10
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
2569
Okunma

Sarp sevda yokuşunun yorgun yolcusuyum ben
Var gücümle tırmandım son durağı görmeden
Yamacın başı mirat, ucu miat bozgunu
Bütün emekler heba, bitap düşmüş zûl beden
Şimdi cümle aşklar sır, bütün aşıklar ağyar
Savrulan suretinle sahte sevda yolla yâr
Bir şems-i saadetle kendinden geçti gönül
Mihrin hûzmelerinde toprağa kök saldı gül
Gözyaşlarıyla çizmiş felek kader yazgını
İlmek ilmek işlendin, sökül yüreğim sökül
Kimdi gönle aşikâr, ruh zarına hemayar
Ayrılan fıtratımla, onuruma ağla yâr
Talihsiz kem kelamlar ayrılığa zemindi
Her bir kelime ile yüreğime zer indi
Kök saldı duyuların sahra gülü ızgını
O ‘’Susmam!’’ deyişlerin kör fikirde yemindi
İndi kefaretime şıpsevdi cenap ayyar
Yeni umutlar bağla, yüreğime salla yâr
Hatalar senden öte, bütün kabahat bende
Gönlü susturamadım aşk yolunda gidende
Can hıraş yığıldı ser, sevda bedel bezgini
Ruhum ruhunda kaldı, can titriyor bedende
Söndü gözümün feri, nazar artık ihtiyar
Doğrulan hiddetinle, kalanı da dağla yâr
Yürek destar eyledi aşkı sırlara sardı
Boğaza dizilse de yutkunurdu susardı
Yok mu şu illet derdin nusubetsiz düzgünü
Ur yayıldı vücuda, damarlara dek vardı
Bindi kasavetime tonlarca ağır miyar
Durulan gayretinle, nedamete çağla yâr
Kızma figanlarıma gönlü susturamadım
Ruhuna ayar oldum, ‘sen’ oldum adım adım
Gittin ya boyun yerde, gözler puslu ve üzgün
gülkurusu idim ya, şimdi ‘kupkuru’ adım
Dündü mutluluklarım, bugün sevincim seyyar
Burulan meylinle gel, bir tek kuru dalla yâr
Ay giriftar bir kere, saplanıp kalmış tinde
Tarumar yeminlerim, ırs geda suretinde
Firağı çeker inat, ruh son durak süzgünü
Kemiksiz nutukların zelil nedametinde
Gündü tüm muhabetler, artık zifiri boyar
Darılan yüreğimle, karanlığa boyla yâr
Halâ en değerlimsin, yerin pay-i tahtımda
Otağ kurmuş yüreğin yüreğimin bahtında
Maşuğu şâh görürmüş, mai kârı kuzgunu
Setre setre can verir, gönül vaht-i ahtında
Sevindi ümitlerim gülüverdi şehr-i yâr
Buyrulan fermanlarla, tuğralarla bağla yâr
... Şubat 2011
.