Sabah ezanında kalkacaksın
Fabrika servisinden önce yol alacaksın..

On çayında, içinde sıcaklıgın sevinci.
Dayayacaksın sırtını hangar duvarına,
Dokunacak dudakların sararmış bardaga,
Karının demli çayını arayacaksın..

Dizlerine vuran kramplarla kalkacaksın ayaga,
Makina dişlisini yaglayacaksın,
Sanarsın ellerinde bir kına lekesi,
Sesi sustugu vakit katrakların
Siyah tomruklar arasında dolaşacaksın,
Seslenecek ardından usta başın
Halatı geçireceksin yeni gelmiş ocak taşına,
Şu sattığın ucuz emeğe üzüleceksin,
Bayramsız,arefesiz,tatilsizdir senin günlerin,
Kardeşin taşlar,kırılanlar çocukların,tulumun anandır..

Eyyy...
Bıkmadın mı üvey akrabalarından?
Ekmeğini alacaklarmış senden aldırma!
Sarı renkli sendikaya dönüp bakma,
Bir kaya ol ve yuvarlan aşağıya,
Ez tüm cografya’ya zarar otları,
Frenle kendini düz ovada,
Ve yüz yıllarca kal orada,
Göreceksin filizlenecek çiçekler,
Ovada kurulacak yeni bir dünya’da...