0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1427
Okunma
.......sanki ışıkları sönmüş bir şehrin karanlığına ışıyordun.
o denli aydınlık bakıyordun bana
o denli tutuldum.
bilmediğim dillerin bilmediğim inceliğinde,
bilmediğim sevda tümceleri kurdum.
kimsenin olmadığı kadar yakındın bana,
kimseye olmadığım kadar sana yakın durdum.
önce derin derin sustun yüzüme
sonra dinledin
ben dillenip anlatmaya çalıştım
belki anlatamadım kendimi
belki sen anlamadın
belki çakılı durdun yerinde belki sabitledin kendini
belki emin olmak istedin
oysa ben senden hızlı koştum senden hızlı ilerledim
senden hızlı vardım
senden hızlı s.....
yaklaştıkça ben sana
sen kapıları içe dönük bir setin dış duvarlarına büründün
belki hep böyleydin
belki bana hep öyle göründün
.
çarpa çarpa sana
kim bilir kaç parçaya ayrılıp kaç parçaya bölündüm
dağılmaya müsait yüzümle
ben hep sana dağıldım ben hep sana bölündüm
biliyorum
garipsiyorsun beni
böyle açıldıkça derinliğine içimin
kendi içine kanayan bir yaraya benziyorum
anlatmaktan daha zor anlamak
o yüzden anla demiyorum
ama
anlamasanda yarim
anlamaya çalış diyorum
...herşeye rağmen sevda
kendi rengini katmaksa gökyüzünün maviliğine
gökyüzünün maviliğine karışan ten rengini sevdam biliyorum.
sevdam
gökyüzünün maviliğine karışan rengine
sana..
5.0
100% (1)