1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1335
Okunma
Süzülseydi sıcacık bir damla yaş yanaktan
Elbette vazgeçerdim vicdanı aramaktan
Kim ne arar ne bulur bilmem de âleminde
Herkese bir pay düşer aldanıp yanılmaktan
Oysa birlik olup da dirliğe yol aransa
Sakınmaz ki hiçbir göz gördüğü her budaktan
Ama nerde o duygu, içtenlik ve irade
Ne yazık inci düşler dökülür boş çanaktan
İnsanın ne farkı var dağda yalnız pınardan
Bir dereden, yamaçtan savrulan bir yapraktan
Sessizlik korku değil belki de huzurdur da
Korkum ki kopuvermek taş olarak topraktan
Öyle bir çalınmalı dört yandan aşk kapısı
Utanmalı gözler ki pencereden bakmaktan
“Sevgiliyle hemhal ol” diyor ise sadakat
Vefa yumaklarından örülmeli kazaklar
Adilane kararlar verilse teselliden
Ayrılmaz sabi deha elbet pir-i bunaktan
Ya da zenginle fakir düşkünle cılız şişkin
Görüp, koşan âmâdan, sırma saçlı kabaktan…
Kim ne kazanmış düşün o hasetten nefretten
Bu kinden, şu gururdan hiç lüzumsuz firaktan
Dursa da her karşıda öğüt veren alamet
Geçer gider yanından sakınır anlamaktan
İşte böyle ki insan bilmez nafile bekler
Mezarının başında rahmetle anılmaktan