İşte böyle sevgili Eylül….
Aslında ne çoktu söyleyeceklerim
Penceremdeki hüzün renklerin uyanmadan
Kalbimi üşüten her harfle
Uyanmayan sabahlarını öpüp
Günaydınlarını ağırlayacaktım dudaklarımda
Eskitemediğim zamanlarda
Taze bir umudu güneşe gizleyip
Rüyalar arasından süzülecektim
Hercai gökyüzüne
İnan bana
Daha sen uyanmadan
Merhemi olacaktım güz yaralarının…

Günbatımlarının kızıl öfkesi
Bırak artık gölgelerin hüznüyle sevişmeyi
Sen koy adını
Gözlerinde sarıya çalan hasretlerin
En çok vedaları anlat hıçkırıklar arasında
Avucuna sızan gözyaşlarını
Zimmetle sevdanın küskünlüğüne
İliklerine kadar işlesin isyanlar
İzin verme esrik bir şarkının
Ayrılığa eşlik etmesine
Uğurlanmış mevsimlerin serüveni olsun
Yas tutan yağmurlar.

Bak güneş çırılçıplak
Bekleyişler bakire
Şimdi zamanı işte
Rüzgarla söyleş
Yağmurla seviş
Takvimlere gizle hüzünlü lekeleri
Sessizce bekleyen göçlere aldırma
Daha aşkın teri soğumadı teninde
Emanet almıştık hazanı yılgın rüzgarlardan
Bunun için
Korkutmasın hiç eğreti ağıtlar
Sevinçler uzak değil
Bulutunu bekleyen yağmura
Aç kapını gökyüzü
Masum bir hazan girecek
Efkarlı kucaklamalarıyla içeri.

İşte böyle sevgili eylül
İsyanım kayıp düşlere değil
Küsüp giden sevişmeler üstüne
Kızıl saçlı ninnilerin uykusuzluğuna
Boynu bükük susmalara
Gözü kara cümlelerin derin izlerine
Keşke uzatabilseydim gözlerimdeki çocuğu
Milyon kere ölmelere
Keşke açabilseydim göçebe kuşların taşıdığı
Sancılı mektupları
Sararmış gülüşlere derman olsaydım yaprak yaprak
Ah eylül
Özgürlük niyetine
Sevdalar niyetine
Çorak topraklara tohum olup
Doğmamış güneşe uzansaydım
İlahi bir çılgınlıkla
Tüm yasaklı şarkılara
Kapını açsaydım anadan üryan.

Zeynep Nilgün Gökçeöz



Şiirimi seslendiren, güzel yorumuyla yüreğini şiirime katan sevgili Eylül’ e sonsuz sevgim ve teşekkürlerimle.