Zamandır belli olmaz hangi sırlara gebe
Ya uzar mesafeler ya mukadderdir ölüm
Bilirsin yokluğunda koca dünya harabe
Hani olur da bir gün veda edersen gülüm
Karanlığın her yeri kuşattığı o günde
Işığım olsun diye gözlerin kalsın bende



Mısralar bûse bûse çürütmez mi âhını
Bir damla gülüşüne cennet olmaz mı hayat
Bilmez miyim attığın adımların râhını
Sırtına birden bire inerken cümle riyat
Kor kadife güllerin kışlattığı o günde
Keşiğim olsun diye gözlerin kalsın bende



Hayat sanki Yusuf’u yutan kuyunun dibi
Bir çöl misali susuz ve bir o kadar çorak
Görüp bükük boynumu yetim bir çocuk gibi
Yalnız kalmasın diye açar koynunu toprak
Aşkın tekrar doğuşu başlattığı o günde
Beşiğim olsun diye gözlerin kalsın bende



Aşkın sarhoş hâlleri dillenir bucağımda
Sımsıcak bir dokunuş ve hafif bir vehecan
Hoyratlığın titrerken lalezâr ocağımda
Yalnızca sûretindir kapımdaki heyecan
Elvan-ı ibâdetin kuşlattığı o günde
Eşiğim olsun diye gözlerin kalsın bende



Kâbus olur gönlüme yıldızların siyâli
Kendimi sakladığım geceler beni boğar
Kaybettim sanıyorken sığındığım hayali
Yolun bittiği yerde yeni bir umut doğar
Mevlanın kuru dalı yaşattığı o günde
Başağım olsun diye gözlerin kalsın bende


2009