0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
988
Okunma
Gök yüzünün mavi aydınlığında durmuşum
Eritmişim içimin kara renkli acılarını
Kümbet yakasından bakmışım mor dağlara
En güzel doğaları bir çift gözüme taksim etmişim
Sağılmış koyunlar buluşmuş kuzularıyla
Sevinçten kalma bir öğle sonrası
Her satırını yazdığım şiir...
Çok şeyler yazıldı, çizildi ama
Bendeki dert gibi, değil...
Büyük kentlere yapıştırılmıştı gençliğim
Gurbet kahırlarını içimin derinliklerine indirmedim
Küçük köyün büyük sevdasını benden alamadılar
Her yıl sökülür, yeniden yapılırdı kaldırımlar
Vitrinler her sezon yeniden süslenirdi
Anamın keder yüklü elleri beni bırakmadı
Lunaparkların ışıldayan gecelerine teslim olmamışım
Unutmamışım zatürreden yitirdiğim kardeşimi
Büyük kentlerden
Küçük köylerin yüce sevdasına gelmişim.
Emekli olmuşum bir makinenin dişlerinden
İşlenmesi gereken bu topraklara gelmişim.
Elimde kağıt ve kalem
Güya şair olmuşum...
Ben bu köyün sayısı azalmış çocuklarda
Onların bilemeyecekleri ulu bir aşkı görmüşüm.
Yitirilmiş bu canı
Beyoğlu gecelerinden koparmışım.
Esselatü hayrün minen nevm sesiyle
Yer yataklarından uyanmışım.
Kentin kısa süreli seher vakitlerinden
Yem olmadan binlece tuzağa
Yüreğimin öz rengiyle
Doğduğum topraklara varmışım...
İnişli çıkışlı dağlar gibidir türküler
Uzun sesler uzanır tepesinden tepesine vadilerin
Yaylada Hatice halam hakka yürümüştür
Acıların taşkın sularında
Yıkılmıştır nice köprüler...
Gençliğimi yad ellere kaptırdı bedenim.
Ama yutamadı gücünü aşkımın.
Ağaran saçlarımla
Yıllardan sonra
Merhaba dedim çocukluğuma...
Esat KURT - 02.10.2018 GİRESUN
5.0
100% (4)