3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1403
Okunma

önce yağmur yağdı...
ne dua tanırdı ne takdis
dizelerim
inançsız değildim
inanırdım...
hatta Tanrı’yı severdim,
O hem;
uçurtmamı tellere kondurmazdı
hem de yere düşen şekerime mikrop!
yerdim!
ama;
anla işte o zamana dek
Tanrıdan başka hiç kimseyi
tanımadan sevmemiştim!
o zamanlar
her yöne bedava
emisyonu sıfır şiirler yazardım
nakaratları serbest uçardı şarkılarımın
kuşlarım vardı semalarda
arada talih kondururlardı sadece başıma
böyle değildi ülkem
sonra çekildi denizimin suyu
yağmurlar konuşmazdı o zamanlar
ağıt tanımazdı şehrim
sonra;
hala tanıyamadığım sen
sonrası;
anladım işte
her aşkın bir sessizliğe sarındığını
ama anlayamamıştım
dedim ya önce yağmur ...
arz ederdi kalemim
en çok rica
bilmezdi böyle yalvarmayı
göğsümü açarak yürürdüm poyraza
yer de gök de bak(ı)irdi bana göre
hiç umurumda olmazdı
havanın
bozguna gebe olması
yani
cürümü kendi kadardı
çok yağsa olacağı aptal ıslatandı
takmazdım bile
o aptaldı bir kere
çünkü ben ıslanmazdım...
en fazla rüzgarın şişmanı derdim
fırtınalara
sonra...
boyumdan büyük dağım yoktu hiç
en koyu rengim de mavi!
ne çok kelam tüketirdim ne çok
kalabalıklara yazardım o vakitler
tükenmezdi kalemim!
yanlış öğrenmişim demek
tüm kalemler tükenirmiş meğer
ne bilirdim
ıslanınca mavisinin siyaha döneceğini!
nerden bilirdim
sevdanın ;
______ kaç kilo
_________kaç beden
_____________kaç hece
hiç farketmez
tek mevsimlik bir bilmece
ve
bir ömür
tek bir cemreyle yetineceğini!
oysa duymuştum;
’’yağmur öncesi fırtına sessizliğini’’
ama
hiç farketmedim
hiç de önemsemedim
bilmezdim ki;
aşkın maviden koyu
ve sessizliğin de konuşabildiğini
bilemezdim!
dedim ya önce yağmur...
ToprağınSesi
.
5.0
100% (5)