3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1277
Okunma

söylemiştim oysa hem de üzerine basa basa
yeknesak tufanları tanırım ezelden
dağa karşı geri dönüşsüz aksi/sedaları
o konuşmaz halbuki lâldir
lisanı tamburundan kırıktır aşkın
körleri karanlıktan iyi tanıyan olur mu
ya da geceleri
aynaya bağıran kendi sesini duymaz mı
aşk bu güzellik habersiz kapıya konar mı?
okumuştum bir yerde yazıyordu
beş duyu artı sağduyu
yoksa beş taş oyunu muydu?
dikkat etmeli hem sorup hem cevaplıyorsan
bil ki logaritmik bir yanılsamadasın o zaman
oynadığında bir evcilik oyunu
ve
kendinden bozuktur sözümona o sevdanın akordu
_kendi kendine oynanan kumar haram olur mu_
bir ömür yalamışım kelamını tozunu
ya tutmuşum ucundan ya bakmışım ardından enikonu
tek bildiğim şey
hararetle öpüşünce toprak, oluşuyor da camlar
ama, çok denedim
ne kadar soğutursan o camları bir daha toprak olmuyorlar!
_aşk bir kere konar kapıya gerisi hep birinciyi tekrar_
nasıl zor zamanlar da rok yaparsa şahlar
her köyü kendinden bilir hani bezirgânlar
_ki benim hâlâ gidecek yerim yok_
yoruldum artık
bana üç beden büyüktür artık zati sıfatlı ankastre sevdalar...
Tanrım boşa akan suya bile günah kondudurken
akar suyun başında bile bulamamışım aşk denilen yitiği
ki; kesilmiş kurnamın kurumuş ab_ı hayatı, nefesi
var git yoluna gelincik
suyun olmadığı yerde farzdır teyemmüm dedikleri...
aşk
elbet yer mekan zaman silah ayırmaz da
ama, eğer
ikram ettiği iki bardak çaydan sebep vurulmuşsan
bu yalancı bir aşktır garsona
amma vurulmuşsan iki gözden yetmiş iki kalibre o garsona
o çayın dibindeki demin tortusu da, ona sarılan şekeri de aşktır
işte ona amenna...
ToprağınSesi
.
5.0
100% (3)