42
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2086
Okunma


Dinle beni Hayat!
Bir bildiğim var bu sefer
Kaç kıratlık eller vardı
Kalem tutmaya titrek
Hatırlıyorum, içeriği bozulmuş
Kırk kanaat geçilmiş derslerden
Bir bildiğim var bu sefer
Talihim imtiyazlı, sapasağlam
Dalgalanıyor ateşten yelem
Abdal mı olmuş
Şarap içmeyi bile bilmez
İki günlük senin yaver
İyi dinle!
Bir bildiğim var diyorum bu sefer
Kaymağını yediğim ey sen!
Alıp "Mecnun çilesi"nden parmak ucuna
Önce sordun “Ne kadar seviyorsun?”
Sonra sürdün göğsüme kulacıma
Acıyı seven buyursun gelsin
Bansın ekmeğini yar sofrasına
Zaten kala kala biliyorum
Bir hicranlık canım var bu sefer
Bir kuşaktan bir kuşağa
Altın sükût bir gerdanlık
Olmuş boynuma bir boyunduruk
Taşınması tecelli, bir de ağır mı ağır
Ama sen Hayat!
Bağlayasın diye beline bir sonraki kuşağı
Bir susacağım var bu sefer
Semaya durmuş Hakk’a ulaşan
Akşın bulaşmış gömleğini
-Cennetin bahçesinde yuvarlanmaktan-
Uzatır ve der
“Bu beden küçük geldi sana.”
Biraz büyük ama ak mı pak
Bir bedenim var bu sefer
Gidiyorum Hayat!
Bilir misin
Sevda hangi yanına düşer güneşin?
Gidiyorum ama söyleyeyim
Bir yangın var bu sefer
Ben sessizce gidiyorum
Şimdi sen
Karatahtaya konuşanları yaz
...bora imran