5
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1534
Okunma
-susayan bir derenin ağzından dinliyorum dünyayı
gökyüzünün elleri toplarsa yağmuru
uzayan sesinde akıp gidermi büyüyen dalgalar...
uykuda feryat figan kızaran yapraklara
takılıp gidiyorum …
telaşlı adımlar, koşar adımlara dönüşüyor.
tedirgin bakışlarında bir turnanın
her şeye uzak
ama her şeye yakın dilsizliğine açılıyor
kapıların sürgüsü yüz akı
akılda uyanan her soru kazık!
-güneşli bir yamacın eteğinde dinliyorum dünyayı
sincap kuyruğunun çabukluğuna aldanıp
hızla kaçıyor nefes nefese
sıçrayıp bir kayanın ucundan diğerine,
kederli dünyadan kahırla uzanıyor elleri
şarkılar söylemiyor yedi rengin rüzgârı…
dallar sürgündeki çiçeklerini öpüyor kirazın
kırmızılığı bulaşıyor ak yüzüne
dilimi kamçılayan her soru ayıp!
-ah dönüp duruyor mu hâlâ dünya duyamıyorum
çocukların sesleri ağızlarından silik
ve öylece
salıncaklardan eksilir yüzler
parklarda çamur oynayan eller kayıp…
hançerini kuşanır mı şimdi kuş sürüleri
sessizliğin uzayan gövdesini kanatarak
bakar mı gökyüzünden eğilip
aynaların nabzını tutar akrep ve yelkovan
sonumuzu hazırlayan her soru zehir!
bütün suları devşiren rüzgâr
hangi buluttu yağmurunu unutan
s ö y l e…
artık gelmesin!
banukalyoncu