1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
952
Okunma
içinden,
içimden,
bu şehirden gidiyorum.
’’ belki ’’ leri silerek aklımdan
’’ keşke ’’ lerin pişmanlığını duymadan,duyumsamadan
gidiyorum.
iki ayrı yolun ayrı iki yolculuğunda
kendimizi paylaşıyoruz.
bir yanım bende,sol yanım sende kalsın
düşlerim gülüşlerim,sözlerim gözlerin ardımda
yokluğum yüzünde kalsın.
benden eksilenlerle ben,
tutarak bir yanlızlığın ellerinden
yönümü ayrılığa çevirip
gidiyorum.
içimi bölsede içimden eksilenler
boşluğunda bıraktım kendimi
yüreğimi delsede çeşmimden dökülenler
içliğinde yıktım bendimi
öle doğa,doğa öle dönerek geldiğim yerden
ömrümü önüne devirip
gidiyorum.
biliyorum.
aşkın ateşinde ’’ pervane ’’ olmuşum gözlerinin ışkına
yana döne döne yar yanar tenim
ateş-i aşkına yansa,çeşm-i ışkına döner tenim
bilmem bu kaçıncı derim aşk-ı ışkında gözlerinin
yana döne döne yansada tenim
tenimi sevdana kavurup
gidiyorum.
gül yüzün çare değil artık
gülmelerin kar etmez
ne
gece göğü yırtan yıldız gibi gözlerin
ne yankısı içime akseden sesin çare değil
çare değil hiç bir şey çaresizliğime
çaresizce yanarak aşk-ı hasretine
küllerimi yüzüne savurup
gidiyorum
’’ belkilerin,keşkelerin ’’ pişmanlığını duymadan,duyumsamadan
tende tensiz,canda cansız
içinden,içimden senden seninle
bu şehirden
gidiyorum.