9
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1912
Okunma

şehr-i İstanbul’a vurgun sözcükler
vuslat filizleri büyüttüğüm çocukluğum
Boğaz’a serilmiş özlem tuzlarım
aşkın(m)
elif’in be güzergâhında
kara peçeye çalınan gece
kimsesiz bir çocuğun kirlenmemiş düşlerinde akrep ve yelkovan
bir gülüşün ki
yaralarıma sürülmüş bir merhem
Marmaraya uzanan umuttu
mor menekşeler
gözyaşı
yüreğini emziren nehir
yeni doğmuş bir bebeğin masum ağlamasında
eminönü yeni cami avlusu
ve
güvencinler
avuçlarına uzanmış gagalarında
Yusuf’un dilinde söylenen Züleyha
bedenim yenilgiyi kuşanmış bir asker
gece karası gözlerinde ezilmiş gonca güllerim
şehr-i İstanbul’un avuç içlerine uzanıp
gözyaşlarımla yıkadım hicrana bulaşmış yüreğin(m)i.
zemzemimden emzirdim avuçlarıma yuva yapan kırlangıçları
mavi halıdaki gül kokulu gümüş pullar asılırken Boğaz’a
yüreğimi
yüreğine nakış nakış işlemeye niyetleniyorum cansuyum
tengri
şarab rengine çalınmış şehr-i İstanbul
alnım seccadeye öpüştüğü zaman dilimi
dudak kenarlarına yapışmış ism-i nâzımın
Şems’e bulanmış Kız kulesi
boyun bükmeyişim arsız yokluğuna
suskunluk safında senli cümlelerim
lâl kalemim
özlem yanığı çorak coğrafyan(m)a kaç kez öptüm(n) s(b)en diye
dedemden kalma katransı antik bir saatte
gece yarısını ramak kala
kaç kez iç geçirdim
avuçlarında açan sevda çiçekleri özendim
süzülüp
dudaklarına inen sevda türkülere niyetlendim
sen tutacaksın diye
benliğimi ipsiz uçurumlara saldım
attım
Marmara’nın maviliği söndürür diye
Emirgan lalelerini hicranın kara kibritiyle yaktım.
özlemden irin toplayan kabuk bağlamış yaralarım
Azrail’in ölüm provasındayken
ne olur içinde yaşat beni cancağızım
mavi zemzeminde son kez guslettir beni
öyle sarsın sütbeyaz kanatlar beni
ıslak kirpiklerinden düşen cansuyum
göçmen kuşlara hayr ola
misk-i amber kokuna getirirler mi bana ?
suskunluğumu
gözyaşlarımı bırak sen cancağızım
erguvanlar imkansızlığa açarken
bir avuç şemsliğine
kurak topraklarda vuslat filizleri yetiştiren adam
yüreğim(n)i kaç kez gümüş pulları yaslayıp
sıcak nefesinle ısıttın gecenin ayazını
beyaz üveyiklerin kanatlarında sevdaya gülümseyen yâr.
Şems’ini karanlığa yakılmış kandilleri üfle
dudaklarıma sür zemzemimi
hicranın katransı zehrini çıkarırken yürekten
vuslata niyet durmuşken
avuçlarında açan hüsnüyusuflar
kasımpatı
gelincikler
gecenin karanlığında teneffüs ederken
şehr-i İstanbul’un ıssız kaldırımlarında
pencerene döven yağmurlar getirecek beni cancağızım
gordion
16/04/2011
5.0
100% (7)