Okuduğunuz
şiir
13.5.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
eksilen
aşk yüzümü saran alev kuyusu harlandıkça gamzesi çatladı aynanın
şarap bağ bozumunda kırılır esrik bir dansın karanfil sözü içimdeki diri duruşun dil ısırığı üşüdü serçe ağaçta altında oturan bendim
aşk dilsiz bir güvercin taklası buz tutmuş boşluğa haykırış çokça dağınık oda yıldız kayması kuyu gölgelerine güneşin uykuya yatması
aşk kapımın önünde fırtına ruhumdaki melodinin en geçimsizi rüzgâr saçlı çocuk küsülü mektuplar kalem tıpırtıları gecenin bir vaktinde fesleğeni hırpalanmış saksı yüzlü akşamlar
ben yağmuru kovmak istedim bulut boşaldı pencereye aşk avuçlarımı kanatan diken sazlıkların üstünde bekleyen ney notası bir lokma görebilme yanığında gül bahçeye çağırma duası
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"aşk kapımın önünde fırtına ruhumdaki melodinin en geçimsizi rüzgâr saçlı çocuk küsülü mektuplar kalem tıpırtıları gecenin bir vaktinde fesleğeni hırpalanmış saksı yüzlü akşamlar"
Aşkın geçimsizliğindendir fırtınası, ağlaması ve ağlatması... Gecenin bir vakti ölüp ölüp dirilmeler de aşkın geçimsizliğindendir... Çok fenasın aşk, çok fenaaa!
aşkın acıtan yüzünü gördüm sayfada ki doğru aşk bu haliyle canımızı yakmak için kendimize çağırdığımız bir melodi mi kalemin tıpırtısından bir de gülen yüzler çizilmesi gerek hemen ardından böyle koyu bir zamanda gönlü bırakmadan
şiir vardı kalemin şarjöründe tebriklerim günün şiirine hayata kattığın sevgi yürekli eşsiz ışıltılara iyi ki varsın Aysu'm..:) sevgim saygım selamlarımla..
bir kaç kere şiire gelişimin ardından nihayet cesaretimi toplayıp detaylı bir yorum yazmaya karar verdim ama önce bi cigara yakıcam izninle...:)
aşk yüzümü saran alev kuyusu harlandıkça gamzesi çatladı aynanın
*daha bu kıtada ilk duman çivisini çaktım mezara... aynadaki gülüşleri hüzne döndüren ateş-i aşk ve muştusuz asırların gamzeye gömülüşü... ___________
şarap bağ bozumunda kırılır esrik bir dansın karanfil sözü içimdeki diri duruşun dil ısırığı üşüdü serçe ağaçta altında oturan bendim
*bağ bozumu: Üzümlerin toplanma zamanı. Bağbozumu, üzüm son olgunlaşma dönemine girdiği zaman yapılır. Bağbozumu için her yörenin kendine özgü gelenek ve görenekleri vardır. Antik İyonya'da milletin şarabin dibine vurup bir de üstüne glikoz-fruktoz zengini inciri yiyip sarhoş oldukları zamandır…
*bilindiği gibi çiçek dilinde karanfil, kırılan kalbin simgesidir. Sarhoşluğun sonucu verilen sözlerin kalbi kıran serzenişlerinin zarif anlatımı…(şiir de bu değil midir zaten bir karanfil sözü tamlaması ne çok şey anlatır, tıpkı çiçekler gibi…)
*aşkın aslında insanın kendi kendine verdiği bir acı olduğunu parmak ısırtarak anlatmış şair ''dil ısırığı'' ile...
*ve üşüyen serçeye yoldaş oturuş… _____________
aşk dilsiz bir güvercin taklası buz tutmuş boşluğa haykırış çokça dağınık oda yıldız kayması kuyu gölgelerine güneşin uykuya yatması
*****‘’aşk dilsiz bir güvercin taklası’’ (bu dizeye bayıldım…) ne kadar çırpınsan da (ki aslında o çırpınışlar güzeldir) anlatılamayan aşkın acısı…
***** fesleğeni hırpalanmış saksı yüzlü akşamlar…(çok çok güzel…) tarumarlığın laci’ce en mahir anlatımlarından…
*****ben yağmuru kovmak istedim bulut boşaldı pencereye (işte bana bir sigara daha yaktıran dizeler...)
*ne denir ki...bu dizeleri açıklayacak kelime yok bence literatürde...(müthiş...)
*ve şiire yakışır bir final; içini kabartarak insanı bahra nihan eden kristalin kar yağdıran hüzünü... (ve naçizane yorumumla yüzü kızarmış olan ben...)
şiir okutan dillerin susmasın Laci...yürekten tebrikler...
ve yine nihayet başbaşa kalabildik şiir... yine de; "seni hatırlatan anlamlarda hoş bir yan yok!"
her kelimede seni aramaktan sıkıldım bildiğim bütün kelimelere anlam olmak şaraba üzüm olmak gibi bişeydir heralde... herhangi bir şairin öldüğü an olabilir şuan! sen de ölebilirsin nitekim... ölen sen de olabilirsin
ölmenin anlamını bu kadar doldurabiliyorken... üstelik...
ve herhangi bir şiirin yazıldığı an olabilir şuan! sanki bütün şairler seni çağırırmış gibi kafiyesi sana benzermiş gibi... ve sen hala bir şiire sığabilirmiş gibi kafiyeli yürürsün...
"adın öldürülen köpekleri örgütleyen bir şişe şarap kırmızısı..."
"adını anmakla dilim kirlenmezdi ama artık bu dili kesmeli..."
/şairsin sen, ve ben bu gece bu şiiri koynuma alıp uyumak istiyorum şair... eyvallah!/
"ikinci yeni"yi ansıtan dizeleriniz var ancak hala bir şair gibi değil, sokaktaki çılgın kalabalıkta yürüyen duygusal birinin adım sesleri gibi tınısı sözlerinizin... Şiir ne salt kelimelerin ya da duygu biçimlerinin duygusallıkla örülü bir tanımlaması ne de farklı kelimelerle kaotik bir kompozisyon oluşturmaktır kanımca... Arthur Rimbaud'yu ve Turgut Uyar'ı bolca okumanız dileğiyle...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.