31
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2801
Okunma

‘’ insanın düşlerini öldürmek bir soykırımdır ‘’
Hasreti isa
yürek yanmadan önce
koca bir daldı
rüzgâr eser
o susardı
suskunluklar nasıl yazılır yüreğe
işte o an karanlık boşlukta kalır
her istasyonda durmaz aşk ekspresi
sevgi bulanık sularda
yıkılır merdivenler
inilmez dibe
insan her mevsim yaya kalır
çığlıklarına dikenler batırdığım gece
düşerdim
gurbetine
bir insanın ömrü
kaç adım eder dediğimde
durdu yelkovan
gün kanamaya başladı ellerimde
oysa acıdan yontmuştum seni
avuçlarımda yanık izleri
bir kıyıdan açıldım
kapına geldim işte
denizde buluşan yağmurlar gibi
içinde avut
dışına taşırma beni
herkes ikinci rüyalarını uyuturken
öksüz bir düş büyütüyorum
göğüslerinde
dağlara tüfeklerle girdiler
önce kardelenleri vurdular
sonra ceylanları
gelinleri
ağıtlar yarınları getirir mi geri
içinde alev alev yanarken kitaplar
gölgeler üşüyor
bir bir devriliyor fotoğraflar
sahi
umudu kundaklayan kimdi çocuklar
urganlarla barışık yaşıyor boynum
uçurumları sürükledim yangınlara
unuttum saçaklarını ömrümün
kendi etini dişlerken gördüm bir çocuğu sabah ayazlarında
bilincim boğuldu sularında
ölüme sürgün gidiyor ayrılıklar
daldım hayata
‘’ varlığın bu topraklara ağır geliyor ‘’ dedi bir yasa
ölmeyi bu yüzden ödül saydım biraz da
bu şiir sana
ey sevgi durağında solan buluşma
geri vermez rengini hiçbir gölge
kapanır yüzündeki yara
sevgilim
vurulduğun yerde çiçek açana kadar
yıkılma
İsa İnan
on ocak / bakalım bu gece açlıktan hangi çocuk ölecek...
5.0
100% (27)