0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1471
Okunma

Sakar bir çocuktu enfes gülücüklerle bakardı konaktan
sanki bir tohumdu ayrılmazdı hiç başaktan.
...
Henüz dört yaşlarındayken kafasına tuğla düşünce üçüncü kattan
kırılan sadece tuğla olmamıştı aslında birkaç tahtası da eksilmişti bizim cengaverin.
Üçüncü sınıfta ucuz köfte ekmek yemek için karşıdan karşıya geçerken altında kaldığında köy hizmetlerine ait bir kamyonun lastiklerinin izinde de geriye kalanını...
şöförle konuşmasını hiç unutamam:
_Neredeyim ben abi ?
_hastaneye gidiyoruz evlat.
_Yemişim yalanını köfte ekmeğim nerede ALMAYIM AKLINI...
adamcağız okadar çok sevinmiştiki sanki yıldızlardan bir demet taç yapmışlardı başına...
...
Sakladım kocaman bir şehri bakışlarımda
İkide bir titreyen kaşlarım ve sırma saçlarım
yokluğunun loşluğunda
bir hikaye gibiydi ençok düşüldüğünde safi hasıladan milli gelirimin karşılıksız çekleri
ellerimde uyuşan sıcaklığın
ihalelerdeki anlamsızlığım
teneke çalardı oturduğumuz barda yanımda olmadığını görünce müzisyenler
kafama düşen tuğlayı sen mi attın yoksa küçükken
hala önümü göremiyorum sen yokken
o kamyonu kim sürüyordu..yollara saçlarını mı savuruyordu
kimle kalırsan kal desem
tiner kokulu gömleğimin içine giren sarhoşluk oluyordun
git hadi git desem
sırtıma saplanan bir hançer
ne hanceri be!! altı üstü bir isviçre çakısı
ondan kal diyorum hep
ondan
seni düşündüğümden değil
üşüdüğümdden
bir de yaralanmayı çok sevemedim ben
her seferinde kazalardan sonra yaşamayı
son durak nezaman
ondan kal diyorum ondan
seni düşündüğümden değil
üşüdüğümden
5.0
100% (1)