Kar lapa,lapa... Penceremden bakarken, Kaymışım çocukluğuma.
Soba harlı, Borusu narlı... Odanın içinde mangal, Köz koyuyor ablam, Kül içinde kelle başı bir patates.
Elimde yedi numara lambanın, İsli şişesi.
Köşede gaz ocağı, Azalmış havası... Annem basıyor, Gözümüz annemde. Nasıl mis koktu tarhanası...
Kapı çaldı koştum, Sultan abla pestil getirdi diye... Açtım,kimse yok ! Sokak kar içinde. Baktım sarı kediye, İçim sızladı.
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hüzünlü de olsa nostaljik bir geziydi...Dalıp gittim gazocağı günlerine..Az kullansak da....Artık hiç biri yok, masal gibi anlatıyoruz çocuklarımıza.. Tebrikler.Sevgilerimle..Bir damla mutluluk sundu mısralar... ESRA
Kar yağarsa lapa lapa… Önce, biraz kartopu oynamalı sonra bir kardan adam yapmalı… Ah bu kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde havucu nereden bulmalı! Gli’nin kamyonu bire atsan gitmez, ikiye atan çekmez şimdi… Köyde derdimi kimse bilemez ki! Bir kırmızı kalemim vardı benim, On yılda bir nasip olur kardan adam yapmak… Bu yüzden varsın kalemim ıslansın biraz… Ne mutlu sönmüş meşe közlerine, Tükenmişliğin ardından Gülen gözleri olacaksın kardan adamın…
Muhtemelen; naylon çizmelerimin içinde üşüyecek minik ayaklarım, minik ellerim… Soba mı dediniz, haberim yoktu o zamanlar… Ah benim küçük dünyam! Ocaklık ateşine uzatmalıyım ayaklarımı, yanımda hırıldayan kedim vardı mutlaka… Gözlerini bir açacak, bir kapayacak nefesimi hissedince, Çakır’ım dedikçe sıcaklık onu daha da mutlu yapacak…
Duvardaki lambadan kızıl ışıklar aydınlatacak odamızı, ardından biraz gazyağı kokusu… Uyku bedenimi yoklayacak ve ben uyuyup kalacağım oracıkta… Yün döşeğime kim yatırmıştır beni! Sabahleyin uyandığımda anlayacağım Yanaklarımdaki anne kokusundan…
Şiiriniz; beni de gönül penceremden çocukluğuma baktırdı, karlı bir güne yolculuk yaptırdı… Benim Çakır’ım mutluydu ama Sarı kedilerin çilesi var sokaklarda… Evsizlere,gariplere tokadı yaman kış aylarının…
Şiirinizi en kalbi duygularla kutluyorum.Selamlar,saygılar Öznur hanım…
ANILAR,ANILAR...USUMDA YER ETMİŞLER,SİLİNMİYORLAR. VE NELER SAKLI O ÇOCUKLUK ANILARIMIZDA,TEKNOLOJİ DE BU DENLİ GELİŞMEMİŞKEN,NE SICAKTI YUVALAR. BİR YÜREKTİ HERKES,ÜŞÜNÜYORSA BERABER,ISINILDIĞINDA YİNE BERABER OLURDU ELLER,AYAKLAR,TENLER AİLE İÇİNDE. BİR TÜRLÜ ISINAMAYAN ÇOCUK ELLERİMİZİ,NASIL DA SARARDI ANNE-BABAMIZ,ABLAMIZ ,KORUMA İÇGÜDÜLERİYLE. NELER NELER YAŞADIK? ŞİMDİLERDE,DÜŞLERDE OLAN,BAZEN ÖZLEDİĞİMİZ. ŞİİRİNİZE GELİNCE,ALDI GÖTÜRDÜ,LAMBALI,MANGALLI,İSPİRTOLU OCAK GÜNLERİMİZE,ÖZLEM DUYDUĞUM BAZEN. KARLI,SOĞUK HAVALARDA,NASIL DA SIĞINIRDIK,YÜN CEKETLERE,ANNEMİZİN,NİNELERİMİZİN ÖRDÜĞÜ,YÜN ÇORAP VE ELDİVENLERE,RENK RENK. YAZMAYAYIM DAHA,BUĞULANDI GÖZLERİM,YİTİRDİKLERİME BİR KEZ DAHA. BEĞENİYLE OKUDUM,AKICI,YALIN DİZELERİNİZİ.SONDA DA SEVİMLİ KEDİMİZİ DE İHMAL ETMEMİŞ YÜREĞİNİZ. SAYGILARIMLA YAZIN DOSTU !
nur benlioğlu tarafından 1/10/2011 8:56:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çocuklukdan ve eski günlerden bahsedince keşke diyorum herzaman keşke o günlere dönebilsek herşeyin degeri anlamı dahada başkaydıı yaşamdan tat almak vardı şairem..Tebrik ederim eskilere götürdünüz benide Saygı ve sevgilerimle
Kar lapa,lapa... Penceremden bakarken, Kaymışım çocukluğuma.
Soba harlı, Borusu narlı... Odanın içinde mangal, Köz koyuyor ablam, Kül içinde kelle başı bir patates.
Elimde yedi numara lambanın, İsli şişesi.
Köşede gaz ocağı, Azalmış havası... Annem basıyor, Gözümüz annemde. Nasıl mis koktu tarhanası...
Kapı çaldı koştum, Sultan abla pestil getirdi diye... Açtım,kimse yok ! Sokak kar içinde. Baktım sarı kediye, İçim sızladı.
Yazan yüreğinize sağlık bizi eskilere götürdünüz duygulandırdınız ancak gaz lambasının 3 v 4 numaralısını biliyordum ama 7 numaralısını yeni duyuyorum desenize o zamanın 7 numara gaz lambası bu günün 2000 wattlık projektör konumundaymış çok güzel şiir tebrikler saygılar selamlar...
yedi numara lamba şişesine ıs düşmüş sıcak odanın loşluğunda ders çalışmalar o cılız ışıkta devleşen gölgeler yokluk zamanları açık ateşin kenarında çocuk dünyamıza yeni düşen masallar patates,yumurta,armut kestane pişirmeler gelde özleme şimdi geçmişi yanma çocukluğuna...
şiir çağrıştırdığı hatıralar bütünlüğüne ve yitirdiğimiz değerlere eski güzel günlere teşekkürler şair dost
öznur hanım, bir kar yağışının sürüklediği anılar girdabında gözler önüne serilen gül kokular ve tatlı hüsranı beğeniyle okudum. tebrik ediyorum..başarılı bir çalışma olmuş.
Hanımefendi,acaba kışları mı özlüyoruz,yoksa zamanı mı ? Bana öyle geliyor ki daha çok geçen zamana hayıflanıyoruz,kıştı,bayramdı vs...isimlerle zamanda yolculuk yapıyoruz.Bir tur da ben attım ,dilinize sağlık,tebrik eder , saygılar sunarım.
Soba harlı, Borusu narlı... Odanın içinde mangal, Köz koyuyor ablam, Kül içinde kelle başı bir patates ........Özledik bunları galiba.Eskiden daha güzeldi kışlar bile.Çok güzeldi elinize sağlık.Sevgiler
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.