0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1373
Okunma
Kumaş İnceldikçe
-kumaş inceldikçe artar fiyatı-
kirlenmiş ne çok kelimeden
harfler kurtarmaya çalışır kendini
suyu çekilmiş ne çok kelime
başıboş itilmiş sokağa
yanık ince sesler kaybolur
ve barışık o içten gülüşleri
bir kalp resmi çizilir aşk diye
en masum en güleç ellerden
sunulur tanrının çocuklarına
kumaş inceldikçe artar fiyatı
‘ayak izlerini bırakın
anılarınızla dönün’ dedi yerliler
yerliler ki çıplak yaşardı
paradan demirden hileden uzak
çırıl çıplak
istila fabrikaları gizlenmişti koylara
yağı ve derisi için balinanın
okyanusa sürdüler gemileri
önce kan kokusu
ardından kemikleri çıktı kıyıya
kıyıda paslanmış makineler
birkaç mezar taşı / koyun koyuna girdiler
‘ekmek davasına’ işçiler
nasıl girerdi toprağın yüzlerce metre altına
nasıl deşerdi grizunun karnını
nasıl giderler kıtadan kıtaya
bilmezler mi tanrılar kurban alarak doyarlar
hayat denen bilmece para ve kadere bağlı
aynı eldeyse para ve kader
ve aynı el kuruyorsa saatini bu çarkın
bir soytarı kadar değeri yoktur gözümde
o el ve çocuklarının
bir soytarı kadar da bilmezler
toprakla barışık taşta bile hayat var
Ercan Cengiz
(Toprak Tutsun Külümü)