2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1614
Okunma

MADALYON
Her aşk,
ilk önce bende kirletir kendini,
Sonra dökülür peşi sıra saçaklardan sarkan buz parçaları gibi
yenilmiş bir adamın yüreğine.
Arnavut kaldırımları arasına sızan
yağmur damlasıyım şehrin ücra sokaklarına,
Aşkın öbür yüzüyüm.
Tıpkı bir madalyonun hiç gösterilmemiş diğer yüzü gibi,
Hiç üstüne bastırılmamış bir yara gibi
kanarım birilerinin yüreğinde...
Bedeviyim umuda sürüklenen kadınlar çölünde
Ve şairim olabildiğimce.
Kağıtlara anlatırım derdimi.
Bu yüzden
siz bilmezsiniz her gece güneş ile seviştiğimi...
Gün geceye döner,
gece ise sessizliğe.
Üstü kirli bir adam gölgesini duvarlarda döverek evine döner.
Adım sesleri içine düşer yine adresini şaşırmış bir kadının.
Belli ki apapçık pimi çekilmiş yönünü şaşırmış bir aldatışın...
Kadehler dağılır ellerimde...
Ellerim,
binlerce yıl öncesinden yatırılmış
ve damıtılmış türlü günahlara.
Bu yüzden en çok senin cehennemin koymaz bana
ki sevişlerinin hesabı sorulmaz gayrı benim gibi günahkara...
Her aşk,
köşe başlarında elleri cebinde bir şair taşır teninde
ve gözyaşına bakmadan en acısı yaşanır ayrılıkların,
her satırı şiir olsun diye...
Cihat KIRDAR
dört şubat iki bin on bir / buruşturulup atılmayı bekleyen mektuplarıma..
5.0
100% (2)