0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1389
Okunma
Yorgun kızıl güneş
Yuvarlanırken dağların ardına
Hüzünler çiselenir yüreğimin üzerine
Soğuk bir rüzgârla
Sancılar yalarken döşümü
Durgun bakışlı ahu düşer gecelerime
Kor ateşle dağladığım kangren yaralarımdan
Kan damlar gözlerime
Buruk bir sancı ovalarken sinemi
Kuru bedeni salar yeryüzüne
Çengi sofraları kurulur, karanlık dehlizlerde
Esmer Çingene kızı rakssa gelir
Pir sultanlar darağacına çekilir
Suskun yüreğimde
Karanlık mor geceler katliama doymaz
Gri bulutlar kaplar gökyüzünü
Yıldızlar siyah örtüden kefen giyer
Kan salar yeryüzüne
Ve sen düşersin ellerime
Göç başlar susuz ovalarımdan, çığırtkanlar arasında
Sürülerim baş çeker İbrahim’in yaylasına
İsmail gibi boynumu salarım ya ayaklarına
Kör bıçakları sen çalarsın boynuma
Göç diyarında kervanlar konaklamaz ey sevgili
Çölde vaha arar, susuzluğumun adına
Yusuf’un kuyularında Züleyha arar
Kutsal aşkın adına
İnadına sürgün yüreğim, ışık toplar ey sevgili
Kum fırtınaları dağıtırken kervanlarımı
Gecelere hapsettiğin aşk adına