2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2251
Okunma

Giyindim katranını gecenin
Matemi düştü üzerime hüzünlü bir sevdanın
Baharın müjdelendiği şu günlerde
Gecenin karasında, kapkaraya büründü benliğim
Sevgili gecenin huzurunda
Sevgili gecenin koynunda uykularda
Ben geceye soyunmuşum
Gece bana boyanmış
Yarıştırır bir haledeyiz hüznümüzü
O, sabaha olan hasretini anlatmanın telaşında
Ben sana olan özlemimin derdindeyim
Vuruşuyoruz geceyle…
Kopkoyu bir zamansızlıkta
Zamanın akışını hızlandırmak istercesine
El açtık dua ediyoruz
O sabahını diliyor, ben seni
Ben sana hasretimi yazıyorum
O sabahına olan özlemini…
Bağrı yanık cümleler biriktiriyoruz koynumuzda
Gece, çay ve sigara değişmez dert ortaklarım
Binlerce kez seni anlattım onlara
Suskunluğumda, derin nefes oldular bana
Seni solur gibi, çektim sigaramı ciğerlerime
Dudaklarını öper gibi, yudumladım çayımı
Ve sana sarılıyormuşçasına, sarıldım geceye…
Gece, katrandı katran olmasına da
Bir âşıklar anlardı onun dilinden
Geceye soyunmak, her yiğidin harcı değildi
Her bünye taşıyamazdı bu ağırlığı
Sarıl gece, bu gece de sarıl yalnızlığıma
Okşa boynu bükük satırlarımı
Havada asılı kalmış çığlıklarımı, göğsünde sakla
Sana soyundum gece, sar sarmala avazlarımı…
Düş ol dökül yârin rüyalarına
Bölmeden uykularını, usulca okşayayım saçlarını
Hasretimi dudaklarıma döküp, bir buse bırakayım yanaklarına
Sabahın ışıklarına dek, izleyeyim uyurken
Ve sonrasında, al götür beni o koca yalnızlığıma
Usulca gireyim, buz tutmuş yatağıma
Gece boyu uymuş edasıyla kalkayım yatağımdan
Yâre hasretimi de katıp yanıma
Vurayım boynu bükük satırlarımı yola…
Sana soyundum gece, sar sarmala beni
Tut ellerimden, götür yârin başucuna
Rüyası, düşü olayım
Huzurlu uykularda olduğunu görüp, huzur bulayım
Götür beni gece, yâre götür
Yâre hasretim, naçarım gece naçarım..
Bilinmez ahvalim, gül kokusuna muhtacım...
Sana soyundum gece, tut ellerimden
Yârin yamacında, uykulara dalalım…
26/04/2011
byHaktan
5.0
100% (2)