8
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2219
Okunma

Gün gelir ahdine makas değerse
Benim makasım yok bil de öyle git
Mazi kıvrımları boyun eğerse
Akan yaşlarını sil de öyle git
Eski günlerini dizip uç uca
Bıçak sırtı ile kazı ağaca
Düşen gazelleri sarıp ilaca
Bir nefes geçmişe dal da öyle git
Nisan yağmurunu doldurup tas’a
Aldırış etmeden kalbinde pus’a
Son defa bakarak ağaçta yas’a
Bir lahzâ yanında kal da öyle git
Gölgenin aksinde beslense ayna
Sessizce ismini seslense ayna
Kırılıp yerlerde paslansa ayna
Resmini içinden al da öyle git
Kıvrılıp kıvrılıp eyvallahı tut
Ne bir teselli ver ne derdi avut
Sarı başak gibi kurusun umut
Ağlama, konuşma gül de öyle git
Yalnızlık şarkısı söylesin nehâr
Yollarda görünüp kaybolsun buhar
Rengini dökerken âteş-i bahâr
Bari gözlerimden yol da öyle git
Son hatıran olsun saçının teli
Alıp beni benden savursun yeli
Bil ki Makberî’nin susacak dili
Dil’i dilim dilim dil de öyle git
Makberî – Ahmet Akkoyun….16/04/2011……21:50…İst
___________________________________________________________________
Âteş-i bahâr= kırmızı gül
Dil =kalp
5.0
100% (10)