3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1926
Okunma

Ellerinden balonu alınan küçük bir çocuğun
Ağlamalarında gürleyen göğün sesi kesilir
Üzüm pekmezine bandığın ekmeğin
Yere düşen kırıntılarında iç çeken açlığın sesi kesilir
Sokak lambaları bak yine sana söndü ey sefalet
Titreyen ıçkırıklarında kırılır aydınlığı
Bu gece yine buz kesen ayazın alnındasın
Sıkıp durma ne olur dişlerini
Eskisi kadar sağlam değiller
Neredeyse düştü düşecek
Yağmurun biriktirdiklerine.
Bir yolunu bulda diktir demiştim san’a
Bak yine çarıklarından fırlamış parmakların
Lakin ayazda yese uzar senin tırnağın
Fesat değilsin be garibim
Keşke satsaydın bu gün baba yadigârı saati,
Satsaydın da iki dilim ekmeğin arasına girseydin keşke
Üşümeseydin
Ve umutsuzda olsa yarınların
Sabah’ı bekleyen gözlerinin içi geçerdi uykuya
Darılır küserde ardını dönerdin karanlığa.
Uyurdun
Hiç kimse seninle bir şeyini paylaşmasa da
Sen herkesle her şeyini paylaş garibim
Yarımın bütünden büyük olduğunu
Veren elin alan elden üstün olduğunu düşün ve paylaş
Garibin mahrumiyetindeki asaleti göremeyenler
Ecrinin son deminde ki sefaleti de göremezler
Uçuk
5.0
100% (3)