10
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1541
Okunma
gurbet demişti pülümür üzerinden yokluğa
el dokumu paltosu
kirkit vurumları sevdaya
ve hep kara günlerin doğduğu o istasyonda
bir akasyanın dibine
uzandı
usulca...
keçi kokar hamança
at kokar akasya
kampana sehere yakın vuracak
pasinler ekspresine
ölçüme çekilirken dünya
bu can;
kâh ısınacak kâh donacak...
karadağlar ayaz kusar
oteller paha
bir dürüm
bir dolama tütün
aba altında
diğeri seyid’e görülür fazla...
el attı azığına geceyi geçerken zaman
sevdiği;
arpadan ekmek
üç yumurta soymuş
ucu yanık mendil
iğde dalından nazarlık koymuş...
çürüdü zemherinin inadı, yaprak yaprak mendilde
kor bastı seyid’i
el pençe divan durdu
kral yılanları yüreğinde...
dayanacaktı hicrana
ne derlerse desinler
nuh tufanı gibi bastı istasyonu
kara dumanlı pasinler...
büzdü hamançanın ağzını kaderi gibi
ilk basamağına koydu ayağını yazgısının
ya allah,ya ali...
.................................................................................Kasım
5.0
100% (6)