1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
803
Okunma
yaşı on iki, ya da on üçtü,
oyuncak kokuyordu o körpecik elleri,
makyajlı ciddiyeti bile biraz gülünçtü,
bakışının şifresi anlamsız denli güçtü;
tedirgindi pusuda toy bir avcı benzeri.
otel ışıklarının reklam vitrinlerinde
gölgesine basarak sanki büyürcesine
kapılarak şansını zorlamak hevesine
mutluluk düşlüyordu odaların birinde.
beklediği beybaba gelince apar topar
koştular merdivene... kahkahalar yükseldi.
ille bana intihar çığlığı gibi geldi
bu sevinç ifadesi son model kahkahalar.
‘dur gitme’ diyemezdim, kesemezdim yolunu,
asansör kapısında o öpüş ne öpüştü!
nedense torunuma benzetiverdim onu
ve gökler gürültüyle sanki başıma düştü;
yaşı on iki, ya da on üçtü
5.0
100% (1)