20
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2385
Okunma
……………………………………………………………………………………………………………………………………………….
Acep Açılmadı Baht-ı Siyahım
Acep açılmadı baht-ı siyahım
Şu fena mülkünde gam benim için
Onulmadı gitti sînem yarası
Tabipler bulmadı em benim için
Gönül hasret çeker can eder zârı
Yakar derûnumu firkatin nârı
Ey bâd-ı sabâ ey seher rüzgârı
Ne söyler ol gonce-fem benim için
Döşendim toprağı yaslandım taşı
Felekten yaralı sînemin başı
Dostlar meclisinde sâk olan naşı
Yare söyler m’ola kem benim için
Can hasrette gönül ister visâli
Eğnime giyindim post île şâlı
Abdal olmuş deyu Mecnun misâli
Söylensin âlemler ko benim için
AŞIK MECNUNİ
Ermeni asıllı Mecnuni’nin gerçek adı bilinmiyor. Azeri araştırmacı Ekber Erivanlı, onun 17. yüzyılda yaşadığını, Amid’de (Diyarbakır) doğduğunu ve Erzurum’da gömülü olduğunu yazar. Ermeni aşuğlarının en büyüklerinden biri olarak kabul edilen Mecnuni’nin şiirleri genellikle aşıkane ve sufiyane niteliktedir.
Aşık Mecnuni, Türkçe literatürde en çok yer verilen Ermeni aşıklarının başında gelir. 1712’de ölen ünlü Urfalı divan şairi Nabi ile, 1736’da ölen Seyyid Vehbi, Vartan ve Mecnun adlı iki Ermeni şairinin kendilerinden önce büyük şöhret kazandıklarını söylerler. Prof. Fuat Köprülü bu sözlerden yola çıkarak özellikle bu iki aşık üzerinde durmuştur. Köprülü’ye göre Mecnuni’de, Kuloğlu ve Gevheri’yi hatırlatan kuvvetli bir lirizm vardır. Eserlerinde, arada halk edebiyatına has mecazlar, cinaslar, darbımeseller kullanmakla beraber, klasik edebiyat tesiri de göze çarpar. Aruzla yazdığı bazı parçalar da biraz Aşık Ömer’i hatırlatır.
Köprülü’den sonra gelen hemen tüm halk edebiyatı tarihçileri ondan söz açtıkları gibi, tüm halk şiiri antolojileri de ona yer verirler. Kızılbaş, Alevi, Bektaşi antolojilerinde de ona geniş yer ayrılır. Aşık Mecnuni’nin inançsal kimliği ve sanatsal yeteneği üzerinde duranlardan biri de Prof. Pertev Naili Boratav’dır. Boratav bir yazısında şöyle der: “Öğretisi, Müslüman olmayanları içlerine almayı hoş gören Bektaşiliğin de etkisiyle 18. yüzyıldan başlayarak, aşık geleneğinin Hıristiyan Ermeni sanatçıları kendine çekebildiğini görüyoruz. Bu sanatçıların birçoğu, Bektaşi olsun olmasın aşık şiirini öğrenip benimsemiş, Müslüman aşıklarla boy ölçüşme yeteneğini göstermiş kimselerdi. Bu Ermeni aşıklarının üç tanesini sayalım: Mecnuni, Aşık Vartan, Civan.”
Edebiyat tarihçisi Nihat Sami Banarlı da, Mecnun veya Mecnuni’nin Aşık Vartan’dan daha güçlü bir şair olduğunu, Türkçe’nin inceliklerine, cinaslarına ve nüktelerine daha ciddi şekilde nüfuz ettiğini belirtir. “Alevi Şairleri Antolojisi” yazarı Kemal Samancıgil de, Mecnuni’de Ali’ye karşı büyük bir sevgi bulunduğunu, O’nu her Alevi’nin bildiği, her Bektaşi’nin tanıdığı gibi kadir-i mutlak olarak gördüğünü söyler.
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-52-)(-)(-)(
Neden açılmadı şu benim bahtım
Sevda üzre belli gam benim için
O nazlı güzelde hep benim ahtım
Demek ki çaresiz ram benim için
Hüzünle son buldu hayalim düşüm
Kurudu silen yok gözümde yaşım
Sevdanın hâr’ından ağarır başım
Çölden gelen rüzgar sam benim için
Her akşam yüreğim sarıyor efkar
Kokusun bırakmaz gazel lalezar
Maalesef ki sana tutulmuşum yar
Aşkına mahkumluk dam benim için
Sevda ateşinden sararıp solup
Ayrılık elinden hasretle dolup
Güzel sevdasında peymane olup
Divane denilen nam benim için
Mutluluk terk eder hep kanatlanır
Sevdanın bendinden böyle atlanır
Neden acılarım dörde katlanır
Üst üste binen dert zam benim için
Gönül ister senle sırçadan bir köşk
Bu köşkün içinde yaşanan bir meşk
Senle benim için güzelim bu aşk
Henüz oluşmamış ham benim için
Lüzumsuz gül açsın canan gülünce
Vuslat günü gelip vasıl olunca
Nefesim tutunup buğu dolunca
Adını yazdığım cam benim için
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (12)