3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1457
Okunma

Bana melûl Mecnûndan, mirâstır aşkın tâcı
Bilirsin, yüce Mevlâm! tahtına gedâyımdır
Bana maktûl Hallâçtan, mirâstır dâr ağacı
Bülbül kırmızı güle, ben sana şeydâyımdır
Aşkın bir bendesiyim, istemem ondan âzâd
Boynumdan hiç inmesin, hasretin zincirleri
İçim hem firâkından, hem visâlinden dilşâd
Ezanlarla dem tutar, bu bülbül fecirleri
Gece rüyada gördüm, Mecnûn aşktan harâb
Hırka-i aşkı giydim, mübârek nûr destinden
Bugün dünyada gördüm, Leylâyı elde şarâb
Bir kadeh aşk şarâbı, sundu toprak testinden
Her sabah uyanırım, dâima mest u herâb
Zira cemâl-i cânân, mâh gibi doğdu câna
Cânda pinhân Leylâ var, dıştaki ise serâb
Çölde aramam gayri, Leylâyı yana yana
Bu câna bir cânân bes! İstemem başkasını
Aşkıyla gelirim ben, tenhâlarda pür vecde
O YÂR için bıraktım, dünyanın yakasını
Her şeb vakt-i visâlim, sâdece ân-ı secde
Soner Çağatay 01:23 /8 Nisan 2011 / Wuppertal
Not: Klavye Almanca olduğu için noktalama işaretlerini koyamadım.
Kelimeler:
dilşâd: mutlu
dest: el
pinhân: gizli
mest u herâb: kör kütük sarhoş
melûl: üzgün
geda: köle
maktûl: öldürülmüş bes: yeter
5.0
100% (8)