ürker gibi
uçup gidiyosun
nezaman ellerimden su içeceksin
nezaman ürkek bakışların benimle kalacak
nezaman omzuma konup
benimle kalacaksın
nezaman
nezaman güvercinim
bak yine senin gidişinle
masada duran mumun alevi kızardı
sarıyı saran güneşi andıran alev
nasılda bir anda kıpkırmızı oldu
işte güvercinim işte benim yüreğimde
tıpkı masanın üzerindeki mum misali
kıpkırmızı
gitme diyemem
kalda diyemem
gitmediğin anı beklerim
gitmiyceğin anı
uçuk..