7
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
2680
Okunma

Ay da küser, güneş kırılır , gece yıkılır.
Bakma sen günün yüzünü eşkitmesine
Bir leylî yalnızlıkda kalmak onun derdi
Örmek Züleyha’nın saçlarını rüzgâra nazire
Sürmelemek yüreğinin gözlerini
Kapkara ...
Gurubun bakışlarına yılgınlık düşünce
Diline çalınan sözleri tan sökümlerine
Düştü düşecek heyhat !
Gözlerinde kör kuyu
Çığlık ve serencam ...
Kervan katarına ilişmiş sahra yorgunu
Bilmem kaç kez anlatıldı bu çöl masalı
Eskimeyen yalnızlıktır ruhun sürgünü
İdare şavkına düşen sözleri devşirirken semazen
Tef vuruşlarında dönence.
Al sana, bir başka kuyu dervişanın inlemesi
Rakamların dilinde yekta an be an vuslatına visal
-leylî yalnızlık –
Yine de son kez dinle !
Ve de
Neyse
/ istersen
Dinleme
Hattat dokunuşlarına düşen vav
Mor sükunet salıyor bir ötre ötede
Üstünsüz bir mim düşürdük gözlerimizin bebeğine
Ve dağıldı gerçek
Nun yazımlarıma ram
Kaf / dağının kuytusunda bir kapıdan geçiyoruz
İçimizde kuşku
Yedi çift gözde çakır bakış
Çatal dil
Suyun tersine aktığı yerde dönenmekteyiz
Kınını kestiği yerdeyiz kılıcın
Lâl güller açtığı yerdeyiz acının
Gel dokun dokunabilirsen
Dem leylî yalnızlık
26/08/2009
yahya incik