5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1411
Okunma
YÜREĞİM DÜŞTÜ
düşürdüm yüreğimi
adanmış bir adak niyetine
ölüme en uzak yerim bir yetmiş beş
çeyizlenmiş hasret
asıl onları kokla
şakağından süzülmüş bir acı nasıl
koklanırsa öyle
anlayan yağmurlar damlıyordu o ara
kimsenin haberi yok
alıp çalasın gelir başına
çelik çomak oynayasın gelir dellenmiş yıldızlarla
bir kere düşürdüm yüreğimi
şu üçüncü durakta mıydı neydi
inanmam duymadığına
baharlar söyledi
kuşlar söyledi
salıncaktan düşen çocuk söyledi
sütü taşıran tüp söyledi
ben söyledim
rüzgarlar her gün söylüyor
nafile
bulutlar karardı
bir yetmiş beş bir yetmiş beş daha
bir yetmiş beş etmiyor artık
dahil olmayan bir düş geldi uzaklardan
ve yetişti zıvanadan çıkmış hasretiyle birlikte
ve yüreğimin düştüğü yerde
gideceği yeri bilmeyenler
gideceği yeri bilenlerden sordu
ölümün bir yetmiş beşine kaça gidilir
hüzünler ve sevinçler dahil midir içine
cevaplaya dursun genzi tıkanmış topraklar
ben zeytin ektim
kendime