1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1905
Okunma

Bırak şu gülü bülbül! baharı heder etme
Şu cinân-ı cihânda, hep firâktan şeydâsın
Kısacık hayatını, Mecnun’dan beter etme
Niçin hep gecelerde, neyzârda hüveydâsın?
Bırak şu kalbin ölsün; nefes alıp ver yeter
Yanından bile geçme! ne gülün ne gülzarın
Çektiğin bu ızdırâb, ölüp gitmekten beter
Sus! da kesilsin gayri, gülzârı suzân zârın
Gurbet içinde gurbet, yaşadın garib bülbül!
Aşktan bir âşiyânın; şevkten şakıyanın yok
Hasret içinde hasret, adın muzdârib bülbül
Eşkten bir geşeyânın; yürekten biryânın yok
Bu feryâdı dindirmez; cennetin gülü dahi
Aşk ile bakan gözde, gül hemişe yektadır
Bir nigahla Mecnun’a, döner ilimde dâhi
Deli divâne olmak, aşkta en son noktadır
Kalbinin tâ içinde, cevher-i aşkın pinhân
Maşûkun bulamadı, girdi de gözlerinden
Çûn sedefin envârı, misâl-i mâh dırahşân
Bir şey de anlamadı, söylediğin sözlerden
Soner Çağatay 03:03 / 30 Ocak 2011 / Wuppertal
Kelimeler:
cinân-ı cihân: dünya bahçesi
Neyzâr: Sazlık
Hüveyda: Görünmek, ortaya çıkmak
Aşiyân: Yuva
Eşk: Gözyaşı:
Geşeyân: Bayılan
Biryân: yanan
Hemişe: devamlı
Yektâ: Eşsiz
Gayr-i mütenâhi: Sonsuz
Dırahşân: Parlak
Pinhân: gizli
Envâr: ışıklar / nur
Suzân: yakan
5.0
100% (3)