4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1190
Okunma

Aşkının amâkından, hep korkan varsa bülbül!
Ne diye ötüyorsun? Terk et! aşksız gülşeni
Gülde cevr ü cefâ var, demişti sana sünbül
Ne diye bekliyorsun, kabrin eşksiz deşeni?
Kaç kez öldün dirildin, gölgesinde o gülün
Dönüp baktı mı bülbül! dökerken ecel teri?
Kanlar kustun toprağa, şâhittir birkaç sülün
Gülzâra koymadı gül, bu kimsesiz makberi
Feryâdını duydu da, çoban tâ Everes’te
Nazlı gülün duymadı; bırak ah u figânı!
Bilirim ahvâlini; kalbin bundan şikeste
Rûhuna kafes oldu, gülün uzun müjgânı
Çırpınma hiç beyhude! çıkamazsın kafesten
Kanatların takılır, kirpiklerine gülün
Vazgeç ey şeydâ bülbül! bu divâne hevesten
Ne sonu var ne suyu, girdiğin bu aşk çölün
Aşka teşnesin lâkin, bu kadar şekvâ niye?
Mevlâ’ya giden aşklar, fâni Leylâ’dan geçer
Âh bir bilsen bülbül âh! bu aşk sana hediye
Mecnûn aşk şarâbını, dest-i Leylâ’dan içer
Soner Çağatay 29 Ocak 2011 / Wuppertal
Kelimeler:
Gülşen: gülbahçesi
Gülben: güldalı
Eşk: gözyaşı
Şikeste: kırık, kırgın
Müjgân: kirpik
Şekvâ: şikayet
Dest: el
5.0
100% (3)