1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1007
Okunma

Sizin tüm sözleriniz beni en güzel şafaklara geciktirdi
Mazeretinizi kabul ettim,sonra içinde bulunduğunuz ortamları
Seni çok seviyoruz,iyi arkadaşsın diyerek oturttunuz kara tahtalı masalara
Kumarı öğrettiniz,insan kandırmayı,ihaneti öğrettiniz
Ben bunun için bütün hedeflerime gecikmeli kaldım
Ama şimdi siz benim için
Üzerinde ak adımlarla yürüdüğüm kara bir kaldırımsınız
Ben sizin karanlığınızla değil
Siz benim aydınlığımla noktalanacaksınız...
İnsan cesetleri görüyorum Karabağ’da
Dağ eteklerinde son bulmuş yaşamı küçücük çocukların
Vazgeçilmeyen insan sevdam ağlıyor yeryüzünde
Yalanların içinde çaresiz bir gerçeği giyinmişim
Çekip gideceğim bu şehirden ceketimi omuzuma atıp
Yeni şarkılar söyleyerek
Çalacağım kapısını en hassas bir evin
Ölmeden yapacağım bunu
Söz...
Biz doğanın sert iklimlerinde öğrendik adım atmayı
Ellerimizi,avuçlarımızı bıraktık suskun köy gecelerine
Gün doğmadan,horozlar ötmeden önce girdik yola
Fabrikada işçi,sokakta bekçi,santralde memur olduk
Can-ciğer bildiğimiz dostlar düşman çıktılar
Çocuk oyuncaklarından farksızdı anlatılan masallar
Biz bulduk sonunda inandiğımız,güvendiğimiz yolu
Gerçekler vardır gözler görür
Bir dakika bile duracak zaman yok
İt ürür,kervan yürür...
Birdenbire kaybolacağım,
Bir merdivenin basamaklarında belki,
Ya bir sokak içinde,
Ya da yavru kuşun
Maviye kanat çırptığı bir anda.
Belki de oğlum Kadir Polat’ın kapıya dikili gözlerinde...
Son ezanı okunmadan günün
Kaybolacağım birdenbire.
Parçalanmaz sevdamı
Ölümümle
Ölümsüzlüğe götüreceğim...
Esat KURT
1993-Çeliktepeİstanbul