4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1132
Okunma
‘Hangi dünyanın kahkahasına sokuluyorsam,
orada bulduğum bir iz oluyorsun sen’
Yolcular giydiriyorum durmadan /
Yolcular çiziyorum rengârenk /
Yolcular buluyorum elimle koymuş gibi /
Yolcular uğurluyorum gözlerim nasır /
Yolcular karşılıyorum en misafirperver maskelerle /
Yolcular oluyorum giyinik ve hazır /
YOLCULAR GİYDİRİYORUM
Omuzları dik / göğüsleri gür
Alımlı adımlarla seğirten
Başları büyük bir aklı semirten
Boyunları raks eden kuğular gibi ak
Yolcular giydiriyorum saçları parlak
Yolcular, yollar gibi kıvrak.
YOLCULAR ÇİZİYORUM
Yayvan tebessümleri inci doğuran
Gözleri ufuk dilleri umut
Yolcular kaydediyorum pamuk tenlerini ovan
Semah dönen eteklerinde alev çağrıları
Yolcular çiziyorum her biri çağ gören
Yolcular ki soyumu tıkatmalı hışırtıları.
YOLCULAR UĞURLUYORUM
Saydam boncukların ardından bakan
Kelebek dudaklarını giderek boğan
Yaslanıp gözyaşı duvarına
Yolcular buluyorum mazisi öksüz ve buruk
Yolcular atıyorum arkalarında bir ben tutuk.
YOCULAR KARŞILIYORUM
Üstlerinde deniz kokusu buram buram
Ceplerinde balıklar dalgalarla çırpınan
Yolcular ağırlıyorum yükleri ses
Yolcular, eşyaları sıcak nefes
Selamlarından sevinçler damlayan
Yolcular buyur ediyorum
Dizlerinde gündüzler sarkan.
YOLCULAR GÖRÜYORUM
Tuzlu ağızlarında ebedi mühür
Sanki intihar etmiş müsvedde bir türküdür
Greve talip gücenen dilek korosu
Sükûtun dilinde pek hür
Pek samimi akıyor yürek burgusu
Yolcular izliyorum istikbali küt mazisi gür
Yolcularla gidiyorum paldır küldür.
Yolcular selamlıyorum alnıma çakarak /
Yolcular anımsıyorum iyi yanlarına tutunarak /
Yolcular saklıyorum kıymetlim gibi /
Yolculara koşuyorum demeden kar tipi /
Yolcular ağızları kırmızı bültenli.
‘Nerede bir yolcu olsam orada bir koku duyuyorum tanık,
orada sana dair bir ses, yanık mı yanık.’
Zeynep Hicret
5.0
100% (1)